Zaman hızla akıp gidiyor...
Günler günlere, yıllar yıllara ekleniyor.
Acısıyla, tatlısıyla, günahıyla, sevabıyla bir yılı daha geride bırakıyoruz. Her yılın sonunda olduğu gibi, bu yıl da umutlarımızı yenileyerek yeni bir yıla başlangıç yapıyoruz. Ancak son yılların değişmezi olan savaşlar, acılar, zamlar, cinayetler ve toplumsal çalkantılar, insanlığın önündeki en büyük sınav olmaya devam ediyor.
2025 yılına, tıpkı önceki yıllarda olduğu gibi, iyi niyet temennileriyle giriyoruz. Gönül isterdi ki, insanlık savaşlardan, yıkımlardan ve acılardan ders çıkararak yeni bir sayfa açsın; bilimde, sanatta, dostlukta ve ilerlemede önemli adımlar atsın. Ancak dünya, açgözlü zalimlerin elinde, yakın coğrafyamızda cehenneme dönüşmeye devam ediyor. Bu durum, yeni yılın bizlere barış ve huzur getirme ihtiyacını daha da derinleştiriyor.
2024 yılına dönüp baktığımızda, zalim İsrail’in Gazze’de işlediği cinayetler yüreğimizi kanatmaya devam ediyor. Bu yürek yarasıyla giriyoruz 2025’e. Ukrayna-Rusya savaşı ise dünyayı sarsmaya devam ediyor.
Komşumuz Suriye’de 13 yıl süren iç savaşın ardından Esad’ın devrilmesi, 2024 yılının en önemli olaylarından biri olarak tarihe geçti. Ancak Suriye’nin çok parçalı yapısı ve belirsiz geleceği hepimizi endişelendiriyor.
Ülkemize dönersek, Ocak ayında Alper Gezeravcı, Türkiye’nin ilk astronotu oldu. Görevini tamamlayarak dönen Gezeravcı, Türkiye Uzay Ajansı Yönetim Kurulu üyeliğine atandı.
Şubat ayında ise asrın felaketi olarak nitelendirilen Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremle sarsıldık. 11 ili etkileyen bu felaket, binlerce can kaybına, on binlerce yaralıya ve yüz binlerce kişinin evsiz kalmasına neden oldu.
Yine bu yıl kadın cinayetleri endişe verici boyutlara ulaştı. 2024 yılının ilk 10 ayında 357 kadın cinayeti işlendi.
Diyarbakır’da 8 yaşındaki Narin’in vahşice öldürülmesi ise yılın en sarsıcı olaylarından biri olarak tarihe geçti.
Bir diğer trajik olay, yasa dışı yollarla bebek ticareti yapan “Yenidoğan Çetesi”nin faaliyetlerinin ortaya çıkması oldu. Savunmasız bebeklerin ölüme terk edildiği bu vahşet, 2024’ün unutulmaz olayları arasında yer aldı.
Haziran ayında futbol heyecanı yaşandı. Türkiye, EURO 2024’te çeyrek finale yükseldi; turnuvayı İspanya kazandı.
Ekim ayında Ankara’daki Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) tesislerine düzenlenen saldırıda, aralarında taksi şoförünün de bulunduğu 5 kişi hayatını kaybetti, 22 kişi yaralandı. Saldırıyı PKK terör örgütü üstlendi.
Bu yılda küresel iklim değişikliği de yalnızca bilim insanlarının değil, artık herkesin endişe kaynağı haline geldi. Depremler, seller ve orman yangınları, doğayla uyum içinde yaşamanın önemini bir kez daha hatırlattı.
Her yeni yıl, kimileri için mutluluk, kimileri için ise geride kalanların hüznünü temsil eder. Ancak hepimizin yeni yıldan beklentileri var; çünkü insan, umut ve hayalleri olduğu sürece yaşayabilir.
Mevlana’nın dediği gibi: “Düne ait ne varsa dünle beraber gitti, şimdi yeni şeyler söylemek lazım.”
Yeni yıldan en büyük dileğimiz, dünyanın barışa biraz daha yaklaşması. Savaşların sona erdiği, çocukların huzur içinde büyüdüğü, emeğin karşılık bulduğu bir dünya hayal ediyoruz.
Bu cennet vatanda, her bir vatandaşımızın hak ettiği refah seviyesine ulaştığı bir toplumu görmek istiyoruz.
Yeni bir yıl, aynı zamanda bir başlangıçtır. Bu nedenle, umutlarımızı ve hayallerimizi şartlar ne kadar zor olsada korumalıyız. Çünkü insanı ayakta tutan, ona enerji veren şey umut ve hayaldir.
Bu duygu ve düşüncelerle, 2025 yılının başta ülkemiz olmak üzere tüm insanlık için sağlık, huzur, barış ve mutluluk getirmesini temenni ediyorum.
Herkesin yeni yılını en içten dileklerimle kutlar, sevdiklerinizle birlikte sağlık ve mutluluk dolu bir yıl geçirmenizi dilerim.