Şehirde yol sorunu var bir. Yol ile birlikte trafik sorunu var iki. Zira…

Şehirde yol sorunu var bir.

Yol ile birlikte trafik sorunu var iki.

Zira…

Nüfusu henüz 1 Milyon bile olmamış bir kentte bu iki sorun bunca yaşanmaz!

Yaşanmasının sebepleri var elbette.

Şehir içi trafikle ilgili imar sorunlarını konuşabiliriz.

Çevreyolu işi için de “kabul edilmezlik” sebebi var.

İşin yetkilileri hatta akademisyenler hala ve hala ilginç biçimde böyle bir sorunun olmadığını söylüyor.

Neyse…

Bize göre yol ve trafik meselesinin en başlıca bir sebebi var ki;

Zaten en acısı da o!

O da yetkililerin her iki sorunu da yaşamıyor olmasıdır!

Çünkü iktidarın seçilmişleri günlerinin büyük bölümünü şehir dışında geçiriyor.

Eskişehir’e geldiklerinde de etraflarında konvoy ve korumalarla geziyorlar.

Polis koruması ile tramvay yollarını da kullanıyorlar, ışıktır, şudur budur çokta uymuyorlar.

Aynısı maalesef ki şehri yönetenler için de geçerli.

Tıkalı caddeler yerine, makam araçları ile tramvay yollarını kullandıkları için şehir trafiğinde olup biteni görmüyorlar.

Anlayacağınız her iki tarafın yetkilileri de mevcut sorunların farkında bile değil!

Bu nedenle ortaya bir tarafın kabul etse de ‘bu iş asla düzelmez’ dediği bir mantık;

Diğer tarafın da sorunu kabul etmediği için çözmeyeceği enteresan bir şehir manzarası çıkıyor.

Vatandaşa da hem şehir içinde hem de çevreyolunda çekecek daha çok eziyet kalıyor.

***************

BÜYÜKŞEHİR’İ KİMİN KAZANACAĞINA DA KARAR VERECEKLER!

Seçimler yaklaşırken partilerin büyükşehir adaylarının kim olacağını merak ediyoruz.

Bu merak içerisinde sorgulamalar yapıyoruz, tahminler yürütüyoruz.

Örneğin AK Parti’nin adaylarını konuşurken en çok Celalettin Kesikbaş ve Nadir Küpeli’den söz ediyoruz.

Belki de dışarıdan bulunacak isimler olabileceğini anlatıyoruz.

CHP’de Yılmaz Büyükerşen olmazsa Ahmet Ataç diyoruz.

Seçimlere kendi listesi ile girecek İYİ Parti’de favori olarak Nebi Hatipoğlu’nu görüyoruz.

Tüm bu isimleri konuşurken de kazanma şanslarını veyahut dengeler içerisinde yapabileceklerini öngörüyoruz.

Oysa!

Büyükşehir seçimlerinde adaylar yapayalnızdır!

Yalnız olarak bir büyükşehir seçimini kazanmak belki de imkânsızdır!

Örneğin, Ataç’ın çok büyük desteği olmasa Yılmaz Hoca belki de bu kadar kazanamayacaktı!

Veyahut Harun Karacan ya da Burhan Sakallı’yı destekleyecek güçte ilçe adayları olsaydı bugün Büyükşehir koltuğunda oturan kişi ikisinden birisi olacaktı.

O Yüzden daha çok kimlerin ilçe başkanı adayı yapılacağı ya da olacağı konusu daha önem taşıyor.

Hele hele yeni seçim öncesi çok daha önem taşıyor.

Zira hem kazanacak hem kazandıracak isimler var artık!

Kendisi kazanırken diğerlerine her yerde kaybettirecekler var!

Mesela Erman Gölet var.

Dündar Ünlü var.

Hamit Yüzügüllü var.

Emine Edizgil var.

Melih Aydın var.

Listeyi uzatabilirsiniz.

Son olarak şunu ekleyelim;

Bugün büyükşehir adayı diye konuştuğumuz isimlerin olası ilçe adaylıkları da var!

Anlayacağınız;

Akıllı olan, şehri iyi okuyan, düğümü çözen, formülü bulan ve ekibi iyi kuran sadece kazanmakla kalmayacak…

Kaybettirerek de tarihe geçecek!

Bakalım bunu kim başaracak veyahut kimlerin başarmasına kimler yapacakları hamleler ile yeniden izin vermeyecek?

************

ESKİŞEHİRLİNİN VİCDANI RAHAT!

İstanbul’da, İstanbul takımlarının taraftarı ikilik, üçlük yarattığı için neredeyse her maç sıkıntı olmaya başladı.

O yüzden maçları Anadolu illerine dağıtmaya başladılar.

Kafalar rahat!

Tek bir baskı görmüyor, maçları da istedikleri gibi oynatıyorlar.

Eskişehir’deki son Ermenistan maçı da aynen öyle oldu.

Kendi kuralları çerçevesinde bir maç oynattılar.

Bu nedenle de ne tadı vardı, ne tuzu.

Ne keyfi vardı, ne heyecanı.

Çünkü milli maçın içerisinde Eskişehir de yoktu Eskişehirspor taraftarı da...

Sonucun aslında istenmeyen biçimde biteceği son günlerde çok belli oldu.

Stadyumdaki ruhsuzluğa futbolcular da katıldı.

Son anlarda gelen tesadüfi gol olmasa maçtan mağlup bile ayrılacaktık.

O yüzden üzüntülüyüz.

Ancak diğer taraftan Eskişehirli olarak da vicdanımız rahat!

“Çünkü biliyoruz ki, o statta Es-Es taraftarı olsaydı ne yapar ne eder o maçı kazanırdı, kazandırırdı…”

*************