Bugün emekçi kadınlar günü...
Ne yazacağım!
Yazıya nasıl başlayayım diye uzun uzun düşündüm!
Kadınların çilesini, nasıl yazayım! Kaderin çilesini çekmek için dünyaya gelmişler gibi bir görevleri var.
Hani birkaç dişe dokunur 'kelam' edebilmeliyiz diye, geçtim klavyenin başına...
Belki de, hiç haddim olmayarak!
Kadına dayatılanlar yaşamların, kadının hakları hakkında da ahkâm keseceğim.
Sizin, gözünüze emanetim artık!
Bütün eleştirileriniz ile. Ne? Söyleseniz kabul.
Başörtülüsü, örtüsüzü, açığı, kapalısı, tesettürlüsü, moderni, muhafazakârı…
ÇAĞDAŞ GEÇİNEN ERKEKLERİN İKİYÜZLÜLÜĞÜ
Yaşamın anlamı, anlamsızlaştırmak istediklerimiz kadınlarımız!
Kulplar taktığımız, işkence yaptığımız, dövdüklerimiz, öldürdüklerimiz.
Uğruna cinayet işlediklerimiz!
Utanmadan birde canım, cicim, şekerim diye, çiçekle, avuttuklarımız!
Çağdaş geçinen erkeklerin iki yüzlülüğü..
Onlara karşı, erkeksi gösterilerimizi neden yapıyoruz ki?
İşte efendim, hemen eğitimden başlarlar fetva vermeye..
Devlet politikasıdır… Kadını ötekileştiren, ‘ideolojik' yapılanma.
İçinde, sözde dini referans kaynakları da vardır, sözüm ulemalara!
Devletin belirlediği, sınırlandırdığı rol verdiği kadın yaşamları.
Evde, işte, hapishanede...
Daha neleri!
Çekilen çileleri ne kadarını biliyoruz ki!
Her birinin farklı 'yaşam hikâyeleri' yok mu?
Onları küçümseyen, ötekileştiren düzenin oyunları.
İnsanlık ve kadın!
NE YAZACAĞIM!
Bu ülkede, kadın olmak çok daha zor.
Kadın kadındır.
Palavracı erkekler işte; 'anamız, bacımız, falan filan hamasi nutuklarla' başlarlar sözlerine.
Bugün “o” erkekler numaradan 'nezaket' gösterilerin de bulunurlar.
EN SON GAZZE’DE YAŞADIK.
İnsanlık açısından savaşın acımasızlığını Gazze’de gördük.
Siyonist İsrail devletin neler yaptığının tarih tanıklığını yaptı.
Öncesinde, Avrupa’nın göbeğinde Sırplar tarafından katledilen Boşnaklar soykırıma tabii tutulurken kadın ve çocukların başlarına gelenleri Avrupalı ülkeler seyirci kaldı.
Bosna soykırımında neler gördük.
Rusya’nın, Ukrayna’da yaptıklarını dünya biliyor.
Sonuçta her savaşta kadınlar ve çocuklara olan oluyor.
Kadınların suçu neydi?
Kadın olmak.
FAŞİST BİR DÜNYA VAR.
Faşist bir egemen güç dünyayı yönetiyor. Ne yazık ki, Avrupa da faşistler önde gidiyor. Ne yazık ki! Bazı kadın liderlerde Faşist.
Kadın başbakanlar faşist.
Klasik anlamda bir yazı olmamasını çok isterdim!
Bu gün… 8 Mart… Kadın emekçilerin günü.
Selam olsun KADIN emekçilere…
Kadın... Emekçi zaten.
Her sene kadının hikâyesi anlatılır. Malı, meli cümleler kurulur salon toplantılarında. Kadın araştırma merkezleri raporlar yayınlar. Siyasiler dâhil mesajlar yayınlanır.
Sonuçta ezberlenmiş şeyler. Kadın sorunu aslında erkek sorunudur, demokrasi sorunudur.
Her zaman erkeğin bir adım gerisinden gelmelidir. Böyle bir orta doğulu oryantalist bakış açısı vardır.
YAŞAM DESTEK ÜNİTESİDİR…
Ben hep böyle görmüştüm düne kadar… Ne yalan söyleyeyim!
Şimdi hayır!
Kadınlar, erkeklerin yaşam destek ünitesi gibi olmamalı.
Ne olmalı?
Birlikte el ele destek ünitesi olmalıyız.
Kadın olmak veya olamamak!
Aslında, kadın sorunu, erkek olabilme sorunudur!
İşte, bütün mesele bu!
Anlayabilmek.
Kader adına!
Klasik laftır, kadın olmak hüzünlü bir meseledir bu ülkede!
Atatürk, devrimleri olsa da.
Seçme seçilme hakları verilse de kadınlar 2. sınıf vatandaştır bazıların gözünde...
Fark etmez!
Bir paragrafa, bir yazıya, bir 'romana sığmayacak' kadar hüzünlü bir meseledir.
İşi, şiirlerle kurtarmak erkeklerin klasik numaralarıdır..
Şarkıda olduğu gibi...
Sönmüş bak ışıklar, ev nasıl karanlık.
O ılık aydınlık yuvamız soğumuş.
Geceler bitmiyor ağlıyorum artık.
Sen kadınım.
Üreten, yetiştiren ve katma değer yaratan gerek ev hanımı gerek iş insanı olsun, tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlu Olsun!