TBMM uzun bir tatil yapmıştı. Yeni seçilen milletvekilleri seçim bölgelerine giderek vatandaşı dinlediler. Seçim sonrası sıcak temaslarını yaptılar. Vatandaşı dinlediler. Notlarını aldılar..
TBMM uzun bir tatil yapmıştı. Yeni seçilen milletvekilleri seçim bölgelerine giderek vatandaşı dinlediler. Seçim sonrası sıcak temaslarını yaptılar. Vatandaşı dinlediler.
Notlarını aldılar..
En önemli dert düşük gelir guruplarından geldi.7 500 TL alan gurup ve çiftçi çok dertli.
Enflasyon onları açlığa mahkûm etmiş..
Bakalım AKP verdiği sözleri tutacak mı?
Tutamaz.
Palavralarla yeni yıla kadar kuru ekmeğe talim.
Herkese verdiler ama “7.500” TL alanlar havalarını aldılar. Onlara enflasyon altında ezdirmeyeceğiz dediler. Üzerlerinden enflasyon tankı geçti. Temmuz ayında zam vermediler. Sonra size verdik diye yalan söylediler.
Alçak sürünme halindeler. Mehmet Cengiz’in borçları silinmişti. Ne kadar vergi silindiği bilinmiyor. Sorulan sorulara cevap yok.
Efendim ticari sırmış. Öyledir nasıl olsa milletine küfür eden birisi var ya. Geleneksel kültürümüz..
Hatırlarsanız, AKP yaparsa?
*****
TBMM’ si açıldı. Salı, Çarşamba guruplar toplandı genel başkanlara gözler çevrilmişti.
Ne diyecekler… Dilleri şişmiştir. Kürsüye çıkan genel başkanlar sözde Liderler gurupta milletvekillerine vaazlarını verirler.
Dili şişenlerden biride İyi Parti genel başkanı Meral Akşener. Milletvekili değil. Genel başkan sıfatıyla AKP Gurup konuşmasında yerel seçimlerden bahsederek, 85 milyona Türk millet Hür ve müstakil partiyi göstermeye geliyoruz hazır mısınız? Milletimizin huzuruna çıkacağız demişti.
Daha öncesinde açıkça şunu söylemişti “ biz CHP’ li adayları seçtirmek için kurulmadık”
El yükseltmek için bunları yapıyor diye politik yorumlar yapıldı zaman ES TV yazı işleri programında bu bir kırılmadır ve paradigma değişikliğidir. Geniş bir şekilde analiz yapmıştım.
Akşener bu saatten sonra geri vites atması mümkün değil..
****
Meral Akşener Anemonda basın toplantısında önemliydi. Basın konuklardan daha fazla gibiydi. Belediye başkanlarının isimlerinin açıklanacağı daha önce açıklanmıştı.
Yerel seçimlerle ilgili konu başlıklarına değindi. Biraz içini döktü, bunları paylaştı.
HÜR VE MUSTAKİL MİLLETİMİZİN HUZURUNA ÇIKACAĞIZ.
Bu ne anlama geliyor? Daha önce hür değildik. Elimiz kolumuz bağlıydı..
Şimdi yeni bir yola çıktık.
Her gittiğim yerde ki hemen hemen her hafta bir şehirde bir belediye başkanımızı varsa ilçe belediye başkan adaylarımızı açıklamak üzere bir program yaptık kamuoyuyla paylaşmak üzere bir program yaptık.
Anadolu'yu gezmeme rağmen sizlerle birlikte tek tek yani iki buçuk yıl hiç ara vermeden, tek tek esnaf dükkânlarına girip onları dinleyip onlar
O dükkânlarda rastladığımız dert sahiplerini daha sonra mecliste
Milletin kürsüsü adı altında organize ettiğimiz bir sistemle kamuoyuna onların sesiyle o dertleri duyurduğumuz bir süreç yaşandı…
İYİ PARTİNİN BİR HİKAYESİ VAR..
Konuşmasından başlıklar
-Aldığım siyasi terbiye teşkilatlarla iyi olur demektir. Teşkilatların çok önemli olduğu bir inançtır Çünkü o bulunduğunuz yerlerde siyasi partilerin bel kemiği teşkilatlardır o partinin bel kemiği gönül verenlerdir.
Gönül Verenler de o siyasi partinin patronlarıdır. Hani seçmen velinimet ya, onlar da Veli nimettir.
- Eğer, ben dâhil bulunduğumuz şehirlerde kendi başımıza hür bağlantısız kimseyle irtibat kurmadan bağımsız aday olup seçilebiliyorsak o kişinin bir siyasi partiye ihtiyacı yoktur. Dolayısı ile bir bağlılık hissetmesi de gerekmez.
- Hangi imkânlara sahip olursanız olun sandığın başında beklemekten tutun broşürünüzü dağıtacak bir ele kapının zilini çalıp size anlatacak bir dile ihtiyacınızı sağlayan kimdir? O siyasi partinin teşkilatlarıdır mensuplarıdır.
- Dolayısıyla iyi Parti'nin bir hikâyesi var o hikâyeyi zaman zaman unutuyoruz. Çünkü çok şey yaşadığımız için zaman zaman unutuluyor ve zaman zaman çok olağan bir işmiş gibi geliyor. O nedenle biz bu ülkede demokrasi için gerçekten çalışmış çarpışmış kavga etmiş ve bedel ödemiş insanlarız.
-Biz milliyetçi Demokrat kalkınmacı bir partiyiz bizim kimliğimiz bu. ama seçmeni ve nimet bilen seçmenin derdine çare aranmasının bir zorunluluk olduğuna inanan ve muhalefetin tarif itibariyle seçmen tarafından seçmen der ki; iktidara sana güç verdim beni Yönet Hizmet et diye! Bize de muhalefete de der ki sen gözetim altındasın ve sonuç itibariyle bu gözetim altında yapacağın iş benim avukatlığımı yapmaktır
Yani beni geleceksin göreceksin dinleyeceksin Hatta çözüm üreteceksin iktidara ileteceksin iktidar yapmıyorsa çizik yapıyorsa ikinize de artıdır yani muhalefetin görevi seçmen açısından avukatlığını yapmaktır.
Biz bunu yaptık.
HEDEFİMİZ ONU BUNU KAZANDIRMAK DEĞİL..
Bizim nihai hedefimiz x y z kişilerine bir yer kazandırmak değil…
Dolayısıyla mesela, Eskişehir'den size örnek vereyim. Bizim Eskişehir’de Bildiğim kadarıyla tek bir belediye meclis üyemiz vardı. Başka da hiçbir şeyimiz yoktur..
Sizce böyle bir ketenpereye gelinir mi gelmez. Niye çırak çıktık biz. Bu
Millet çırak çıkmasın diye bilerek taammüden biz çırak çıktık. Hiçbir derdimizde olmadı Oldu mu kardeşim.. Eskişehirliler olmadı
Çünkü burada var olan bir belediye başkanını yeniden seçtirmek falan meselemiz değildi…
-Sayın Erdoğan ve arkadaşlarının partisinden ayrılmayı düşünen bize oy vermeyi düşünen ve bir üçüncü yolu nasıl inşa edebiliriz diyen seçmenin bu yumruklaşmanın üzerine, bu itişmenin üzerine, bu kutuplaşmanın üzerine eyvah! Bunlar gelirse biz ne oluruz dedi ve döndü CUMHUR İTTİFAKINA oy verdi..
Şimdi bunu doğru analiz etmediğimiz zaman Türkiye'yi anlamamız mümkün değil
-Vatandaşın ferasetine güvenmenin bu seçimde ne kadar önemli olduğunu, o ferasetin ne kadar yüksek olduğunu yediden yetmişe en azından bizim partimiz anladı.
-Adam seçime giderken verdi. Sonrasında da üç kağıtla geri aldı Şimdi biz işte bu saçma tartışmaların dışına çıkabilirsek, bize seçmenin gözünü milletin gözünü bize çevirdiğimizde o zaman seçmenimizin çırak çıkmadığını, milletimizin çırak çıkmadığını, sesinizin duyulduğunu göreceksiniz.
Eskişehir'de sadece tek bir belediye meclis üyesi oluyor
Bunların hiçbir menfaat değildi tekrar söylüyorum. Hiçbir menfaat değildi ama seçimi kazanmakta ittifak sisteminin başarılı olmadığını gördük.
Melih; boyun kaçmış, kilon kaçmış hep beraber göreceğiz. Bu arada benim boyum kaçmış, kilom kaçmış hep beraber göreceğiz.
Şunun şurasında ne kaldı?
Bütün partiler ve adayları boyunların ölçüsünü millet alacak. Batı demokrasilerinde başarısız olan gidiyor.
Bizde koltuklara yapışıp kalıyorlar.
Seçimlerden sonra, "Boyunun ölçüsünü almışa benziyor." Deriz.
Adaylara hayırlı olsun!