Birçok farklı kültürün 'korku hikayeleri' benzer olsa da, korku figürleri aynı olsa da, konu işleyişleri ve anlatım tarzları farklılık gösterir. Ülkemizde bulunan korku figürlerinin benzerlerini bir çok farklı millette görmek mümkün..
Birçok farklı kültürün 'korku hikayeleri' benzer olsa da, korku figürleri aynı olsa da, konu işleyişleri ve anlatım tarzları farklılık gösterir. Ülkemizde bulunan korku figürlerinin benzerlerini bir çok farklı millette görmek mümkün.. American Horry story, 2011'li yılların en ünlü yabancı dizilerinden biriydi, Lady Gaga'nın bu dizinin ününe ün kattığını duymayan kişi sayısı çok azdır..
***
Daha önce bir çok kez duyduğum ama 'korku ve gerilim' türü ile çok içli dışlı olmadığım için izlemek için asla fırsat yaratmadığım bir yapım olmuştu benim için. Kısa bir süre önce izlemeye başladığım dizi, halk tabiri ile 'sarıyor'. İzleyen kişilere, seyir zevki yüksek bir şov sunuyor.. Sadece ilk sezonunu izleme fırsatı bulabildim. Dizi 12 sezondan oluşmakta ve uzun bir yolculuğa çıkmak isteyen izleyicilerin uğrak noktalarından birisi..
***
American Horror Story bir “antoloji serisi” olarak geçiyor, Amerika korku hikayelerinin derlendiği bir yapım diyebiliriz. Her sezon hikayesi farklı, sıra ile izlemek zorunda olmadığınız bir yapım. İlk bölüm konusu olarak ise; ''Vivien Harmon (Connie Britton), kırklı yaşlarının sonlarında bir çocuk daha yapma hevesine kapılmış ancak hamileliği düşükle sonuçlanmıştır. Daha travmayı atlatamadan, kocasının onu evde aldattığını öğrenir. Psikolog olan kocası Ben Harmon’un (Dylan McDermott), çalıştığı üniversitedeki bir kız öğrencisiyle ilişkisi vardır. Vivien huysuz ve ergen kızı Violet’i (Taissa Farmiga) alıp kardeşine gitmeyi düşünürken, Ben, karısına bir şans daha vermesi için yalvarır; Boston’da çok güzel ve fazlasıyla ucuz şahane bir ev bulmuştur ve yeniden başlamak ister. Vivien de bu teklife dayanamaz ve kabul eder.'' Konu klasikleşmiş bir 'amerikan rüyası' eşliğinde başlayıp, olayların ilginçleştiği bir bölüm haline geliyor.