Merkez Bankası 22 Mart 2024 tarihinde 500 baz puanlık artışla gösterge faizini yüzde 50'ye çıkarmıştı.
Peki bu faiz artırma süreci ne zaman ve nasıl başlamıştı?
Merkez Bankası, gösterge faizi yüzde 8,5 iken Haziran 2023'te toplanmış ve 27 ay sonra ilk kez faiz artırımında bulunmuştu. TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan idi o tarihlerde. Faizler 650 baz puan yükseltilmişti bir anda ve yüzde 15'e çıkarılmıştı.


YÜZDE 19'DAN 8,5'E ANLAMSIZCA DÜŞÜRDÜK 8 AYDIR YÜZDE 50'DE TUTUYORUZ!
O tarihten sonra faiz artırımları durmadı, Temmuz 2023'te 250 baz puan, Ağustos ayında ise 750 baz puan artırılmıştı. Böylece faizler üç aylık süreçte yüzde 8,5'ten yüzde 25'e kadar yükseltilmişti. Faizler, yüzde 8,5'e yüzde 19'dan düşürülmüştü. Hatırlarsanız faizi yüzde19'a çıkardı diye 2021 Mart ayında Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal görevinden alınmıştı!


Türkiye, Haziran 2023 tarihinden bu yana faizleri yükseltiyor ve son 1 yıldır da göreceli olarak yüksek faiz ile enflasyon mücadelesine destek vermeye çalışıyor.
Elbette politika (gösterge) faizi kimi zaman piyasadaki faizin altında kaldı. Kimi bankalar yüzde 60'a kadar mevduata faiz verdiler. Halen de hem kredi faizleri hem de mevduat faizleri bir hayli yüksek. Dolayısıyla faiz cazibesini korumaya devam ediyor.


HER ŞEYE RAĞMEN ÜRETİM YAPANLAR BÜYÜK BİR BEDEL ÖDÜYOR
Ancak enflasyon umulduğu kadar hızlı düşürülemedi. Çünkü piyasalar üzerinde hemen hiçbir denetim yok, her isteyen istediği kadar sık ve yüksek oranda zam yapabiliyor. Bu yüzden süreç uzuyor, dar ve sabit gelirlilerin çektiği acı artıyor!
Daha kötüsü her türlü ağır şartlara rağmen üretim yapanlar büyük acılar çekiyorlar, büyük bir bedel ödüyorlar. Kim ki hiçbir şey yapmıyor ve sadece parasını bankaya koyup faizinden faydalanıyorsa, parasının değerini enflasyona karşı en fazla bunlar koruyabiliyor; buna mukabil üretim yapanlar, istihdam meydana getirenler çok büyük sıkıntılar çekiyorlar. Sermayeden yemek zorunda kalıyorlar. Kimi şirketler küçülüyor, kimileri batıyor!


MÜSİAD ESKİŞEHİR ŞUBE BAŞKANI UYARIDA BULUNMUŞTU
MÜSİAD Eskişehir Şube Başkanı Avukat Oğuz Özdemir, bundan bir süre önce faizlerin daha fazla bu kadar yüksek seviyelerde tutulması durumunda ekonomideki küçülmenin daha uzun süre kalıcı olabileceği ve hasarın tahminlerin üzerinde gerçekleşebileceği uyarısında bulunmuştu. Çok haklı bir sitemdi bu. Çünkü tam 8 aydır faizler yüzde 50 seviyesinde ve birçok firma sahibinin dayanacak sabrı kalmamış durumda. Dar ve sabit gelirlilerin yapabilecekleri fazla bir şey ise yok; onların harcamaları kısıtlanarak enflasyon düşürülmeye çalışılıyor. Bu yüzden asgari ücrete Temmuz ayında zam yapılmadı. Asgari ücretin artırılmamasına rağmen işletmelerin bu kadar zorlanması hayra alamet değil. (Gerçi birçok şirket zaten asgari ücret de ödemiyor) Enflasyon muhasebesinin de her şeye rağmen uygulanması ile üzerlerindeki baskılar iyice artan birçok firma eldeki, avuçtakini bitirmek üzere.


FAİZLERİN DÜŞECEĞİ YÖNÜNDE BİR İŞARETE ACİL İHTİYAÇ VAR
Ekonomi yönetimi parası olana yüksek faiz verip dar ve sabit gelirlileri reel olarak küçülten bu garip mantık silsilesinden bir an önce koparmalı ülkeyi. Hiç değilse bu ay yapılacak Merkez Bankası toplantısında piyasalara faizlerin indirilmeye başlanacağı yönünde sinyal verilmeli. Hiç olmazsa 250 baz puanlık bir indirim yapılmalı. Faizler yüzde 40'ın altına düşmeden piyasalarda canlanmanın tam olarak başlayacağını düşünmüyoruz. Ancak küçük bir indirim bile bazı sektörler için işaret fişeği olabilir. "Tamam artık, bundan sonra her geçen gün elimiz biraz daha rahatlayacak" düşüncesi ile yatırımlar tekrar başlayabilir, harcamalar tekrar artabilir.
Enflasyonu düşürmek isterken ekonomiyi, üretimi, istihdamı bu derece yaralamak doğru değil. Faizlerin haddinden fazla yüzde 50 bandında tutulduğunu düşünüyoruz. Para faizden çıkıp başka sektörlere, alanlara gitmeden ekonomide bir canlanma beklemek beyhude.