1994 yılından beri tanırım. Eski şehrin imar uygulamalarında katkısı olan isimlerin en başında gelir. Birlikte çalıştık.
Özellik 10/C uygulamaları ve 18. Md. uygulamalarında Eskişehrin hali ortadaydı, hemen her yer çöküntü alanları ile doluydu.
Yeni bir imar programının yapılması gerekiyordu.
Fakat yasalar yetersizdi. Belediyelerin eli kolu bağlıydı.
Şehirleşme nedir? Nasıl olmalıdır? Bilen insan sayısı bir elin parmaklarını geçmiyordu. Bildiğini zannedenlerde kulaktan dolma bilgilerle çalım satıyorlardı, bilgiler yarım yamalaktı. Türkiye’deki çarpık kentleşme almış başını gitmiş. Kaçak ve gecekondu yapılar kasaba görünümlü Eskişehir’i bir ur gibi sarmıştı..
Selami Vardar, döneminden başlayan imar faaliyetler büyükşehir olduktan sonra yeni bir dönem başlamıştı. Selami Vardar dönemin de de çözüm olarak yeni çıkan af yasası nedeniyle de kamuoyunda 10/C yasası olarak bilenen yasa bazı yükümlülükler yüklemişti belediyelere. Selami Vardar da bu yasayı uygulamakla görevliydi. İşte hisseli arsaların imar düzenlemeleri ile birlikte yeni parsellerin mülkiyet sahiplerine verilmesi şeklindeydi. Talide olsa bazı rahatlamalar getiriyordu ama sonraları yasa anayasa mahkemesi tarafından iptal edilmişti. Uzun hikâye.
Olsun. SHP döneminde ki Meclis üyeleri de çok büyük gayretler göstererek bu çalışmaları yaptılar.
Kim biliyor?
Sonra Büyükşehir kapsamına alındı Eskişehir. Burada Sayın TBMM başkanı olan Hüsamettin Cindoruk’ un, İbrahim Yaşar Dedelek’ in, Fevzi Yalçın’ın büyük emekleri var. Tabii en başta başbakan Süleyman Demirel’in katkısı büyüktür. Zira Eskişehir parametreler açısından büyük şehir olma şartlarını taşımıyordu.
Odunpazarı ve Tepebaşı İki alt kademe belde belediyesi merkezdeydi. İlçe statüsünde bile değillerdi..
Kolay değil..
1990’ ların halini kimse hatırlamaz.
Nereden hatırlasınlar?
1994 seçimlerinde enteresan bir yerel seçimi yaşamıştık. Belediye başkanları DYP’ den, belediye meclislerinde ise DSP başta olmak üzere ANAP ve DYP’ den oluşuyordu. Refah partisi de bir kaç meclis üyesi ile temsil ediliyordu.
Büyükşehirde ise CHP’ nin adı yoktu. Bir tane belediye meclis üyesi çıkartabilecek oyu alamamıştı.
BELEDEYECİLİK HİÇ DE KOLAY DEĞİLDİR
Hasan Ünal kardeşimizle 1994 yılında tanıştık. Daha doğrusu Necati Çevik’in yanında çalışıyordu. Gerek 10 C gerek 3194 18/ md uygulamalarını haritacılar yapıyordu. Birde hocamız Hikmet Salıngan vardı..
Bende bu işin aslı nedir, hukuki boyutu ve işlem boyutu nedir diye imar plan uygulamalarında arkadaşlarımla birlikte sık sık Necati Çevik’i ziyaret ederdik.
Bilgiler alırdık. Hikmet hocaya uğrar ondan da bilgiler alırdık. O da aynı zamanda derslerde veriyordu.
Ben dedim en iyisi mi bu konularda dersler alayım. Gerçi kamu yönetimi/ uluslar arası ilişkiler bölümünde okurken şehircilik, kentleşme politikaları derslerini almıştık ama bu farklı bir konu..
O zamanlar Yılmaz hocamıza gidip durumu anlattım. Birçok konuları da paylaşıyordum kendisi ile. DSP’ nin de gurup başkanıyım. Sağ olsun hocam beni şehir planlama ve haritacılık derslerine gönüllü öğrenci olarak girmem konusunda yardımcı oldu ve ben bir öğrenci gibi dersler takip ettiğim gibi aynı zamanda bölümün kitaplarını da alıp okuyordum.
Bir taraftan belediye meclislerin de biriken imar konuları vardı. Bir taraftan da bütçe komisyon başkanlığını da yürütüyordum..
Kolay değil..
En azından imar komisyonundaki arkadaşlara güvenim tamdı. Hiç bir zaman imar komisyonuna girmedim.
İşte ilk tanışmamız Hasan Ünal ile böyle olmuştu. Çok başlarını ağrıtmıştık.
Benimde fırtına gibi estirdiğim dönemlerdi. 15 günde bir Yılmaz hocamızı da ziyaret etmeyi ihmal etmiyorduk.
Ondan aldığımız feyzler vardı.
Bana göre türünün en son örneği. Mohikanların sonuncusu.
HASAN ÜNAL ile
muhabbetlerim devam ediyordu. Hiç ara vermedik. Bazen yemek yerdik. Kendi ofisini açtı. İşleri ilerletti..
Pratiğini büyüttü..
Velhasıl bana politikada yer almak istediğini söyledi. Çok sevindim. Daha öncede SHP’den meclis üyeliği için odun pazarından aday olmuş fakat sıralamada seçilecek yerde olmadığı için seçilememişti.
Deneyimlerimden biliyorum. Belediye meclislerinde en çok istediğim Şehir plancılarının ve harita mühendislerinin ve jeologların imar komisyonlarında yer alması..
Genellikle inşaat mühendisler ve mimarlar yer aldıklarından çok ta sağlıklı sonuçlar çıkmıyor.
Çünkü bu onların yetkisi dışında bir akademik eğitim. Ve kentleşme ilk olarak şehrin jeolojik yapısı , bölge planlaması ile haritalaştırılmasından başlar..
Diğerleri sonradan gelirler..
Şehircilik disiplini bunu gerektirir..
Şehrin planları yapılacak, sonra meclislerde onaylanacak. Askı süresinde itirazlar edilecek. Tekrar meclise gelecek. Sonra tekrar askı süresi sonra idari mahkemeye gidenler olacaklar. Mahkeme iptal edecek..
Sonra her şey sil baştan.
Arada bir onaylanan planlar hiç bir engele takılmaz ise harita uygulamalarına geçilecek. Ada veya parsel bazında. İmar planlarındaki duruma göre. Sonra bu 3194/ 18.MD uygulamalarına itirazlar yapılacak.
Damla sakızı gibi uzar da uzar. Bir bakmışsın seçim gelivermiş.
Birde iş bilmeyen Belediye başkanı seçilir ise hapı yutunuz demektir. Aradan yıllar geçer hiçbir iş olmaz. Hani derler ya. Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri..
Yılmaz hocam bazen kendisi çağırır öğlen yemeğini birlikte yer odasına çıkardık. Bazen çok özel bilgiler verir yazılmasını istediklerini yazardık.
Yazılmamak kaydı ile not düştüklerimizde olurdu..
Son 5 yıl onu hiç yalnız bırakmadım.
2019 seçimler yaklaşıyor. Ben ağır bir travmanın içendeyim. Gökhan evladımı çok genç yaşta kaybetmiştim. Daha doğrusu avare gibiydim.
Gazetecilik falan yapıyordum ama ona göre.
İşte tam o sırada Hasan Ünal bana anlattı. Ya abi hocamla beni bir tanıştırsana. Tamam dedim.
Yarın birlikte hocamızın yanına gidelim..
Gittik. Tam o sırada hocam makamından çıkıyordu beni gördü. Kol kola yemekhaneye indik..
Hasana dedim ki aradaki salonda beni bekle.
Yemekten sonra hocanın da bekleyeni çok. Hocanın kulağına eğildim ve dedim ki sana söz verdiğim gibi emanetimi getirdim. Kısaca Hasan’ı tanıttıktan sonra hoca Yargıtay başsavcısı gibi. Sorular sordu ve Zafer dedi ben çok sevindirdim. Yüzümüzü ağırtır inşallah dedi..
Hemen Deniz Kaplan’a dönerek Hasan’ın hemen formunu falan al dedi. Bütün öz geçmişi Yılmaz hocaya verdik..
Velhasıl Tepebaşında. Hocam söz verdiği gibi ona 2. Sırada kontenjandan yer vermişti.
Ve seçimlerden sonra Hem tepebaşında, hem de büyükşehirde görev aldığı İmar komisyonunda başarı ile görev yaptı. ESKİ’ de ve Büyükşehir de de denetim komisyonlarında görev yapıyor.
Aynı zamanda Büyükşehir 1. Meclis başkan vekilliği görevinde yürütüyor.
ES TV DE GÜNAYDIN ESKİŞEHİR PROGRAMINDA HASAN ÜNAL GÖZ DOLDURDU.
ES TV de başarılı bir şekilde günaydın ESKiŞEHİR programını her sabah canlı olarak yapan sevgili kardeşim Tarkan Demir ve Burcu Bilgiç’in sunumunu yaptığı günaydın ESKiŞEHİR ilgi ile izleniyor. Çok başarılı bir program yapıyorlar. Yerel gazeteler ile yaygın basını manşetlerinde yayımlanan haberleri, yerel gazetelerdeki köşe yazarlarının makalelerin başarılı bir şekilde tadında yorumlayan Tarkan Demir ve sunumu yapan Burcu Bilgiç 14 Mart günü başarılı bir programa daha imzalarını attılar.
Konuğu Eskişehir büyükşehir belediye meclis üyesi ve aynı zamanda meclis 1. Başkan vekili olan harita mühendis Hasan Ünal’dı.
Eskişehir’in kentsel dönüşüm ve gelişim projelerinden tutunda, imar sorunlarının çözümlerinden ve nazım imar planlarına kadar sorulan bütün sorulara teklemeden cevap verdi.
Sepetinde birikimlerini konuşturdu. Sorulara kısa ve net anlaşılır cevaplar vermesi kamu oyunun dikkatini de çekmiş oldu..
Bir kesim CHP’ ler 2019 yılında bu da nereden çıktı diyorlardı. Kim bu diyenlerin başında, o günkü il başkanı geliyordu.. O kim diyenlerin bir çoğundan çok daha eski geçmişi ve şehircilik konusunda birikimleri ve deneyimleri vardı..
Ama mütevaziydi.
Öyle partici değildi.
Yırtık dondan çıkar gibi her yerden çıkmazdı.
Programda kalibresini gösterdi.
Onun için Hasan Ünal CHP’nin Tepebaşında parlayan yıldızlarından biri olacaktır. Hiç şüphem yok.
İnşallah kuyusunu kazmazlar. Zira CHP’ de o kadar çok şömüşler var ki? Yüzüne gülerler arkandan kuyunu kazarlar. CHP’ lilerin hangi çorabı giydiklerini bilirim. Kimin kiminle oryantal yaptıklarını da bilirim..
Yahu o kadar biliyorsun da neden bir şey olamadın diyenlere tek cevabım var. Mübarek Ramazan ayı. Asla cevap veremem. Onu bana değil, direkler arası oyunu yazan Ahmet Mithat efendiye sorun.