Hüseyin Güven
Hayvanat bahçelerinin kapatılması mevzuu eskilere dayanır /sirklerin de öyle…Her canlının doğal ortamında yaşaması kanaatimi yeniden belirtmeme lüzum yok elbet /insanoğlu dahil…
Son yıllarda hatta asırlarda hayvanların neredeyse tüm doğal ortamlarına bir bir katlettik, bir nevi yaşam alanlarına çöktük…
Yaşam alanı bırakmadık onlara… Yaşam alanı bırakmadığımız gibi bazılarını yaşam alanlarından koparıp hayvanat bahçelerine tıktık…
Nice aslanları boğdurduk kedilere! Ve halen de boğduruyoruz…
İLK HAYVANAT BAHÇESİNİN ANADOLU'DA KURULDUĞUNU BİLİYOR MUYDUNUZ?
Asırlar demiştik ya, buyurun size belgesi!
Okuduğum bir makalede Kültepe/Kaniş-Karum Kazı Başkanı Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, 'Kültepe-Kaniş'i (Neşa) ele geçiren Kuşarra Kenti Kralı Anitta, M.Ö. 18'inci yüzyılda çeşitli yerlerden topladığı, aslan, leopar, yaban domuzu gibi yırtıcı, geyik, keçi gibi çevik hayvanları Kültepe'ye getirip korunaklı bir yerde muhafaza etmiş. Kültepe'deki bu hayvanların bir arada tutulduğu yer için kayıt olarak bildiğimiz dünyadaki en eski (ilk) hayvanat bahçesi diyebiliriz' diye bahsediyor…
Hatta 'Anitta Metni olarak bilinen tablet(ler), Kültepe'de bulunmayan, ama Kültepe ve Anadolu tarihi hakkında bilgiler sunan en önemli belgelerden birisi olduğunu, bu tabletlerde, yaklaşık olarak M.Ö. 18. yüzyılda yaşamış ve yerini bilmediğimiz Kuşşara Kenti Kralı olan Anitta'nın faaliyetleri anlatıldığını ifade ediyor… Ancak, bu faaliyetler M.Ö. 18. yüzyılda değil, daha sonraları, yaklaşık 16. yüzyılda yazılan ve Hititlerin başkenti Hattuşa'da bulunan bir tablette anlatılmaktaymış… Bu tablet Kültepe değil, Boğazköy'de bulunmuş. Birkaç parça halinde birkaç sürümü değişik şekilde bilinen bir metin… Bizim alanımızda Anitta olarak bilinen bir tablet' diye konuşuyor…
Tarihe merakı olanlar bilir, 'Anitta' ilk Hitit Kralı olarak bilinir…
ELİMİZ KOLUMUZ BAĞLI MI?
Yani bu işler dünün, bugünün işi değil, taaa M.Ö. 18. YY'a kadar dayanıyor…
Bazı şeyleri bilirsiniz, lakin elinizden bir şey gelmez ya!
Bazı zulümlere şahit olursunuz, çaresiz kalırsınız ya!
Gücünüz yetmez bazı olaylara, eliniz kolunuz bağlıdır ya!
İşte bu durum tamda öyle!
BİR KARINCA KADARDA MI OLAMAYIZ?
Bilen bilir, her şeye rağmen vazgeçmem, yorulsam da diz çökmem, yılmam, yıkılmam /yazarım düşüncelerimi…
Böylesi durumlarda, Kral Nemrud'un İbrahim Peygamber'in ateşte yakılması emrini verdikten sonra, bir karıncanın ağzında küçücük bir damla su ile koşa koşa gitmesinin hikayesi geliverir aklıma!
Geçen gün sosyal medyada bir video izledim… Bir hayvanat bahçesinde ziyaretçi Ayı'ya 3 metre yukarıdan pet şişe ile su veriyor /döküyor…
Niyeti halis yada değil, orası değil mevzuu…
Çok değil 10 saniye sürüyor bu şov… 11. Saniyede Ayı'nın çaresizce başını betona koyması ve 'benim burada ne işim var, bu ne zulümdür Allah'cc'ım der gibi başını eğmesi…
İnanın o an yutkunamadım, düğümlendi yüreğime bir şey… Yaş geldi gözlerimden… Lütfen o videoyu ve dahi benzeri veideoları bulun izlerin ve koyun pamuk ellerinizi yüreklerinize o vakit ne dediğimi daha net anlayacaksınız…
HAYVANLARA ZULÜM EDEN İNSANATLAR…
Hayvanat bahçelerinde ki bu durumun yanı sıra bir de hayvanlara işkence eden insanatlar türedi…
Sosyal medyanın hayatımıza paldur güldür girmesiyle birlikte herkes birbirini izler oldu!
Eskiden biri bizi izliyordu, şimdilerde herkes izliyor birbirini…
Her neye konumuza dönelim…
Yapılan zulümler 1 dakikalık kır-dök vidolarına konu oldu… 1 dakika mutlu olmak, sözde meşhur olmak için zibidiler kedi köpek yiyor, eşek sıpa ne bulursa köpeklere parçalatır oldu…
Allah cc aşkına kim veriyor siz bu hakkı insan müsveddeleri!
Yapılan zulmü gördükçe hayvanat bahçelerinin kapatılıp lütfen kusurumu bağışlayın 'bazı insanlar /insancıklar için 'İnsanat bahçeleri' açılması gerekliliği olduğunu düşünüyorum…
Hatta hayvanlara zulm edenlerin ceza-tevkif evlerine değil, hayvanat bahçelerine tıkılmaları gerektiğini düşünüyorum… Son derece de ciddiyim!
ŞÜKÜR KÖY HAYATI GÖRDÜM…
Şükür köy/ilçe hayatını görmüş bir insanım… Dönem dönem akvaryum, güvercin ve dahi halen 3 farklı kafes kuşu besleyen ve onlara (hanelerimizde) mümkün olduğunca özgürlük vermeye çalışan birisi olarak ifade ediyorum bunları…
PANDEMİ BİZE ÇOK ŞEY ÖĞRETMİŞ OLMALI!
Bu yazıyı bugün yazmamızın birden fazla nedeni mevcut…
Ve bu nedenleri önem derecesine göre sıralamayı da doğru bulmadığımı ifade etmeliyim…
İçinde bulunduğumuz Pandemi (Kovid-19) insanoğluna çok şey öğretti, en azından öyle olduğunu umuyorum…
Olması gerektiği gibi kısıtlamaların, yasakların ve dahi zorunlulukların sonucunda bir dünya doluştuk hanelerimize…
Bazılarımız bu durumu fırsata çevirip beşeri sermayelerini geliştirdi, bir kısmımız okumayı söktü, bir kısmımız yazmayı ve dahi anlamayı…
Özlemeyi bile unutmuş birçoğumuz, özlem nedir hatırlattı bize Kovid-19
Bir kısmımız için ev hapsi(ydi) bu günler…
Ve belki de bir kısmımız için ders niteliğindeydi o /bu günler ve belki de gelecekte birçok gün…
İşte tam bu noktada hayvanat bahçelerini getirin aklınıza…
Türlü türlü hayvanlar doğal yaşamlarından kopartılarak getirilip hücrelerine, ahırlarına, kafeslerine her nerede barınıyorlarsa oraya tıktık…
Hani derler ya aslanı kediye dövdürürler diye /işte tamda böyle… Nice aslanları kediye, nice kediyi fareye boğdurduk…
Üstelik tamamen istemleri dışında…
Ağzı dili olmayan hayvanları tıka basa tıkıyoruz adeta bir avuç yere…
Sırf insanoğlu mutlu olsun diye…
Sırf insanoğlu /bizler gidelim esaretin ve dahi mutsuzluğun resmi çekip mutlu olalım diye…
Esaretin'de bir bedeli olduğunu düşünmeden…
Yazık!
SIPAYI KÖPEKLERE BOĞDURAN İNSAN MÜSVEDDESİ!
Geçen gün Başkent'in Haymana ilçesinin bilmem ne köyünde bir zibidi kangal köpeklerinin sıpaya saldırısını videoya çekip sosyal medya hesabından yayınladı…
Bu nasıl vicdan Allah cc'ın!
Bu nasıl insan!
Be hey insan müsveddesi!
Be hey sıpa! Kadar da mı akıl yok sende…
Ne istedin o sıpadan? 1 dakika kır-dök videosu çekip sosyal medyadan paylaştın be mübarek insanat! Ne geçti eline? Sıpa kan kaybından öldü, ya sen bir ömür vicdan kaybıyla nasıl yaşayacaksın?
BİRİ İNSANOĞLUNU DURDURSUN!
Dünyada ne katliamlar var! Ne soykırımlar… Ve istisnasız her birinin müsebbibi insanoğlu…
Bir insan düşünün!
Sırf kapı süsü, tesbih, mobilyalarına aksesuar, çakı, bıçak sapları ve dahi birçok süs eşyası için boynuzlu hayvanları katlediyor…
Bana göre, sana göresi yok bu işin efendi! Bu işi yapanlar toplu, tüfekli cinayet işliyor…
Ve bu boynuzları takanlar, o kürkleri giyenler, süs eşyalarını kullananlar cinayete düpedüz ortaktırlar nezdimde…
Ve lütfen şu yıllardır çıkarılamayan hayvanları koruma yasası, insanlar tarafından tez çıkarılsın artık!
Ves'selam.