2-3 günden beri CHP’ye gönül vermiş ve parti üyesi dostlara şunu sordum…

“CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin Cumhur Başkanı aday adayı Ekrem İmamoğlu ön seçim için mutlaka sandığa gidin oyunuzu kullanın diyorlar. Tek aday adayı var. Oy kullansanız da kullanmasanız da sandıktan çıkacak isim belli. Yine de sandığa gidecek misiniz?”

Kime sorsam, “Evet gideceğim. Her ne kadar tek aday adayı da olsa sandıktan güçlü bir destek alması, partililerin arkasında dimdik duracağının göstergesi olacak. Bu güçle Ekrem İmamoğlu zamanı gelip meydanlara çıktığında öncelikle arkasında parti tabanının güçlü bir şekilde durduğunu hissedecek. Arkasında CHP’lilerin desteğini aldığını görünce diğer partilere gönül verenlerinde desteğini alarak cumhurbaşkanı ipini göğüsleyecek. Buna gönülden inanıyoruz. Hatta bir birimizden şu sözü aldık. Sandığa git partiye sahip çık. Mahalleliler olarak telefon zinciri oluşturduk. Sabah 09.00 da mahalle sorumlusu başlatacak. Mahalledeki üyeler bir birlerine telefon ederek sandığa gitme konusunu hatırlatacak. Bu şekilde birlerimizi sandığa davet edeceğiz” dediler…

CHP’lileri ilk kez heyecanlı gördüm…

Yerel seçimler öncesi de ön seçim yapıldı…

Ancak bu pazar günü yapılacak ön seçim kadar heyecan yaratmamıştı…

Oysaki o seçimde belediye meclis üyesi adayları belirlenecekti…

Pazar günü yapılacak ön seçimin sonucu belli…

Demek ki tüm parti üyelerinin oy vereceği bir ön seçim yapacak olursanız partiye heyecan ve ruh getirir…

Pazar günü sandıktan çıkacak isim belli olmasına rağmen yine de parti üyeleri arasında heyecan yaratmış... 

Demokrasiye en çok önem verdiğini her dile getirilen CHP’de bundan sonra yapılacak milletvekili, belediye başkanlığı, belediye meclis üyeliği seçimlerinde de ön seçim yapılmalı…

ÜNLÜCE, KURT VE ATAÇ’DAN İMAMOĞLU’NA DESTEK

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP'nin cumhurbaşkanı adayını belirlemek için 23 Mart'ta yapacağı ön seçim öncesinde Ankara'da partililerle buluştu…

Bu toplantıya CHP Milletvekilleri, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, CHP İl Başkanı Talat Yalaz ile çok sayıda partili de katılarak İmamoğlu’na hem destek hem de moral verdiler…

CHP Eskişehir Gençlik Kolları’nın yoğun tezahüratı ile sahneye çıkan Başkan Ünlüce, tüm kapsayıcı illerin belediye başkanları adına konuşarak demokrasi, adalet ve özgürlük vurgusu yaptı…

Başkan Ünlüce, konuşmasına “Bu heyecan, demokrasiye, adalete ve özgürlüğe susamış milyonların heyecanı. Buradan tüm Türkiye’ye Eskişehirli hemşehrilerimin selamlarını iletiyorum,” sözleriyle başladı. 31 Mart yerel seçimlerinde halkın Cumhuriyet Halk Partisi’ne büyük bir sorumluluk yüklediğini belirterek, “Yarım asır sonra partimizi birinci parti yaparak, umudu bize emanet ettiler. Ancak iktidar, halkın sandıktaki iradesini anlamak yerine baskılarına devam etti. Belediye başkanlarımız, gazetecilerimiz, iş insanlarımız, sanatçılarımız hukuksuz şekilde gözaltına alındı. Şafak operasyonlarıyla, hukuksuz tutuklamalarla sindirilmeye çalışıldılar. Ancak biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu baskılara boyun eğmeyeceğiz. Dimdik ayakta duracağız” dedi.

“BU DAVA BİR KİŞİNİN DEĞİL, MİLYONLARIN DAVASI”

Cumhuriyet Halk Partisi’nin erken seçim talebini ve demokrasi mücadelesini vurgulayan Başkan Ünlüce, 23 Mart’ta gerçekleşecek ön seçim için de çağrıda bulunarak şunları söyledi:

"Bu mücadele, bu dava bir kişinin değil, milyonların davasıdır. Burada binler sokakta, milyonlar Ekrem İmamoğlu’nun yanındadır, arkasındadır. Ankara’dan, başkentten bu gerçeği haykırıyoruz. Tek adayımız var diye asla rehavete kapılmamalıyız. Çünkü biliyoruz ki eğer bu ön seçimde nasıl olsa tek adayımız var diyerek rehavete kapılır sandıklara gitmezsek eğer şunu düşünecekler. “Biz baskıya devam edelim. Demek ki Cumhuriyet Halk Partisi'ndeki o coşku, o heyecan yok” diyecekler. Bu nedenle ilk olarak, Ekrem İmamoğlu'na desteğimizi göstermek,  onun yalnız olmadığını Cumhuriyet Halk Partisi'nin her bir neferinin yanında olduğunu göstermek için. İkincisi Cumhuriyet Halk Partisi'nin erken seçim talebinde ne kadar ısrarlı, ne kadar kararlı olduğunu göstermek için ve üçüncüsü de demokrasiyi, cumhuriyeti, hukuku, adaleti, özgürlükleri tekrar ülkemize geri getirmek için ne kadar kararlı olduğumuzu göstermek için 23 Mart'ta inançla, coşkuyla, heyecanla sandıklara koşa koşa gideceğiz” diyerek salondan söz istedi…

Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce konuşmasını, “Ekrem Başkanım, çıktığınız bu yolda yalnız değilsiniz. Cumhuriyet Halk Partisi’nin bütün fertleri, ülkemizin aydınlığa, çağdaşlığa inanan bütün güzel insanları yanınızdadır. Yolunuz, yolumuz açık olsun! Yaşasın Cumhuriyet, yaşasın demokrasi, yaşasın Cumhuriyet Halk Partisi” diyerek bitirdi.

* * *

Pazar gününü adeta iple çekiyorum…

Nedeni?

Bakalım CHP’lilerle yapmış olduğum görüşmelerde “mutlaka sandığa gideceğiz” sözünde ne kadar durup durmayacakları…

2019 seçiminde Demokrat Parti’den sandık görevlisi yazılan bir komşum sabah erken saatlerde beni uyandırdı…

“Sadi Bey kusura bakma erken saatte rahatsız ettim. Arabamı çalıştıramadım. Sandık görevlisiyim. Emek Mahallesinde okula yazmışlar. Beni götürebilir misin?” dedi…

Apar topar giyindim komşumu görev yapacağı okula götürdüm…

Komşumun görev yapacağı okuldaki sandıkta CHP’nin sandık görevlisi gelmemiş…

Diğer sandıkta görevli CHP’liden telefon numarasını öğrenerek sandık başkanı telefon etti…

CHP’nin sandık görevlisine ulaşamadılar…

Daha sonra öğrenmişler ki CHP’nin sandık görevlisi görev yerine gelip oylara sahip çıkmak yerine balık tutmaya gitmiş…

O nedenle “CHP’liler sandığa gidecekler mi?” diye yazdım…

* * *

BEN ONLARI ÇOK SEVDİM

Bir bilim adamı yoksul bir köyde yaşayan çocukları ziyaret etmiş. Onların evlerine ve okuluna gitmiş…

Gördükleri bilim adamını çok üzmüş. Çünkü bu çocukların yaşadıkları şartlar çok kötüymüş. Bir kalem alacak parayı bile zor buluyorlarmış. Okulları çok küçük ve eskiymiş. Üstelik iyi ısınamadığı için çok soğukmuş…

Bilim adamı kendi kendine;

“Ne yazık ki bu çocukların geleceği çok kötü olacak!” demiş…

Sonra bu bilgileri not etmiş…

Aradan yirmi yıl geçmiş. Bilim adamı bir gün bu çocukları merak etmiş…

“Acaba ne yapıyorlar bunu mutlaka araştırmalıyım” diye düşünmüş…

Günlerce, o yoksul çocukları aramış. Sonunda hemen hemen hepsini bulmuş… Öğrenmiş ki hepsi de büyümüş, başka yerlere taşınmışlar. Daha ilginci bu çocuklar doktor, öğretmen, mühendis, avukat ya da iş adamı olmuşlar…

Bilim adamı şaşkınlık içinde bu durumdan çok etkilenmiş. Onlara;

–“Siz çok kötü şartlarda yaşıyordunuz. Nasıl bu kadar başarılı oldunuz?” diye sormuş…

Hepsi de; “köy okulundaki öğretmenimiz sayesinde” diye cevap vermişler… Bilim adamı öğretmeni merak etmiş hayatta olduğunu öğrenmiş ve öğretmene sormuş: “Bu işin sırrı ne?” diye sormuş… 

“Çok basit demiş” öğretmen “BEN ONLARI ÇOK SEVDİM...”

Demek ki; sevginin aşamayacağı güçlük yok!