Hesap ve hesaplaşma [1] konularında kaynaklarımdan ulaşabildiğim atasözlerimiz şöyle:
Akıllı bildiğini söylemez, deli söylediğini bilmez. / Akıllı gördüğünü; ahmak işittiğini söyler. Söylenen söz, akla işarettir. Söylediğini bilmeyene, işittiği her şeyi değerlendirmeden söyleyene akıllı denemez.
Akıllımız Hızır Ağa, parmağını saldı bardağa. Akıllımızın davranışı bu ise var gerimizi hesap et.
Almanın bir de vermesi var. Verebilecek gücü olmadan birinden bir şey almanın anlamı olamaz.
Almayı iyi görüyorsan vermeyi kötü görme! Almanın rahatlığı ile vermenin zorluğu iyi hesap edilirse problem yaşanmaz.
At bulunur meydan bulunmaz, meydan bulunur at bulunmaz. / Ekmeği olsa tuzu olmaz, tuzu olsa ekmeği olmaz. [2] / Un bulunur, gün bulunmaz; gün bulunur, un bulunmaz. /Akçe bulunur, çıkı bulunmaz; çıkı bulunur, akçe bulunmaz. Zaman, imkân ve fırsat her zaman dengeli olmaz. Bir işi başarabilmek için gerekli şartlar, her zaman tam olarak ele geçmez.
Atının nalını mıhını hesap eden, at alamamış. Ayrıntı ile uğraşan yapması gerekeni tam başaramaz.
Attığın okun varacağı yeri bilmen gerek. Usulsüz iş, yapılamaz. Hesapsız; plansız, programsız iş yapılmamalıdır.
Ay aydın, hesap belli. Açıklamaya gerek yok; belli oluyor, görünüyor, her şey ortada
Ayağını yorganına göre uzat. Hesaplı ve ölçülü davranılmalıdır. Her şey denge üzerinedir. Denge bozulursa problem, hemen ortaya çıkar.
Ayvaz kasap hepsi bir hesap. 1. Ha öyle, ha böyle, ikisi de bir. Hangi yol tercih edilirse edilsin aynı sonuç alınıyor. 2. Bazı şeylerin fiyatları gibi durumları ve sonuçları da kişi kim olursa olsun aynıdır.
Az kaz uz kaz; kuyuyu kendi boyunca kaz. Kazdığın kuyuya kendinin düşebileceğini de hesap et.
Az menfaat, çok zarara mal olur. Küçük menfaat için büyük gelirler, göz ardı edilmemeli; küçük hesap yapılmamalıdır.
Bana benden olur her ne olursa, başım rahat bulur dilim durursa. 1. Hemen herkes kendi geleceğini kendi hazırlar. 2. Ne söylediğini bilmeyen, sözünün onu nereye ulaştıracağını hesap etmeyen, lüzumsuz ve çok konuşan kimse; dili yüzünden çeşitli zarara uğrar.
Bol bol yiyen, bel bel /pel pel bakar. Hesapsız harcama yapıp tasarrufa yer vermeyen, sonunda büyük sıkıntıya düşer.
Çingeneyle ahbap olanın mükâfatı, kalbur olur. Kişi, nereden neyin nasıl geleceğini iyi hesap etmelidir.
Dağda gezen, ayıya da rast gelir kurda da. 1. İşini yapan bütün riski sezer, hesap eder; ona göre davranır. 2. Her şey yerine yakışır; dağdaki dağda, bağdaki bağda olur.
Destursuz bağa girilmez. İzinle yapılması gerekeni izinsiz yapan, layık olduğu şekilde cezalandırılır.
Deve yakını otlar, uzağı gözetir. Günü kurtarıp hesap edenler de vardır.
Dibi görünmedik göle batılmaz. Dibi görünmedik kaptan su içilmez. Sonucu tahmin edilemeyen, belli problemleri sezilip çözümü belirlenemeyen işe girişmenin anlamı yoktur.
Dostluk kantarla, alışveriş /hesap miskalle. Aradaki dostluk ne kadar kuvvetli olursa olsun iş ilişkilerine dostluğu karıştırmamalıdır.
Düt demeye dudak ister. İşin gerçekleşmesi; gerekli araçların sağlanmasına, gerekli imkân ve şartların oluşmasına bağlıdır.
Eşeğin hesabı başka, eşekçinin başkadır. İş ve hesap, menfaate göre şekillenir.
Evdeki hesap, çarşıya /pazara uymaz. Girişilecek iş için hazırlanan tasarı, uygulamada, başka yönde gelişip düşünülen gibi gerçekleştirilemez.
Evvel hesap sonra kasap. Alışverişe para iyice hesap edilerek çıkılmalı, alışverişte de hesaplı davranılmalıdır.
Fakir zenginin malını hesap ederken bir kütük çıra yakmış. Zenginin malı hesap edilirken fakirin maddî kaybı olur.
Fayda, zarar hesabında belli olur. Elde edilen faydanın karşılığında kaybedilenler hesap edilirse gerçek fayda ve zarar belli olur.
Girmezden evvel çıkacağını düşün. İşe başlamadan önce nasıl olabileceği, hesap edilmelidir.
Gölgeye bakarak don biçme! Olumlu, verimli iş için hesap kitap, ölçü gözden ırak tutulmamalıdır.
Hesabın büyüğü küçüğü olmaz. Hesap, hesaptır.
Hesabını bilmeyen kasap ne satır bırakır ne masat. İşin ehli olmayan, hesapsız davranan kişi; hem elindeki işe yararları işe yaramaz hâle getirir hem kendine zarar verir.
Hesaplı gönül incinmez. Alışverişte kurallara uyulursa, ölçülü davranılırsa problem olmaz.
Hesapsız giren zararlı çıkar. Bir işin başarıya ulaşması için alınan tedbirlerin yetersiz oluşu ya da olmayışı zarar doğurur.
Incığın aşına kurt düşer. Çok inceleyen kendi işini layıkıyla yapamaz. Çok inceleyenin başına olumsuzluk gelir.
İyi hesap kârda da hoş ziyanda da hoş. İyi hesap, şaşırmayan hesaptır.
İyi oğul katar yer, kötü oğul satar yer. Akıllı çalışır, malına mal ekleyip güçlenir; akılsız elindekini gereksiz ve hesapsız harcamalarla yer bitirir.
Kâr zarar, hesap başında belli olur. Değerlendirme olmadığı sürece faydanın da zararın da kârın da zararın da pek anlamı olmaz.
Kavgada yumruk sayılmaz. 1. Saldırının sayısı ve neye mal olduğu hesap edilmez. 2. Bir şeyin oluşması için ne kadar gereç harcamak gerekiyorsa esirgemeden harcamak gerekir.
Kayaya taş vuran, acısını kendi çeker. Bir işe o işin sonucu düşünülerek girişilmelidir. Kiminle nasıl mücadele edileceği iyi hesap edilmeli; gücümüz üstündekilerle çatışmaya girilmemelidir.
Keser döner, sap döner; bir gün gelir, hesap döner. Yeryüzünde her şey sürekli değişim içindedir. Her an, her şey; değişebilir.
Lafını bil de söyle, ağzını sil de söyle. Bilmeden, hesap etmeden konuşma!
Martta kırk kütük, kırk kabak lazım. Marttaki yakacak ve yiyecek hazırlığını iyi hesap etmek gerekir.
Nereye gitsen okka, dört yüz dirhem. Temel ölçü, doğru ve gerçek yer ve zamana göre asla değişmez. Hesap işi, hile götürmez. Çıkarını kollamaya çalışan, hesabı hileye alet etse de başarılı olamaz.
Say koy, say al. Hesaplı gönül, incinmez.
Sayılı soğan dikili sarımsak. Hesap kitap belli; ortada işte!
Sirkesini, sarımsağını sayan paçayı yiyemez. Küçük sakıncaları düşünerek işe girişmeyen, o işin kazançlarından mahrum olur.
Uzak yeri urganla ölçme. Hemen her işte hesap kitap, iyi bilinmelidir.
Yanlış hesap, Bağdat’tan döner. Yanlış hesap mutlaka düzeltilir. Yapılan yanlışlık, ne kadar mesafe alınmış olursa olsun, bir gün, kesinlikle anlaşılır ve düzeltilir.
Yolda para bulsan sayıp al. Hesap kitaptan zarar eden olmaz.