2025 yılının ilk zamları. Sağanak halinde gelmeye başladı bile.
Hayırlı kazıklar!
Pasaporttan, ehliyetten, MTV ye kadar bir zincir.
Aman ha! Daha bu başlangıç.
Ümit ediyoruz.
“Allah yar ve yardımcımız olsun” lafları bolca tedavüle sokulacak.
Siyaset?
Aman ha! Gözleriniz dört açın. Hatta ara sıra aynanın karşısına geçip pışık diye antrenman yapın.
Her şeye kanguru gibi zıplamayın.
Kulaklarınız tilkilerin radarı gibi olsun.
Aman ha!
Umudunuz ilk günde tükenmesin.
Aldığınız piyango biletinde ikramiye çıkmadı diye de umutsuz bir başlangıç yapmayın.
Yarın gelecektir, yarın umutların, gülümsemelerin parlayan gözlerin ışıltılı günleriniz yakındır diye, her gün kendinizi avutun.
O kadar çok avutma merkezleri var ki.
Seç, beğen al.
Meselâ dedik.
Bu gün aralık ayı enflasyon oranı açıklanacak. Emeklilerin gözü, kulağı TÜİK rakamlarında olacak.
2025 yılı maalesef ışıltılı bir ekonomi olmayacak. Sağlıkta ise, epistemolojik kırılmalar yaşayacağız.
Raporlu hastaların vay haline!
Gözlerimin içine bak ekonomisi ne güzelmiş diyeceğiz! Vatandaşın, 7/24 nasıl kazıklandığı ekonomiden, cüzdanlarımızın içi nasıl boşalttığına tanık olacağız.
BU GÜN, 3 OCAK 2023
Yeni yılın 3. günü.
Eyvallah.
Dün elinizde, bir 'piyango bileti' umudunuz vardı!
Rakamları kontrol ediyorsunuz. İkramiye çıktımı diye… Zaten umutlarınız sizleri yıllarca kandırmadı mı? Kandırmadı mı?
Çıkmadı diye de hiç üzülmeyin.
Kendiniz için yeni bir hikâye yazın.
Eskimiş düşüncelerinizi poşete koyun ve çöpe atın.
Hemen Detoks kürüne başlayın.
İnsanoğlu garip bir mahlûkattır.
Değişmek istiyoruz ama, değişimin diyalektiğini bilmiyoruz.
Silkelenmek de iyidir.
Toparlanmak, yenilenmek iyidir… Umutlarımızın 'aldanmalarına' bile bile, inanmak istiyoruz.
İnsanoğlunun fıtratında var…
Bakın ulemadan bir büyüğümüz ben, “cahillerin ferasetine güveniyorum”! Demiş.
Anladınız değil mi? Cahillerin Feraseti de çok önemlidir. Zira iktidarı onlar belirler..
Buna kimler inanır?
Akılla hareket etmeyenler inanırlar.
SÜMERLER VE TAKVİM
Takvim, günler, Sümerlerden beri var. Güneş takvimini onlar bulmuşlar. M.Ö 5.000 yıl geçmiş üzerinden!
Yeni bir başlangıç yapmak istiyoruz 2025'e. Yaşamımızda çok ciddi endişelerimiz var.
İnsanız. Bana ne deme hakkımız yok.
O kadar çok yaygın, egemen güçlerin mülkiyetinde Medya narkozlarının, propagandaların altındayız ki, bizlere ne oldu? Ben ne haldeyim? Nasıl bu hale geldik diyemiyoruz? Bu haldeyiz!
Sanki düşünce reflekslerimiz, mantığımızın stop ettiği noktada durmuş gibiyiz. Uçurumlara sürükleniyoruz. Ucundan tutunmaya çalışıyoruz. Sesimizi duyan yok mu diye sesleniyoruz.
2024 yılı dünyanın en acımasız ve ahlkâsız Siyonist İsrail’in, Gazze ye yaptıklarını diz film izler gibi izledik.
İnsanlığın yok edilişin, var olma mücadelesinde yürek yakan fotoğraflarına baktık.
Mültecilerin dramları.
Savaşta vurulmuş anaların ve çocukların yıkılan binaların enkazları altında kalan, cansız bedenlerini görmedik mi? Can pazarları yaşanmadı mı?
İnsanlık utancını yaşamadık mı?
Ne yaptık insanlık için? Sadece gözlerimizden iki damla yaş süzüldü o kadar.
Demek ki çilehaneymiş bu dünya.
İnsanlığın 'yön' tabelasına neyi yazacaksın!
Her yıl bitimindeki, insanlık 'muhasebesini' mi?
Rakamlarımı?
Kış soğuk ve sert geçiyor. İnsanlar sokakta evi olmayan ne yapsın?
Zenginlerin, beş yıldızlı otellerdeki kutlamalar yapan, o şatafatlı yılbaşı sofralarındaki menülerde gözü yok bu gariplerin...
Fakir, bir tas, sıcak çorbaya, bir dilim ekmeğe hasret.
Yeni bir yılın geldiğinin farkında bile değillerdi..
Şimdi onlar yaşamın uçurumunda nefes alıyor.
Bir yudum insanlığa hasret.
Sevdiğim bir şarkıydı..
Kal, sevgini de al.
Gidiyorum ben, sen hoşça kal. Bugünlerin yarınları var. Gidiyorum ben, sen hoşça kal
Eyyyy! 2025 Yeni yılımız.
Acıların, adaletsizliklerin, kazaların, belaların sayfalarına hoş geldin. Şimdiden bunları düşünün.
İnsanlık adına 'Dua' edin…
Belki bu sizin daha hayırlıdır!
Yeni bir yılda kaderiniz kendi ellerinizde...
Unutmayın.