Müminler olarak hayatımızda inanılması gereken inanç esasları vardır. Bununla birlikte İslam bizlere, birtakım mukaddesliğini ifade ettiği, birtakım da saygı gösterilmesi gereken, bunun da kalplerin takvasından olduğunu belirttiği “şeâir” denilen unsurlar zikretmiştir. Kudüs ve Mescid-i Aksa bu unsurların her birini ve nice peygamberlerin hatıralarını barındıran, Allah Teâlâ tarafından mukaddes ve mübarek kılınan topraklardır.
Kur’an’da bir şeyin mukaddes olduğuna dair kullanılan “mukaddes”, “mübarek” ve “haram” kelimeleri yer almış; Mescid-i Aksa için daha çok “mukaddes” ve “mübarek” ifadeleri kullanılmıştır. Bazı müfessirler Kudüs-Aksa ve çevresine 70 ayette atıf yapıldığını söylemişlerdir. Ancak 5 ayette Kudüs ve Aksa’nın mübarek kılındığı açıkça zikredilmiştir. Hatta Aksa en geniş anlamıyla bütün şehri kapsayan bir anlamda olup Kudüs ile özdeş de kılınmış; hakkında “mübevve’e sıdk/sadakatli sığınak” (Yunus 10/93) ifadesi kullanılmıştır. Bu ise bütün Müslümanlara ve insanlığa sıdkı-sadakati koruma görevi yüklemiştir.
Yüce Rabbimiz İsra Suresi’nde “Bir gece, kendisine bazı ayetlerimizi gösterelim diye kulunu Mescid-i Haram’dan çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren Allah eksikliklerden münezzehtir. O, gerçekten her şeyi işitmekte ve görmektedir” (İsra 17/1) buyurarak oranın bizzat kendisi tarafından mübarek kılındığını bildirmektedir.
Mescid-i Aksa yeryüzünün ikinci mabedidir. Ebu Zerr (r.a.) “Yeryüzünde ilk inşa edilen mescid neresidir?” diye Efendimiz (s.a.v.)’e sorduğunda, ilkinin “Kâbe-i Muazzama” ikinci defa sormasına karşılık da “Mescid-i Aksa” olduğunu belirtmiştir (Müslim, Mesâcid, 1-2).
Mescid-i Aksa ilk kıblemizdir. Efendimiz (s.a.v.) Mekke döneminde ve 16-17 ay Medine döneminde Mescid-i Aksaya yönelip namaz kılmıştır.
Kudüs Peygamberler diyarıdır. Zira İbrahim (a.s.) oraya hicret etmiş, Lut (a.s.) kavmine gelen azap üzerine Allah onu o “Mübarek Topraklara-Kudüs’e” göndererek kurtarmış, Davud (a.s.) krallığını orada kurmuş, Süleyman (a.s.) kral-peygamber olarak orada hüküm sürmüştür. Zekeriya (a.s.)’ın mihrabı oradadır. Yahya (a.s)’ın hatıraları oradadır. İsa (a.s.) o topraklarda doğmuş, Meryem validemiz Kudüs içerisinde terbiye görmüştür.
Kudüs-Mescid-i Aksa Peygamber Efendimizin namaz kıldığı ve peygamberlere imamlık yaptığı, Mirac’a yükseldiği, Süleyman (a.s)’ın, “Buraya namaz kılma maksadıyla gelenleri annesinden doğmuş gibi günahsız şekilde geri çevir” diye Allah Teâlâ’ya dua ettiği mukaddes topraklardır.
Kudüs-Mescid-i Aksa ile ilgili Efendimiz (s.a.v.) “Ancak şu üç mescide (ibadet maksadıyla) yolculuk yapılır: Mescid-i Haram, Benim mescidim (Mescid-i Nebevi) ve Mescid-i Aksa” (Nesâî, Mesâcid, 10) buyurmuştur. Hz. Peygamber’in hanımlarından Hz. Meymune validemiz bir gün Hz. Peygamber’e, “Bize Mescid-i Aksa hakkında ne buyurursun” dediğinde, “Orası bir mahşer ve menşer (diriliş) yeridir; orayı ziyaret edin, namaz kılın; şayet ziyaret edemezseniz, hiç olmazsa lambalarında kullanılmak üzere yakıt gönderin” (Ebu Dâvûd, Salât, 14) buyurarak bizim orayı yalnızlığa terk etmememizi, kurtuluşu ve huzuru için aydınlık kılmaya yardımcı olmamızı emretmiş, Kudüs-Aksa bilincimizi diri-dinamik tutmak istemiştir.
Mekke ve Medine bizler için ne kadar mukaddes ise, yıllardan beri siyonistler tarafından uğradığı zulümle mahzun olan haremimiz Kudüs-Mescid-i Aksa da zihinlerimiz ve gönüllerimizde aynı saygınlığa ulaşmalıdır. Bizler daima bu bilinçle yaşamalı ve bunu aktarmalı, orada olan kardeşlerimiz için dua etmeli, zalimlerin mallarını boykot etmeli, maddi olarak elimizden gelen ne varsa bunu da bir zorunluluk bilinciyle yerine getirmeliyiz…
Fatih BÜTÜN
Vaiz
MEAL OKUYORUM
Eğer (kullarımız) hak yolda dosdoğru yürürlerse kendilerini, içinde denemek üzere nimetlere boğarız; kim de Rabbini anmaktan yüz çevirirse Allah onu gitgide artan bir azaba uğratır.
(Cin, 72/16-17)
HER GÜNE BİR HADİS
“İki nimet vardır ki, insanların çoğu bu nimetleri kullanmakta aldanmıştır: Sıhhat ve boş vakit.” (Buhârî, Rikak 1.)
GÜNÜN DUASI
“Allah’ım, beni bağışla, bana merhamet eyle, beni dosdoğru yola ilet, bana sıhhat ver ve beni rızıklandır!”
(Müslim, Zikir, 35-36)
BİR SORU-BİR CEVAP
Çay ve pancar gibi ürünlerden zekât vermek gerekir mi?
Tercih edilen görüşe göre her türlü toprak mahsulleri ile meyveler için zekât/öşür vermek gerekir (Kâsânî, Bedâî’,II, 53). Dolayısıyla çay ve pancar da zekâta tâbidir.
(Fetvalar,DİB Yay.syf.243)