Bu sorunun yanıtını nasıl verebiliriz ki?
Matematiksel bir ölçü ve mantık gerekli. Sözel anlatımlarla değerlendirilemez. Çünkü
elitiz'mi bilip, bilmeden konuşmak ancak
karacahilliktir..
Elitler öyle, boyacı küpü gibi
daldır çıkart ile olunmuyor. Veya sonradan
görme babadan gelen
miras parayla da,
iyi giyinmede ile de olmuyor.
Yemek içmekle de olmuyor.
Elitizm dediğimiz şey,
seçkinciliktir ve
sosyolojik bir tanımlamadır… Bunu da en iyi yazan isim de sosyolog iktisatçı
Vilfredo Pareto'dır.
İnsan Davranışları ve Seçkinlerin Dolaşımı Teorisi vardır. Siyaset-sosyolojisi derslerinde uzun uzun anlatılır. İtalyan asıllı bir sosyologdur. Fransa'da doğmuştur.
Sistem analizini matematiksel olarak değerlendiren, ölçen siyasette de yapan
tek sosyologdur. Bu güne kadar da, düşünceleri tam olarak değerlendirilebilmiş değildir.
Elitler dediğimiz seçkinciler kuramıdır.
Her dönemin, her rejimin seçkinleri vardır ve olmalıdır.
PEKİ, ELİTİZM NEYİ İFADE EDER?
Aslanlar ve tilkiler örneğini anlatır pareto. Seçkinlerin dolaşımı kuramına göre,
idealist hedefleri olan bir grup (
aslanlar) iktidarı ele alır. Gurup
iktidarı sürekli olarak elinde tutabilmek için, muhalefete (
tilkilere) esas idealleriyle bağdaştırılmayacak
ödünler vermek zorundadır.
Politikanın özeti bu. Şimdi anlamışsınızdır uzun dönem iktidarlarının neden iktidarda kaldıklarını!
****
Eskişehir'in seçkinleri var mıdır? Veya hangi kategoridedir? Vallahi ne diyeyim yazsam alınacaklar, yazmasam kendimle çelişeceğim?
İsimler önemli değil..
Şu kadarın yazayım. Eskişehir'in ne doğru
dürüst sanayi ve ticaret burjuvazisi, nede
elitleri var.
Çünkü
alt yapı üst yapıyı belirler. Bu görüş genelde paylaşılmaktadır. Bizim seçkinlerimiz
devlet desteklidir. Bunlara da, devşirme
elitistlerde diyebiliriz. Bazları,
Kemalist, bazıları
dinsel eksende ideolojik
devşirilmiştir. Kümelenmeler bu eksendeki
klikler arasındaki ara
tonlarda olmaktadır.
Gerçek
elitler'in varlığı bir kaç nesil öncesinden başlar ve
torunlara intikal eder. Hanedanlık gibidir.
Entelektüel birikim bu geleneklerden süzülerek filtreden geçerek gelir. Sanatta, edebiyatta, sinemada, modada. Kısacası her
alanın elitleri vardır.
Kısırlığımız nedeni bu. Yazarımızda, çizerimizde burjuva devrimini gerçekleştiremediğimiz için, dönme dolabın içindeyiz.
Diğerleri hikaye.
Onun için, seçkinler dolaşımını sağlıklı bir gerçekleştiremiyoruz. Sürekli gel gitleri yaşıyoruz ve ideolojik kümelenmelerin içinde mutasyona uğruyoruz.
Hibritleşiyoruz.
Basmakalıp ideolojilerin içinde boğuluyoruz. Nefes alamıyoruz. Seçkin dediklerimizin birçoğu,
elit değil.
Vasatlaşmış garnitür Avatarların politika sahnesinde yer alması ile bozulmaktadır.
Bunlar virüs gibidirler. İki takım elbise ile sosyal etkinliklerde, fiskos masalarında bir kadeh viskilerini yudumlarken,
paçozluklukların tozunu aldıklarını zannediyorlar.
Keşke gerçek bir burjuvamız olsa.
****
Bizdeki burjuvamız
devleti tırtıklama ile var olma
savaşı vermektedir. Bu durum
elitiz mi boğmakta ve düşünce yapılılarımız, sözde
muhafazakarlık değerleri içinde
kamuflaj edilerek boğdurulmaktadır. Bu durum sosyal –siyasal ve ekonomik gelişmenin önünü tıkamaktadır veya engellemektedir. Sosyal
diyalektik karşıt devrim olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu ne anlama gelir?
Bir örtü. Karartma. Algı yönetimidir. Pareto uzun anlatımlardan sonra şu değerlendirmede bulunur...
Açgözlülüğünü ve başkalarının mallarına olan hırsını kaybetmeyen, seçkin gayrimeşru yollarla mümkün olduğunca zimmete geçirme ve ulusal mirası gasp etme eğilimindedir.
Bu iki durumun
seçkinlerin yok olacağı bir
felakete yol açar. Seçkinlerin iktidardan düşmemeleri halinde, zimmete geçirecekleri malların artacağını söyler.
Pareto'yu 40 yıl önce okuduğumda pek bir şey anlayamamıştım. Nedeni de, o kadar çok kitap okuyorduk ki her şey birbirine giriyordu. Şimdiki zamanlarda ki gibi, bilgiye
ulaşma olanakları pek yoktu.
Belki, bozuk düzeni kavrayacak bilgi birikimine sahip değildik. Bundan 10 yıl önce bir köşe yazımda,
Pareto'nun seçkinler kuramına değinmiştim de, yahu dediler bizim anladığımız dilden yaz!
O zaman anladım çarpık zihniyetin virüslerin iktidarında nasıl da asimile edilmişiz!
Benimde ana sorunum bu. Ancak, Pareto' yu okuyunca biraz daha derinden denklemi çözmeye başlamıştım. Siyaseti daha iyi kavrayabilmem benim için bir
işaret fişeği, bir yol haritası bir kılavuz olmuştur.
****
Keşke sermeye sınıfımız olsa.
Keşke elitlerimiz olsa.
Keşke işçi sınıfımız olsa.
Keşke seçkinler dolaşımı gerçekleşse.
Belki o zaman
demokrasi gelir.
Yoksa, çok demokrasi rüyası gördürürler bize.
Bana göre Matematikten yoksun bir siyaset palavradan başka bir şey değildir..
***
Kazım KURT şanslı. Pareto'nun anlattığı
elitlerden aslında yer almış Yani
politik dolaşım sistemine biraz zorlansa da,
aktif olarak katılmış. Onuda bu
denkleme katan önemli bir isim var.
Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen.
Bu elitist bakış Eskişehir'e ivme kazandırmış ve Eskişehir kasaba görünümünden uluslararası bir kimlik kazanmıştır.
Bu çok önemlidir.
Fakat bunu idrak etmek çok daha önemlidir.
KAZIM KURT YENİ POLİTİK ELİTLERDEN..
Onun elitler beni istemiyor demesinin altında başka bir anlamlı
metafor var. Kazım
KURT yeni politik yükselen
elitlerden.
Çünkü teşkilatçı. Popülizm yerine, etkin bir projelerin gerçekleşmesi üzerinde çalışıyor. Sessiz sedasız projelerini gerçekleştiriyor. Görev adamı. Sicili tertemiz. Elbette sağdan, soldan, partisinin içinden, dışından saldırıya geçenler olacaktır. Bu işin
fıtratında var. Odunpazarında kısıtlı olanaklarla yaptıkları
fiziksel eser belediyeciliği yapıyor.
Görmek istemeyenler olsa bile.
Elbette eksiklikler vardır. Bunun analizlerini yaparak değişimlerini gerçekleştiriyor. Beklentileri, hedefleri elbette olacaktır. Bunu yaptığı için hiç kimsenin onu eleştirme hakkı yoktur.
Şu anda, politik analizi doğruya yakın yapan fikir alışverişinde bulunan ve çaba gösteren bir network ağını kurmuş.
Doğrusunu da yapıyor. İlk önce
örgüt, sonra kendisi geliyor ve bunu her zaman söylüyor. Önce ben demiyor. Örgütsel
iletişime çok önem vermeye başlamış. Halkla bütünleşmelerinden bu anlaşılıyor. Olaylara, ideolojik yaklaşımları yerine daha Halkçı yöntemlerle ve yaptıkları
eserlerle yanıtlarını veriyor.
Seçim döneminde verdiği sözleri, yapamadıklarının nedenlerini de açıklamalarında bulunuyor.
ELİTLER ENTELEKTÜEL OLMALIDIR.
Elitler hem yükselir hem de düşer. Dolaşıma başka elitlerin temsilcileri katılır. Bu
dolaşım devam eder. Merak edenler Pareto'nun kitabı alır, okurlar. Biraz siyasetin
novigasyonundaki tekniğini öğrenirler.
Efendime söyleyeyim. Peki, kimlerdir bu elitler? Onda bunda şundadır, bunda şunda ondadır.
Mavi boncuk kimdeyse!?
Neyse şimdilik bu kadar. Zira özel bir konferans konusu. Okuyucularımın açık eleştirileri beni çok mutlu ediyor. Belki, anlama kılavuzunuza ihtiyaç duyabilirsiniz. Anlama
kılavuzu için www.com.tr de var.