Ramazan ayı, Müslümanlar için manevi bir yenilenme, ibadet ve dayanışma ayıdır. Bu mübarek ay boyunca inananlar, oruç tutarak sabır ve irade eğitimi alırken, ibadetlerini artırarak Allah’a daha da yaklaşma fırsatı bulurlar. Ancak, Ramazan’ın sunduğu tüm bu manevi ve toplumsal kazanımların sadece bir ayla sınırlı kalmaması, hayatın geneline yayılması gerekmektedir.

İbadetlerde her zaman için esas amaç, Allah’ın rızasını kazanmak olmalıdır. Bir mümin için en büyük gaye budur. Bununla birlikte, Ramazan ayı müminlere birçok bireysel kazanım ve fayda sağlamaktadır.

Bireysel açıdan bakacak olursak:

Ramazan, nefsi terbiye etme ve iradeyi güçlendirme açısından en elverişli zaman dilimlerinden biridir. İnsan, oruç sayesinde açlık, susuzluk ve dünyevi zevklere karşı kendini kontrol etmeyi öğrenir. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmuştur:

“Ey iman edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, sakınasınız diye size de farz kılındı” (Bakara 2/183). 

Bu ayet, orucun insanı kötülüklere karşı koruyucu bir kalkan olduğunu göstermektedir. Açlık ve susuzluk, kişinin sabrını artırırken, iradesini de güçlendirir.

Ramazan ayı, günahlardan arınma ve Allah’a yönelme açısından büyük bir fırsattır. Bu ayda yapılan ibadetler, dua ve zikirler, Müslümanların manevi anlamda yenilenmesine vesile olur. Hadis-i şerifte şöyle buyrulmuştur:

“Kim inanarak ve sevabını Allah’tan umarak Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır” (Buharî, Savm, 6).

Bu nedenle, Ramazan ayında kazanılan manevi derinliğin ve ibadet alışkanlıklarının yıl boyunca sürdürülmesi büyük önem taşır.

Oruç, insana sabrı öğretirken, aynı zamanda sahip olduklarının kıymetini anlamasını sağlar. Aç kalan bir kişi, nimetlerin değerini daha iyi idrak eder ve şükretmeyi öğrenir. Şükretmenin önemi Kur’an’da şu şekilde vurgulanmıştır:

“…Andolsun, şükrederseniz elbette size (nimetimi) artırırım…” (İbrahim 14/7).

Ramazan’da kazanılan bu sabır ve şükür bilinci, Ramazan’dan sonra da devam ettirilmelidir.

Ramazanın toplumsal açıdan sağladığı kazanımlar ise kısaca şunlardır:

SAHİH DİNİ BİLGİNİN ÖNEMİ SAHİH DİNİ BİLGİNİN ÖNEMİ

Ramazan ayı, zekât, fitre ve sadaka gibi ibadetlerle yardımlaşma ruhunun en fazla pekiştirildiği dönemdir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” (Hâkim, Müstedrek, 4/183) buyurarak Müslümanların sosyal sorumluluklarını hatırlatmıştır.

Bu ay boyunca yapılan yardımlar, toplumsal adaletin sağlanmasına ve fakir-zengin arasındaki uçurumun kapanmasına katkıda bulunmaktadır.

Ramazan; iftar sofraları, teravih namazları ve sahur vakitleriyle Müslümanlar arasında güçlü bir birliktelik oluşturur. Bu ay boyunca insanlar bir araya gelerek dostluklarını pekiştirir ve toplumun birlik ruhu güçlenir.

Ramazan ayında kazanılan bu güzel alışkanlıkların, sadece bu ayla sınırlı kalmayıp hayatın her alanına yayılması büyük önem taşır. Bunun için yapılması gerekenler şunlardır:

İbadetler muhafaza edilmelidir: Ramazan sonrası da düzenli olarak namaz kılmak, Kur’an okumak ve nafile oruçlar tutmak, manevi hayatın canlı kalmasına yardımcı olur.

İyi alışkanlıklar sürdürülmelidir: Ramazan’da kazanılan sabır, şükür, empati gibi güzel alışkanlıkları hayatın bir parçası haline getirmek gerekir.

Yardımlaşmaya devam edilmelidir: İhtiyaç sahiplerine yıl boyunca yardım eli uzatmak, toplumsal dayanışmayı artırır.

Nefis terbiyesi aksatılmamalıdır: Kötü alışkanlıklardan kaçınmaya ve öz disiplini sürdürmeye yıl boyunca özen göstermek önemlidir.

Hadis-i şerifte bu konu şu şekilde vurgulanmıştır:

“Allah katında amellerin en sevimlisi, az da olsa devamlı olanıdır” (Buhârî, İman, 32).

Ramazan ayı, bireysel ve toplumsal kazanımlarıyla hayatın her alanına etki eden müstesna bir dönemdir. Oruç, sabır, ibadet, yardımlaşma ve manevi arınma gibi önemli kazanımlar, sadece bir ayla sınırlı kalmamalı, hayatın geneline yayılmalıdır. Ramazan’dan sonra da bu kazanımları sürdürmek, manevi gelişimi desteklerken, toplumsal huzurun sağlanmasına da katkıda bulunacaktır…

                                                                                                                          Aydın YILMAZ

                                                                                                                                    Vaiz

MEAL OKUYORUM

“O su ile sizin için ekinler, zeytinlikler, hurma ağaçları, üzüm bağları ve her türden daha nice ürünler yetiştirir. Şüphesiz ki bunda sistemlice düşünen bir toplum için elbette tevhidi gösteren kesin bir delil vardır.”

(Nahl 16/11)

HER GÜNE BİR HADİS 

“İnsanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez.” (Buhari, tevhid 2)

GÜNÜN DUASI

"Allahım! Ömrümün sonunu hayatımın en hayırlı zamanı yap. Son amellerimi en hayırlı amellerim eyle. Sana kavuşacağım günü yaşadığım günlerimin en hayırlısı eyle."

(İmam Nevevî, el Ezkâr, n. 194)

BİR SORU-BİR CEVAP

Zekât taksitle ödenebilir mi?

 Zekâtta asıl olan, kişinin üzerine terettüp eden zekâtı bir an önce ödemesidir. Ancak peşin ödeme imkânı bulunmayan durumlarda bir yıl içinde taksitle de ödenebilir (Bkz. İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, III, 191-192).

(Fetvalar,DİB Yay.syf.247)

Kaynak: HABER MERKEZİ