Merhaba Değerli Okurlar;

Geçtiğimiz hafta takipsizlik adı ile bildiğimiz kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı  kanunlar ve Yargıtay kararları nezdinde incelemiştik.Bu hafta ise zina yapan eşin katılma alacağına hak kazanıp kazanamamasını anlatmaya çalışacağız.

KATILMA ALACAĞI

Katılma alacağı rejiminde , rejim süresince edinilen mallar rejimin sona ermesi ile tasfiye edilir. Tasfiyeden sonra bir artık değer dediğimiz her eşin edinilmiş mallarının toplam değerinden bu mallara ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan miktar kaldığında kural olarak her bir eş diğer eşe ait artık değeri eşit olarak paylaşır. Burada paylaşılan miktarlar ise katılma alacağıdır.Bu davayı her bir eş açabileceği gibi eşlerden birinin ölmesi durumunda mirasçıları da açabilir.

Her eş veya mirasçıları, diğer eşe ait artık değerin yarısı üzerinde hak sahibi olurlar. Alacaklar takas edilir. Zina veya hayata kast nedeniyle boşanma hâlinde hâkim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir.

Zina veya hayata kast özel boşanma sebeplerindendir. Bu nedenlere dayanılarak boşanma davası açıldığında, bu olguların kesin olarak ispatlanması gerekir. Yukarıda ki madde metninden de görüldüğü üzere, hâkim tarafından katılma alacağının azaltılması veya kaldırılmasına karar verilebilmesi için, evliliğin zina (veya hayata kast) sebebine dayalı boşanma kararıyla sona ermiş ve kararın kesinleşmiş olması gerekmektedir.

YARGITAY KARARI

Yargıtay 8. HD. 2010/6048 E. 2011/3774 Kararı

Davacı vekili, tarafların 1991 yılında evlendiklerini, evlilik birliği içerisinde edinilen ...parsel ile davalının banka hesabında bulunan mevduat üzerinde 1/2 alacağına tekabül eden 5000-TL'nın davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir

Davalı vekili, davacının ev kadını olup herhangi bir geliri bulunmadığından taşınmazın alınmasına katkısı olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Mahkemece, taşınmazın üzerindeki katkıdan kaynaklanan alacağa ilişkin talebin kanıtlanamaması nedeniyle reddine, davalının bankada hesabında bulunan 300.77-TL üzerinde davacının katılma alacağı var ise de davacının boşanmadaki kusur durumu dikkate alınarak TMK md. 236/2 uyarınca cüzi nitelikteki alacağın hakkaniyet ilkesi uyarınca tamamen kaldırılmasına karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Taraflar, 28.06.1992 tarihinde evlenmişler, 09.06.2006 tarihinde açılan davanın boşanmayla sonuçlanması üzerine 16.06.2008 tarihinde kesinleşen hükümle boşanmışlardır. Eşler arasındaki evliliğin boşanmayla sona erdirilmesine karar verilmesi halinde mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer (TMK md. 225/2).

Taraflar arasında evlilik tarihinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TMK md. 170.), bir yıl içinde başka mal rejimini seçmediklerinden 4721 sayılı TMK'nın yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı 09.06.2006 tarihine kadar eşler arasında yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir.

Arsa niteliğindeki dava konusu ...parsel, 06.09.1994 tarihinde satış yoluyla davalı koca ... adına tescil edilmiş, bankadaki mevduat hesabı ise 06.05.2004 tarihinde açılmıştır. Dava; taşınmaz yönünden 743 sayılı TMK md. 170 uyarınca katkı payı alacağına, bankadaki mevduat bakımından ise, TMK md. 202/1 ve devamı maddeleri uyarınca yasal edinilmiş mallarla katılma rejiminden kaynaklanan katılma alacağına ilişkindir.

Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, dava konusu ...parselin mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu tarihte satın alınarak davalı koca adına tescil edildiğine ve davacı tarafından taşınmazın satın alınmasına katkıda bulunduğu kanıtlanamadığına göre davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün bu bölümünün açıklanan nedenlerle onanmasına...

Davacı vekilinin edinilmiş mal varlığı niteliğinde olan davalının banka hesabındaki mevduata ilişkin temyiz itirazlarına gelince; mahkemece mevduatın edinilmiş mal olduğu ve davacının 1/2 katılma alacağı bulunduğu kabul edilmesine karşılık TMK md. 236/2 uyarınca katılma alacağının kaldırılmasına karar verilmiş ise de; verilen karar usul ve yasaya aykırıdır. Anılan maddede; zina (TMK md. 161) veya hayata kast (TMK md. 162) nedeniyle boşanma halinde hakim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebileceği açıklanmıştır.

Bu açıklamalara göre, madde hükmü ancak, boşanmanın zina ve/veya hayata kast nedenlerinden dolayı açılması ve boşanmaya hükmedilmesi halinde uygulanabilmesi mümkün olacaktır.

Somut olayda; boşanma davası sadakatsizlikten kaynaklanan şiddetli geçimsizliğe dayalı (TMK md. 163 ve md. 166) olarak açılmış ve aynı gerekçelerle boşanmaya hükmedilmiştir. Boşanma kararı bu haliyle kesinleşmiştir. Mahkemece, bankadaki mevduatın edinilmiş mal niteliğinde olduğu ve TMK'nın 202/1 maddesi uyarınca davacının 1/2 katılma alacağı (TMK md. 236/1) bulunduğu kabul edildiğine göre, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken maddeye yanlış anlam verilerek hatalı değerlendirme sonunda katılma alacağının tamamen kaldırılmasına karar verilmiş olması doğru görülmemiştir

HAFTAYA GÖRÜŞMEK ÜZERE

HUKUKLU GÜNLER