Şu sosyal medya yok mu? Vah vah! Gerçek şu. Sosyal
medya gerçek medyanın yerini alamaz.
Üfürme haberler ve gerçek olmayan iddiaları burada görürüz. Elbette bunlar konvansiyonel basının yerine geçemez. Aslında haber kaynağı da değillerdir..
Basın özgürlüğü başka bir şeydir.
Maalesef bizim basın,
sosyal medyada ki haber veya
iddiaları gerçekmiş gibi
dolaşıma sokuluyor. Elbette sosyal medya da bir yasal düzenleme getirilmesi gerekiyordu.
Sosyal medya bir
algı operasyonlarının platformu olmuş durumda. Batı dünyasında da
yasal düzenlemeler var. Dijital
medya günümüzün teknolojisi… Fakat öyle bir noktaya getirildi ki, sınırsız
özgürlük ve insanlara yönelik bir
itibar suikastı yapılan alan haline getirildi.
İşte yanlış olan bu.
İnsanlar,
düşüncelerinden ve bunların
ifade etti diye insanlar tutuklanamaz… Hukuk devletinin görevi ise vatandaşı, her türlü olumsuzluklardan, şiddetten ve
tecavüzlerden korumak ve kollamaktır. Devlet insanlar siyasi ve felsefi
düşüncelerinden,
inançlarından dolayı
suçlayamaz,
tutuklatamaz.
Zaten dört bir tarafımızı
virüsler dolmuş. Beynimizin
nöronları pert olmak üzere.
Allah aşkına birazda kendinize zaman ayırın ve hayatınızı yaşayın. Zaten bu dünyada
sürgündeyiz. Ne, kendinizi
ideolojilerin esiri olun, ne de inşallah, maşallah deyip
pudra şekerlerin esiri olun.
Ne makamların, ne rozetlerinizin ne de koltuklarınızın esiri olun. Ne de tapınaklarda tapının. Çünkü insanlar kendi yaptıkları tapınaklara tapınıyorlar.
Tabii bunları söylemek kolayda, yaşamın gerçekleri öyle mi?
Efendime söyleyeyim bunların hepsi askıda.
Geriye adamlık kalır..
*****
DEVA parti il başkanı
İSMAİL Haşim Ateş çıkarılması
düşünülen sosyal medya yasası için Milletin sesini kesme yasası diyor.
Yazılı olarak gönderdiği açıklamasında, sosyal medyanın özgürlük alanını tamamen yok edecek bu düzenleme çok tehlikeli olup bir an evvel bu düzenlemeden vazgeçilmesini istemiş..
29. maddeye de dikkat çekmiş..
Tabii kanaat açıklamak bile
suç isnat'ı yapılabilinir. Eskiden de yapılıyordu. İktidar hiçbir zaman
farklı bir ses istemez. Ajandalarında hep muhalifleri susturma çabaları vardır.
Bu her dönemde olmuştur.
Suç isnat etmek şimdi o kadar kolaylaştırdı ki!
Eyvallah. Getirilmek istenen düzenleme ise
sosyal medya düzenlemesidir. Bunu bilelim
****
Ellerde akıllı telefonlar. Herkes her şeyden haberdar.
Öyle insanlar var ki sosyal medyada.
Avatarlarına bir bakıyorsunuz?
Vay vay. Her şey oluyor.
Sosyal
medya bana göre kişilerin kendilerini
palavradan da olsa var olmak alanlarıdır. Birçok somut örnekleri vardır.
Yazar, çizer, gazeteci,
Moderatör, yaşam koçu, genel müdür politikacı, Hatta tesadüfen atanmış parti başkanı oluyor.
Oluyor da oluyor. Maşallah
ZATİZungur gibi. Şapkadan
tavşanlar çıkarılıyor. Sosyal medya. İyi ki bulmuşlar seni.
****
Değişen hiçbir şey yok. Peki, bu kadar
bilgisizliktik politikamızı, sosyal medyamızı,
musilaj gibi
sarmış da iftiralar, bel altına vuruşlarla nereye kadar ?Elbette sosyal medya da bir
yasal düzenlemeye ihtiyaç var..
Ancak gerçek şu.
Gerçek anlamada bir medya ve iletişim yasasına ihtiyaç var. Bunu kimse inkar etmiyor… Bu konuya dayatmalardan daha ziyade kimini
gazeteci olup olmadığından daha ziyade,
evrensel gazetecilik temel ilkelerini benimsemek.
Yoksa camia bu zor şartlarda ayakta kalma mücadelesi veriyor. Özellikle bağımsız
yurttaş gazeteciliği yapan kalemlerinin susturulması demektir.
Kimin? Gazeteci olup olmadığına devlet
karar veremez. Batıda bu kadar geniş kapsamlı zorlanmalar yoktur.
Devlet düzenleyici rolünü yerini getirir.
5N1K, gazetecilerin altın kılavuzudur. Gazetecinin dünyanın her yerinde kullanılan bir inceleme yöntemidir.
Ne, neden, nasıl, nerede, ne zaman ve kim sorularını sorar. Bu
sorular sayesinde, fiili gerçekleştiren kişiler, perde arkasında kalan gerçek nedenler, olayın meydana geldiği zaman ve mekanlar kolaylıkla tespit edilebilir.
Watergate skandalı bunun en çarpıcı örneğidir.
Gazeteci gerçeği arar ve toplumun ve hukukun denetime tabidir. Derslerde bunlar uzun uzun anlatılır ve örnekler verilir.
Şunu söyleyeyim sosyal medya bir iletişim aracıdır ve gazetecilik değildir. Sosyal medya da yazılan, çizilen her şey gerçeği yansıtmaz. Kişilerin hak ve özgürlüklerine saldıran, algı yönetimini yapabilen veya insanlara itibar suikastı yapılan alanlardır. Bir gazetecinin muhatabı klavye kahramanları değildir.
Gazetecilik sadece gerçeği arar ve köşesinde yorumlar.
*****
Yeni yasa, içindeki ceza maddeleri ile bizlerin
kısıtlı oksijen almamızı bile engelliyor. Kendi düzenini kurmak için onların profesyonel
klavye trollerine her şey serbest olurken, bizlerin yazdıklarımızda
kaşın üstünde gözün var diye, sansürleye bilinir ve tutuklama kararları çıkartabilirler.
Savcı ve hakimler bu konularda yetkin değiller ise, hazırladıkları iddianamelerinde sizleri, terörle bile
iltisaklı hele getirilip uyduruk montaj kopyala yapıştır suçlamalarla cezalandırılabilirsiniz. Henüz
hukuk devleti olamadık. Demokrasiyi benimseyemedik.
Özgürlüğü kavrayamadık. Bunu aşamadık.
****
Vallahi bom boş geliyor hayat bana. Sanki
materyalist hayatın sonbahar
rüzgarlarında kuru bir yaprak gibi savruluyorlar.
En çok kendilerini bir şey zannetmeleri çok hoşuma gidiyor.
Egoları derelerdeki
kurbağa gibi şişmiş.
Belki
saçmalık gibi geliyor ama ne yapacaksın!
Enfekte olmuşlar bir kere.
Nefsi terbiyeden o kadar uzaklardaki.
Zavallılar.
İşin
psikolojik tarafı..
Sonrasında
travmalar.
Politik mevsimin santraç oyunlarının masasındalar. Bir
oyana, bir bu yana hamleler.
İyide çok mu zekisiniz?
Adalar sahil vapuru gibi yandan çarklı…
25 MİLYON DOLARLIK DAİRE..
İstanbul'da 25 Milyon Dolara Satılan Apartman Dairesi Sosyal Medyanın Gündeminde.
Neymiş efendim.
Boğaz manzaralı.
İnsanın aklı duruyor değil mi?
Haberi araştırdım. Yahu dedim kendi kendime. Bu kadar da olmaz. Demek ki oluyormuş.
Bende dedim, bu para bende olsa bunu alırmısın?
Almam.
Para,
emekle kazanılmayınca alınıyormuş!.
Günün sözü.
Bir kitabın yakılması, bir düşünce uğruna hapse atılmak, her zaman cahil bir kuşağın çağın
dahilerine ödediği vergi oldu.
Voltaire