'Kur'an, Allah tarafından Cebrail vasıtasıyla, son Peygamber Hz. Muhammed (sav)'e indirilen, mushaflarda yazılan, tevatürle nakledilen, okunmasıyla ibadet edilen, Fatiha suresiyle başlayıp Nas sûresiyle biten, başkalarının benzerini getirmekten aciz kaldığı Arapça mûciz bir kelamdır.'(DİA Ansiklopedisi).
Sünnet, sözlükte yol ve adet demektir.
İslam hukukçularına göre Sünnet, Peygamberimiz(sav)'in Kur'an'dan başka sözleri ve davranışlarıdır.
Bu tariften anlaşılacağı üzere sünnet, üç kısımdır:
1. Kavli Sünnet: Peygamberimiz(sav)'in sözü demektir,
2. Fiili Sünnet: Peygamberimiz(sav)'in işi ve davranışıdır.
3. Takriri Sünnet: Peygamberimiz(sav)'in, başkalarının din ile ilgili yaptıkları işleri gördüğü veya söyledikleri sözleri duyduğu halde ses çıkarmaması ve onları uygun görmesidir.(DİA Ansiklopedisi)
Allah'ın yarattığı insan, bu dünyada bir yol yürümektedir. Allah'ın insana en büyük ikramı ve lütfu, bu yolculukta insanı yalnız bırakmamasıdır. İnsanı, Kur'an ve Peygamberleri ile desteklemesi, ona rehberlik yapıp yol göstermesi bizim için büyük nimettir.
Kuran ve Sünnet, insanın dünya hayatındaki yolculuğunu en az hatayla tamamlayarak, Allah'ın rızasına ulaşması, kazananlardan olması için şaşmaz bir pusuladır.
Peygamber Efendimiz (sav) Veda Hutbesi'nde şöyle buyurmuştur: 'Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah'ın Kitabı ve Peygamber(sav)'inin Sünnetidir. (Muvatta, Kader, 3)
Kuran ve Sünnet, insana doğru yolu gösteren, hidayeti ve şifayı lütfeden yeri doldurulamaz bir rehberdir.
Ona uyduğumuz takdirde bir hayat biçimi sunan ve Rabbimizin rızasına giden yolu gösteren en önemli iki kaynaktır Kur'an ve Sünnet.
Kul olmanın anlamını, ibadetlerin mahiyetini, nasıl ibadet edilmesi gerektiğini, neyin doğru neyin yanlış olduğunu, neyin sevap neyin günah olduğunu, neyin hak neyin batıl olduğu Rabbimizin kelamı Kur'an'dan, ne şekilde ve nasıl yapılacağını da Peygamber efendimiz(sav')in sünnetinden öğreniriz. Zira Peygamberimiz (sav), Kur'an'ı öğrenme, anlama, yaşama ve örnek olma hususunda bizim için müjdeleyici, uyarıcı ve irşat edici bir rehberimizdir ve en temel öğretmenimizdir.
Hak ve hakikat bu iken, Kur'an'ı ve Sünneti birbirinden ayırma çabalarına üzülerek ve yine yüreğimiz sızlayarak şahit oluyoruz. Bu çabalar, belki cahilane bir üslup olarak görülebilir, ama bu çarpıklık göründüğü kadar masum değildir. Temelinde dinin sağlam yapısını bozmak, hükümleri tartışılır hale getirmek, kişiye göre özel yorum ve yönlendirmelerle, insanları İslam'ı yaşama ve uygulama noktasında, istediği gibi nefsine uygun olarak bir din inşası olduğunu göstermek pekte zor olmaması gerekir. Zira çarpıklıklar ve kokuşmuş nefsani yorum ve yönlendirmeler, dini sağlam ana kaynaklara göre yaşama arzu isteğinde olanları rahatsız ettiği aşikardır.
Kur'an ve Sünnet birbirinden ayrılmaz bir bütündür. Dinimizin temelini oluşturan bu iki ana esası, birbirinden ayırmak mümkün değildir. Kur'an'ı Sünnet'ten ayırmak, hem imkansız hem de masum bir düşünce ve davranış değildir.
Kur'an ile Sünneti birbirinden ayırarak veya Sünnet'i değersizleştirerek, basitleştirerek ikisinin arasına mesafe koyarak, 'Kur'an bize yeter' diyerek sünnetin dindeki yerini hafife alarak, Peygamberimiz(sav)'den bize ulaşan Hadis ve Sünnet gibi sahih bilgi kaynakları hakkında şüphe uyandırmak, iyi niyetten uzak büyük bir vebaldir.
Asırlarca Allah'a, Peygamber(sav)'e, Allah'ın gönderdiği Kitaba, Ahirete iman eden mü'minler, hayatlarını yaşama ve dini emirleri uygulama, ibadetleri yerine getirmede, Peygamberimiz(sav)'in sünneti hayatımızın hem ayrılmaz bir parçası hem de çimentosu olmuştur. Kur'an'a iman eden Müslüman toplumların geleneği ve hatta adetleri Sünnet ile yoğrulmuştur.
Peygamberimiz(sav)'in rehberliğinde inşa edilen, İslam medeniyetinin temelleri Kur'an ve Sünnet üzerine kurulmuştur.
Bize düşen bu oyun ve tuzaklara karşı uyanık olmak, dinimizde yapılmak istenen tahrifatların bir parçası olmamaktır. Yazımızı Rabbimizin şu ayeti ile bitirmek istiyorum.
Ey Muhammed! Allah'ı sevdiğini iddia eden ve O'nun sevgisini kazanmak isteyen kimselere
De ki: 'Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir.'(Ali İmran, 31)
Aşır TOPRAK/ VAİZ
GÜNÜN DUASI
Ey Rabbimiz! Biz inandık, bizi bağışla, bize merhamet et, sen merhamet edenlerin en hayırlısısın.' (Mu'minun, 109)