'Erik Dalı Gevrektir' türküsü düğün ve eğlencelerimize girdi.
Nasıl bir
efsunlu türküymüş.
Magazinsel bir türkü oldu.
Hangi mekana gitsem gecenin ilerleyen saatinde bir erik dalı, bahçe duvarından aştım çalınır.
Masalar bir an şenlenir
kadehler şerefe kalkar.
Kemancı başucumuzda,
Erik dalı gevrektir.
Sokrates abide seslenir hadi bakalım?
İçeriğinde çok ince bir espri de vardır.
Bizim öz kültürümüzde böylesine hicivler çoktur.
Tatil yerlerindeki diskolarda bile onu çalıyor.
Almanlar, Ruslar, Ukraynalılar sahne de.
Türkiye sınırlarını çoktan aşmış.
Uluslararası bir üne sahip Arjantin de bile koreografik düzenlemesi yapılmış.. Güzel oynuyorlar.
Ertelenen düğünlerin as parçası.
Abi bir erik dalı.
Ayak ritimleri ve belden kıvırmalar.
Kırık havalardan.
Evlenenler de bununla oynuyor
Boşananlarda bununla oynuyor
Burdur türküsü.
Aydın yöresi Kerimoğlu zeybeği oynayacak değil ya!..
SAMSAK DÖVECİ...
Kütahya Tavşanlı yöresine ait Samsak Döveci isimli anonim türkü yıllar sonra yeniden ortalığı sallıyor. Serkan Çağrı'nın klarnet çalıp, Elif Buse Doğan'ın yorumladığı eser kısa sürede dinlenme rekorları kırınca türkü paylaşılamadı.
Langıdı langlanglangıdılanglang
Samsak döveci
Gümbüdü gümbam gümbam gümbam..
Ebe gümeci
Ebelerin ilacıdır ebe gümeci
Uyuz eşek yoncasıdır ebe gümeci
.
Şu sıralar 'Langıdı Lang Lang' sözleriyle meşhur olan '
Samsak Döveci' şarkısı yüzünden bazılarının araları açıkmış.
Magazin haberleri böyle.
Politikaya yansımaları olmaz mı? Elbette olur.
Ne zaman?
Seçimlere doğru. Aday adaylıkları ortaya yavaş yavaş çıkmaya başlayınca.
Öyle ya.
Herkes mebus olmak istiyor.
Öz güven patlaması.
Ben hak ettim.
Yapma yahu.
Neden hak ettin?
Bilgin,nedir. Hangi birikimlerin var?
Liyakatin nedir?
Bu soruların politikada yanıtı yoktur,masalları vardır.
Yalancı çoban misali.
Bilirsiniz bu masalları.
****
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, ülkelerin birinde vaktiyle küçük bir köyün koyunlarını giden küçük bir çobanı varmış. Bu küçük çoban her gün koyunlarını bir dağın eteğine götürür orada otlatırmış.
Günlerden bir gün, koyunlarını otlatırken çobanın canı sıkılmış. Ne yapsam da eğlensem? Diye düşünmüş. Aklına bir fikir gelmiş. Yerinden fırlamış köye doğru koşmaya başlamış. Köye varınca:
İmdat! İmdat! İmdat! Yardım edin! Kurtlar koyunlarımıza saldırıyorlar diye bağırmış. Köylüler ellerine kazma küreklerle koyunların yanına doğru koşmuşlar. Koyunların yanına varınca, kurtları aramaya başlamışlar. Bir yandan da çobana soruyorlarmış:
– Hani nerede kurtlar?
Çoban kahkahayla gülmeye başlamış.
– Yalnız başıma burada çok sıkıldım. Bu olayı biraz eğlenmek için uydurdum demiş.
Köylüler hem şaşırmış hem de öfkelenmişler. Söylene söylene köye dönmüşler.
Birkaç gün sonra çoban yine koşarak köye gelmiş. Köylülerden yine yardım istemiş. Köylüler yine ona inanmışlar.
Çoban:
– Gerçekten
kurtlar geldi. İnanın diye bağırmış. Köylüler yine yardıma koşmuşlar. Meğer çoban yine oyun yapıyormuş. Kurt falan yokmuş.
Ertesi gün çobanın
sürüsüne gerçekten
kurtlar saldırmış. Bunun üzerine küçük çoban var gücüyle köye koşmuş. Olanları anlatıp yardım istemiş. Fakat köylüler bu kez anlattıklarına inanmamışlar. Çoban gözyaşı dökmüş, yalvarmış yine de köylüler oralı olmamışlar. Kurtlar da çobanın bir kaç kuzusunu kapıp götürmüşler.
Çoban bu duruma çok üzülmüş. Bir daha yalan söylememeye karar vermiş. Herkesten
özür dilemiş. O günden sonra dürüst ve güvenilir bir insan olmuş
Hayatınızda ne olursa olsun, yalan söylemeyin,
inkarcılardan olmayın. Politikacılar için de aynı şey geçerli.
Bundan sonra politikacılar her gün bizim için masal anlatacak.
****
Murat kardeşim bana söylemişti. Abi sen ne anlatıyorsun? Seni anlamıyor ki?
Çok zaman sonra kavradım ne demek istediğini!.
Bazıların
nöronları çok geç
iletişim kurar.
Söyledikleri doğruydu belki de ben öyle değerlendirdim. O da
küpeliğim olsun.
Buna algılama sağırlığıda diyorlar.
Hani biz de tel
koptu deriz ya.
****
Cahilliğin kolaçan ettiği toplumda aptalların sözü geçer. Hamasi nutuklar pik yapar.
Bunları akılla matematikle izah edemezsiniz.
İllada ben,ben,ben.
Eeeee.Ne var sende?
Neden sen?
Cevabı yoktur.
****
Bazılarıda kendini bi şeyler sanır.
Megaloman tipler. Yakından tanırım.. Dünyanın kendi çevresinde dönmesini isterler. Buna tıpta başka bir isimde veriyorlar. Güya kendilerini çok
akıllı zannederler ve
senin sırtından bir yerlere gelmeye çalışır.
Gerçek yüzünü saklar, maskelerini takar. Bu konuda ustadırlar..
Oyun içinde oyun oynar. Erik deli gevrektir oynasa iyi. Yahut 9/8 roman havası. Ritim uyar. Hiç olmazsa politik endamı görünmüş olur?
Matruşka politikacısı.
Maskelerini düşürdün müvay, vay vay!
Ne
iftiralar uydururlar. Ne çamurlar atılır.
Ne
şerefsizliklerle karşılaşırsın.
Buna
politika diyorlar.
Bazıları da siyaset diyor.
Siz ne derseniz deyin.
Birisi Latince, diğeri Arapça.
Çok yüzlülük.
Fıtratında var.
Yüzlercesini gördüm. Gözlerine baktığımda anlarım dersem '
abartmış' olmam.
Gerçek yüzünü görmek ve aklından geçenleri okuyabilmek.
Allah'ın bizlere bir lütfu.
Güneşe sırtını dönenler kendi gölgesini görürler.
Romen
diyojen'in büyük
İskender'e söylediği gibi.
Gölge etme başka ihsan istemem senden!
Günün sözü.
Düşerken iki şeyi asla unutma! Kimin seni ittiğini ve kimin seni tutmadığını... Tekrar ayağa kalkınca lazım olacak.