Üretici çok önemli ama, ondan önemlisi üretilen mallara Pazar bulunması ve dünya fiyatları ile rekabet edebilmesi

20 ağustos 2024 tarihinde Celalettin Kesikbaş Bloomberg TV’ de Didem Arslan’ın sunumunu yaptığı İş dünyası programına katılıyor. Programın özelliği, Türkiye ekonomisine yön veren reel sektörün önde gelen isimlerini programında konuk ederek, öne çıkan gelişmeleri, görüşlerini açıklıyor.

Türkiye büyümek zorunda. Fakat nitelikli büyüyor mu sorusu her zaman sorulur.  Büyüme ile kalkınma arasında düzenli, doğrusal bir ilişki olması lazım.

Türkiye’nin kalkınma ve büyüme sorunu burada yatıyor. Makroekonomide farklı kavramlar da olsa, birbirlerini beslemeleri lazım.

Üretime ve ihracata dayalı, rekabetçi bir kur ile ekonomik olarak büyüyüp daha fazla dünya pazarlarına girmek. Daha çok ihracat yapmak.

 MALİYETLERİN SANAYİCİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ 

İş dünyası büyük sıkıntıda. Bu sıkıntıları çekenlerin başında üreten sanayiciler geliyor. Çok önemli sorunları var. Kısmen çözülenler var, çözülemeyenlerde var. Son zamanlarda sesleri çıkmaya başladı. Hükümetten destek istiyorlar. İstekleri belli. Düşük faizli krediler ve yüksek kur. Gerekçelerinde rekabet ve üretim maliyetleri ile artan işçilik ücretlerinin maliyetleri.

Çünkü sanayimiz ölçek ekonomisinde dünyaya üretim yapmıyor. 

KOBİ ölçeğinde ve bir tık üstünde bir üretim sistemi var. Bunu aşabilmek için çok uluslu güçlü sermaye yapısı olan şirketlerle ortaklık geliştirmek.

Çünkü hani az önce para politikalar söylediniz bunlar aslında Finans sektörünün işleri. Biz biraz daha ekonomist olarak bakan insanlarız.    Yani ekonomi bilimine inanan insanlarız. Biz de ekonominin parametreleri ile finansmanın parametreleri çok aynı yürümüyor. 

CELALETTİN KESİKBAŞ FAİZLER ÇOK YÜKSEK..

Celalettin Kesikbaş sanayicinin sorunlarını çok açık yalın bir biçimde anlatıyor. Enflasyondan, para politikalarına, finansa erişim sorunundan nitelikli emek gücüne kadar her şeyi anlatıyor.

Kısacası makroekonomik dengeler ve para politikaları.

Sanayici hiçbir zaman yüksek faizden memnun olmaz..

MB’ nın % 50’ lik faiz ortamı politika faizi ortamı sanayiciyi nasıl etkiliyor sorusuna verdiği yanıt çok anlamlı Didem hanım’ a  “ Para olsa, para politikaları hakkında konuşacağız diyor.

Gerçekten para politikası yok hükümetin. O kadar çok yanlışlıklar var ki!

Konuşmalarından başlıklar.

-MB’ sı politika faizini pas geçti. % 50. Buna bağlı olarak bankalarda Kredi faizleri çok yüksek. % 70’ lere varıyor. Aradaki fark 20 puanlara gelmiş durumda.

- Finansmana erişimle ilgili konular da sıkıntılar var. Sektörde daralmalar var. 35 aydır nakit akışında ciddi sıkıntılar var.

-Yabancı paraya ulaşmada geniş imkânlar yok.

- Para politikaları böyle devam ettiği sürece, özellikle döviz kurunun üzerinde de ciddi bir baskı var. Tabii ki böyle olunca hem ihracatçı açısından, hem de iç piyasalar açısından aslında açısından biraz dramatize edilmiş bir durum da mevcut…

-Çünkü finansmana erişimde sıkıntılar var. Uzunca bir süredir konuşuyorduk bunu aslında yani ekonomiyi soğutmanın ve bir miktar daha ekonomik aktiviteyi yavaşlatmanın bedeli gibi duruyor bu yaşananlar.

- Tabii ki bu selektif kredilerle ilgili biz 2018'den bu yana aynı şeyleri söylüyoruz. İşte çok uygun fiyatlarla dağıtılan KGF vesaire…

Sanayiciyi biraz ayırmak gerekiyor. Biz özellikle ticaret sektörü, hizmetler sektörü vesaire gibi değiliz. Kısa vade dediğiniz zaman bizde 5 yıl falan oluyor. Çok farklı bir yapımız var.  Yatırıma dönüştürürsünüz musunuz yatırımın geri dönüşü bunun şusu busu falan filan derken hani kısa vade dediğiniz zaman bizde hayat 5 yıl falan. Yani maalesef sanayicinin işi çok da böyle hani KGF’ in bir anda piyasaya yayılması. İşte o dönemler çok konuşuldu. Herkes şunu aldı, bunu aldı vesaire. Falan sektörünün dışında yatırımlar yaptı ama sanayici de pek bu iş böyle değil. Eskişehir Sanayi Odası'nın 1500'e yakın üyesi var. Birçoğunu da böyle şahsen tanıyorum çok önemli bir kısmı aslında yatırım yaptı.   Ben çok net hatırlıyorum son 20 senede Eskişehir’de 200 civarında fabrika varken bugün 900'ün üzerinde fabrika var. İnsanlar gerçekten hem organik büyüyorlar, hem inorganik büyüyorlar. Onun yanında diğer yatırımcılar bir şekilde herkes uygun fiyatlı kredi bulduğu zaman bunu alıyor, tekrar yatırıma dönüştürüyor. Tabii ki selektif kredi olması çok önemli ama burada, sanayiye pozitif yatırım yapanlara destek olunması anlamında selektif kredi çok önemlidir. 

Kur, önemli en azından enflasyon kadar artması lazım.

Yatay seyreden bir kur seviyesi var ve bu böyle de devam edecek gibi duruyor. İşin aslı bizim hep sanayicilerden ve özellikle de ihracatçılardan duyduğumuz en azından enflasyon oranında bir kurda da artış değerleme olması gerektiği yönündeydi. Dolayısıyla da tabii İnsan merak ediyor Şimdi uzunca bir süredir bu yaşandığı için etkilerini Sizler görmeye dolar kurunun bir düzeltmeye ihtiyacı var Şu an olması gerekli olduğu yerde değil tabii ki şirketler ki özellikle ihracat yapan şirketler ki Eskişehir'in de 4,5 milyar dolar civarında ihracatı var.  

Özellikle Eskişehir ilk 10 seviyede ihracatta fena bir rakam değil.. Eskişehir açısından baktığımız zaman çok bir mutluluk göremiyoruz. Çünkü şöyle bir durum var Yani şirketlerde karlılığı arttırmak için yapılacak hareketler çok basit ya gelirleriniz artıracaklar, ya da maliyetlerinizi düşüreceksin..

Ama bu maliyetleri düşürme operasyonları çok hızlı bugünün yarın hikâyeleri de maalesef olmuyor. Dolar kurunun mesela geçen sene bizim kendi şirketlerimiz de yaptığımız bütçelere göre baktığınız zaman aslında geçen sene yapmış olduğumuz masraflarla ve maliyetlerle bugün baktığımız zaman o kurlara işte bugün ihracatın dolar kurunun 44-45 TL seviyesinde olması gerekiyor. Yani bir düzeltmeye ihtiyaç var… Aslında Kimse bir artış falan beklemiyor, öyle bir derdimiz de yok ama düzeltilmesi gerekiyor mutlaka… Bunun regüle edilmesi gerekiyor ya da böyle bir aradaki farkın da mutlaka sanayicilere desteklenmesi gerekiyor.

Uzun bir konuşma. Regüle edilmiş uzun bir iktisadi analiz. Derdini anlatabilmiş!