İslam dini, yetimlere büyük bir önem atfetmiş ve onların korunup gözetilmesini Müslümanlara bir sorumluluk olarak yüklemiştir. Yetimler, topluma emanet edilmiş canlar, anne veya babasını kaybetmiş çocuklardır. İslam, onlara özel bir önem vermektedir. Yetimlerin korunması, haklarının gözetilmesi ve iyi muamele görmeleri Kur’an ve hadislerde sıkça vurgulanan konular arasındadır.

Kur’an-ı Kerim’de birçok ayette yetimlerin haklarına dikkat çekilmiş ve onlara iyi davranılması emredilmiştir. Örneğin, Nisa Suresi’nde şöyle buyrulmaktadır: “Yetimlere mallarını verin. Temizi pis olanla (helâli haramla) değişmeyin. Onların mallarını kendi mallarınıza katıp yemeyin. Çünkü bu, büyük bir günahtır” (Nisa 4/2).

Bu ayet, yetimlerin mallarının korunması ve onlara haksızlık yapılmaması gerektiğini vurgulamaktadır. Ayrıca, Maun Suresi’nde de yetimi itip kakanların ve yoksulu doyurmaya teşvik etmeyenlerin kınandığı görülmektedir (Mâun 107/2-3). 

MUKADDES ŞEHİR KUDÜS VE MESCİD-İ AKSA MUKADDES ŞEHİR KUDÜS VE MESCİD-İ AKSA

“Evlilik çağına gelinceye kadar yetimleri deneyin; eğer onların yeterli fikrî olgunluk düzeyine eriştiklerini tespit ederseniz hemen mallarını kendilerine verin, büyüyecekler de mallarını alacaklar diye o malları israf ile ve tez elden yiyip tüketmeyin. Zengin olan (veli) yetim malına tenezzül etmesin, yoksul olan da kararınca yesin. Mallarını kendilerine verdiğiniz zaman yanlarında şahit bulundurun; hesap sorucu olarak da Allah yeter” ( Nisa 4/6).

Bu ayette de yetimin malının korunması ve rüşdüne erdiği zaman kendisine verilmesinin emredildiği ve bunu yaparken de şahit tutulmasının tavsiye edildiği görülmektedir.

Rasulullah (s.a.v.), yetimlere karşı son derece şefkatli ve merhametli davranmış, onları koruyup gözetmiştir. Kendisi de bir yetim olan Peygamberimiz, yetimlere nasıl davranılması gerektiğini en güzel şekilde bizlere göstermiştir. Bir hadisinde şöyle buyurmuştur: “Ben ve yetimi himaye eden kimse cennette şu iki parmak gibi yan yana olacağız” (Buhari, Edeb, 24).

Bu hadis; yetimlere sahip çıkmanın manevi karşılığının ne denli büyük olduğunu, yetimlere sahip çıkanların cennette Peygamberimizle birlikte olacaklarını müjdelemektedir. Hz. Peygamber (s.a.v.), yetimlerin ihtiyaçlarının karşılanması, onlara eğitim ve öğretim imkânları sunulması ve onların topluma faydalı bireyler olarak yetişmesi için çaba göstermiştir. Müslümanlar olarak bizler de yetimlere karşı sorumluluklarımızın bilincinde olmalıyız. Onlara maddi ve manevi destek sağlamalı, onların eğitimlerine katkıda bulunmalı ve onları topluma kazandırmalıyız. 

Yetimlere sahip çıkmak, sadece maddi yardımla sınırlı değildir. Onlara sevgi ve şefkat göstermek, onları dinlemek ve anlamak da önemlidir. İslam toplumunda yetimlerin korunması için vakıflar kurulmuş, yetimhaneler açılmış ve zenginler yetimlerin ihtiyaçlarını gidermeye teşvik edilmiştir. Günümüzde de yetimlere destek olmak için çeşitli hayır kurumları bulunmaktadır. Bizler de ecdadımızın bize miras bıraktığı bu kurumları destekleyerek yetimlerin ihtiyaçlarına destek olmalıyız. 

Yetimlere yardım etmek, toplumumuzun geleceği için de büyük önem taşımaktadır. Onlara iyi bir eğitim ve yaşam imkânı sunarak, onların topluma faydalı bireyler olarak yetişmesini sağlayabiliriz. Unutmayalım ki, yetimlere sahip çıkmak, Allah’ın rızasını kazanmamıza ve cennette Peygamberimizle birlikte olmamıza vesile olacaktır.

Sonuç olarak, yetimler toplumumuza emanet edilmiş çok değerli ve bir o kadar hassas ve narin emanetlerdir. Yetimlere sahip çıkmak, İslam’ın temel öğretilerinden biridir. Onlara iyi davranmak ve sevgimizi hissettirmek, haklarını gözetmek, hem dünyevi hem de uhrevi anlamda büyük bir kazanımdır. Peygamber Efendimizin müjdesine nail olmak için yetimlere karşı duyarlı olmalı ve elimizden geldiğince onlara destek olmalıyız. Onlara sahip çıkmak, insani ve İslami bir sorumluluktur. Onların haklarını koruyarak, ihtiyaçlarını karşılayarak ve onlara sevgiyle yaklaşarak, daha adil ve merhametli bir toplum inşa edebiliriz.

                                                                                                         Yunus Emre ÜRKER

                                                                                                                       Vaiz

MEAL OKUYORUM

Artık sana vahyolunan kitaba sımsıkı sarıl;  şüphesiz sen doğru yoldasın. (Zuhruf, 43/43)

ER GÜNE BİR HADİS 

Bir kişinin kalbinde aynı anda iman ile  küfür, doğruluk ile yalancılık, hıyanet ile  emanet bir arada bulunmaz.” 

(İbn Hanbel, II, 349)

GÜNÜN DUASI

Yüce Arş’ın Rabbi olan Allah, her türlü noksanlıktan münezzehtir. Âlemlerin Rabbi Allah’a hamd olsun.

Allah’ım! Rahmetini gerektiren şeyleri, kesin affını, her iyiliği elde etmeyi, her günahtan uzak olmayı senden dilerim.

(Tirmizî Salat 343)


BİR SORU-BİR CEVAP

İdrar kanalının görüntülenmesi, kanala ilaç akıtılması orucu bozar mı? 

İdrar kanallarına giren cihazlar veya akıtılan ilaçlar orucu bozmaz (DİYK 22. 09. 2005 tarihli karar; bkz. Merğînânî, el-Hidâye, II, 264, Kâsânî, Bedâî’, II, 98). (Fetvalar,DİB Yay.syf.277)

Kaynak: HABER MERKEZİ