Bu satırları yazdığımız esnada ABD'de seçim sonuçları artık kesinleşmişti; Demokratların adayı Kamala Harris, yenilgiyi kabul etti ve telefonla Cumhuriyetçilerin Adayı Donald Trump'ı arayarak tebrik etti. Harris'in Trump'a telefonda verdiği mesajlar gayet olumlu karşılandı.
DÜNYANIN EN BÜYÜK ASKERİ VE EKONOMİK GÜCÜNDE OLUP BİTENLER BİZİ DE İLGİLENDİRİYOR!
ABD halen dünyanın en büyük ekonomik ve askeri gücü. Bu yüzden orada olan her gelişme diğer tüm ülkelerde çok dikkatli bir şekilde takip ediliyor. ABD seçimlerinin sonuçları tüm dünyayı yakından ilgilendiriyor, her ne kadar seçimler aman aman ABD politikalarında bir değişikliğe sebep olmasa da!
ABD'de seçim sonuçları netleştikten sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ikinci kez ABD Başkanı olan Trump'ı arayarak tebrik etti ve "Dostum" dedi. Dönüşü muhteşem olarak karşılanan Trump ise dünya liderleri arasında sadece Erdoğan'ın kendisine "dostum" diye hitap ettiğini söyledi. Peki sıcak başlangıç iki ülke arasındaki ilişkileri nasıl etkileyecek? Erdoğan-Trump arasındaki bu sıcak ifadeler ilişkilere de yansıyacak mı?
TRUMP'IN İLK BAŞKANLIK DÖNEMİ TÜRKİYE AÇISIDAN HAYLİ OLUMSUZ GEÇMİŞTİ
Aslında Trump'ın ilk başkanlığı dönemine baktığımızda fazla ümitli olmaya gerek olmadığını düşünüyoruz. Trump'ın ilk döneminde ABD'li bir papazı 22 ay hapiste tutmuş, sonra birden bire salmak zorunda kalmıştık. Trump'ın "Türkiye sınırları zorlarsa ekonomisini mahvedeceğim" sözlerini henüz unutmuş değiliz. Trump bu sözleri o tarihlerde Türkiye'nin Suriye'de düzenleyeceği operasyonlar kapsamında kullanmıştı. İfadelerinin ilgili bölümü şöyleydi: "Daha önce de açık bir şekilde söylediğim gibi, tekrar ediyorum, eğer Türkiye benim müstesna ve eşsiz bilgeliğimle belirlediğim sınırların dışına çıkarsa (daha önce yaptığım gibi) Türkiye ekonomisini mahvederim. Türkiye, Avrupa ve diğerleri ile birlikte IŞİD savaşçıları ve ailelerine nezaret etmek zorundalar."
ERDOĞAN'IN İSRAİL KONUSUNDAKİ TUTUMU TRUMP TARAFINDAN HOŞ KARŞILANMAZ
Görüldüğü gibi Trump'ın birinci döneminde Türkiye ile ilişkileri hemen hiç ilerlemedi. Hatta Türkiye o dönemde çok büyük zararlar gördü, özellikle de ekonomik açıdan. Hiç şüphesiz bunda bizim kendi hatalarımızın da önemli rolü oldu. ABD, FETÖ elebaşını korurken kendi topraklarında iadesine sıcak bakmadı. Erdoğan'ın Trump ile sıcak ilişkisi iki ülkenin ilişkilerine hemen hiç yansımadı ve hep gergin geçti. Tam da bu nedenle Trump'ın ikinci döneminin Türkiye açısından çok hayra alamet olabileceğini düşünmüyoruz. ABD'nin çıkarları ile Türkiye'nin çıkarları artık bazı alanlarda ne yazık ki örtüşmüyor. Erdoğan'ın İsrail konusundaki çıkışları da malum. Dolayısı ile Trump'ın da koyu bir İsrail savunucu olması ilişkilerde yeni bir gerilmeye neden olabilir diye düşünüyoruz.
Diğer yandan ABD'nin bölgemize yönelik politikaları bize yakından ilgilendiriyor. Trump ABD'nin gücünü başka ülkeleri hizaya getirmekte kullanmayı seviyor ama bunu yaparken askeri gücü kullanmayı mümkün mertebe göz ardı etmeye çalışıyor. Bu yüzden İran-İsrail arasındaki gerginliğin Trump'ın zaferinden sonra ne kadar devam edeceğini kestirmek bir hayli zorlaştı. İran ile İsrail kendi aralarında el altından anlaşacaklar mı yoksa açıktan birbirine karşı saldırganlık tiyatrosunu oynayacaklar mı henüz bilmiyoruz. Ancak eğer İran İsrail'e karşı saldırgan tutum izlemeye devam ederse Trump, iran'ın çok daha sert bir karşılık bulması için daha cesur adımlar atacaktır. Zira Trump her ne kadar ABD askeri varlığını başkalarını korumak maksadıyla kullanmak için bedelinin karşılanmasını talep ediyorsa (Örneğin İran'a karşı Körfez ülkelerini) da söz konusu İsrail olunca yelkenler otomatikman suya iniyor. Bu yüzden bizim bölgemizdeki gerginliğin bitip bitmeyeceğini, bitmediği takdirde bu gerginliğin nereye kadar yayılacağını hemen kestirmek mümkün değil. Bekleyip görmek gerekecek.
SAKIN "ABD'DEKİ SEÇİMDEN BİZE NE!" DEMEYİN
Bu arada sakın şöyle düşünmeyin: Yahu ABD'deki seçimden bize ne!
ABD'deki seçim bizim ekonomimizi de dış politikamızı da yakından ilgilendiriyor. Trump'ın kazanmasını bizim borsamız bile mutlulukla karşıladı. ABD'nin bize karşı politikasını sertleştirmesi bizim para piyasalarımızı olumsuz etkiliyor. ABD ile ilişkilerimizin iyiye gitmesi ise tam tersine gelişmelere sebep oluyor. Hatta ABD ile aramız düzeliyor diye yabancı yatırımlar da artıyor!
ABD'de Trump'ın kazanması ile yeni bir süreç başlıyor. Trump'ın daha önce bir dönem başkanlık yapması elbette birçok ipucu veriyor yeni dönem için. Ancak Trump'ı bilsek de yeni dönemdeki yeni şartlara göre ABD'nin nasıl bir politika geliştireceğini ve tepki göstereceğini henüz bilmiyoruz. Bir süre bunu bekleyecek ve yeni gelişmelere göre pozisyon alacağız.
ERDOĞAN-TRUMP YAKINLIĞI İLİŞKİLERE YANSIRSA...
Türkiye, Trump'ın ilk döneminde bazı hatalar yaptı bize göre. Örneğin ABD'li papazı tutup hapse attık 22 ay ve bu yüzden boş yere zaten kötü olan ilişkiler iyice bozuldu, ekonomik olarak da bunun ceremesine katlanmak zorunda kaldık.
Trump'ın tarzını artık öğrendik ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile sıcak diyalogu var. Bu iki husus ilişkilerin yoluna konulması arzulandığı takdirde Türkiye tarafından, yeni yol haritasının oluşturulmasında oldukça etkili olacaktır. Türkiye'nin Trump'ın yeni döneminde de bölgede barışın sağlanması adına ön alan bir ülke pozisyonunu sürdürmesini bekliyoruz!