AK Parti’de Gürhan Albayrak, gündemin içerisindeki tek isim konumunda…

Seçim sonrası Milletvekili Ayşen Gürcan ile birlikte şehre açıldı.

Partinin şehirde dinamik kalması için çabalıyor.

Yakın bir zamanda da yeniden bir yönetim oluşturabilir.

Bununla ilgili yakın bir zamanda gündem oluşacaktır.

+++

Neyse…

Anlatmak istediğime geleyim hemen.

Dediğim gibi İl Başkanı Albayrak, partisi adına sorumluluk almış ve o sorumluluğu daha da artıracak gibi duruyor.

Sadece geziler yapmıyor, söylemleri ile de gündeme geliyor çünkü.

Onlardan birisi geçtiğimiz günlerde Millet Bahçesi ile ilgiliydi.

Millet Bahçesi gezisi sonrası Albayrak;

“Halkımız Millet Bahçesinden oldukça memnun. Hatta ikinci bir millet Bahçesi talebi geliyor” dedi.

Dedi ama arkasından çeşitli platformlarda halktan eleştiriler geldi.

Yapılan eleştirisel yorumları genellersek şöyle bir çıkarım yapabiliriz;

“Eskişehirliler ikinci bir Millet Bahçesini istemiyor!”

Bunun bir başka anlamı da şu;

“Eskişehirliler, yapılan Millet Bahçesi’ni beğenmedi!”

Bize göre de durum sahiden böyle.

Ne yapılırken ne de yapım aşamasında halkın isteklerine kulak asılmadı.

Büyükşehir Belediyesi ve diğer belediyelerden görüş ve katkı alınmadı.

Özellikle Eskişehirsporluların, “Tarihimizden bir parça bari bırakın” serzenişlerine oralı bile olunmadı.

Ortaya ise içinde vakit geçirilecek bir alandan daha çok halkın kestirme yol olarak kullandığı bir park çıktı.

+++

Ayrıca…

Son söz olarak bir tavsiye niteliğinde birkaç kelam edelim…

Sayın Albayrak’ın vatandaşın içinde olması, halkın düşüncelerinin ve şehrin konulara dair reaksiyonun nasıl olduğunu da ortaya çıkarıyor.

Yani AK Parti adına siyasetin sadece parti binasında konuşulanlardan ibaret olmadığı, olmaması gerektiği gerçeği ortaya çıkıyor.

Şehrin siyaseti halkın kendisidir, halkın söyledikleri, halkın düşünceleridir.

Millet Bahçesi olayına ve diğer meselelere AK Parti artık bu pencereden bakmalı.

Şehir siyasetine 150-200 kişilik bir ekibin aklından geçenlerle ve yönlendirmeleriyle değil;

Halkın, kamuoyunun, medyanın da içinde olduğu geniş bir perspektiften yön vermeli.

O yüzden Albayrak’ın tutumunu, söylemlerini sonuç vermesi açısından epeyce önemsiyoruz…

***************

CHP’DE YAŞANANLARI HATIRLAYAN BİLE YOK!

CHP’de seçim öncesi çok enteresan günler yaşandı.

“Aday krizi yaşanıyor” dedirten zamanlardan geçildi.

Zira bir tarafta yeniden adaylık isteyen Yılmaz Büyükerşen vardı.

Diğer tarafta ise, Büyükerşen’in aday gösterilmemesi durumunda büyükşehir adayı olmak istediğini bildiğimiz ilçe başkanları yer alıyordu.

+++

CHP Genel Merkezi de Yılmaz Hoca’nın adaylığına sıcak bakmadığını çeşitli yollarla kamuoyuna anlatma derdine düşmüştü.

Özellikle medya yoluyla bunu anlatmaya çalışan bir CHP Genel Merkezi gördük.

Ancak, ‘Yılmaz Hoca’nın yeniden aday gösterilmemesi nasıl sağlanacak?’ sorusu bir türlü yanıt bulamıyordu.

Hatta CHP lideri, Hoca’yla özel bir görüşme yapmak için Eskişehir’e gelmiş, belediyenin kapalı kapıları ardından uzun bir görüşme sağlanmıştı.

Muhtemel ki, o toplantıdan bir sonuç alındı.

Hoca, kendisinin aday olmasını istemeyen genel merkeze kendi yerine Ayşe Ünlüce’nin aday yapılmasını önermiş ve kabul görmüştü.

Bunu, o görüşmeden çok kısa bir zaman sonra Ünlüce’nin adaylığının apar topar, kimsenin bilgisi olmadan PM’ye getirilip onaylatılmasından daha iyi anlıyoruz.

+++

Ünlüce ismi açıklandıktan sonra herkes Hoca’nın bu hamlesinin nasıl bin sonuç doğuracağını konuşmaya başladı.

Öyle ya;

Bu kez Hoca yoktu ama O’nun işaret ettiği bir isim vardı ve bunun mutlaka bir sonucu olacaktı!

O günlerde herkes aynı fikirde birleşiyordu.

“Seçimin kazananı yine Büyükerşen oldu!”

Bunu söyleyenlerin gerekçesi de;

Ünlüce kaybederse, “Beni aday yapmadınız ve kaybettiniz” diyecekti Hoca Genel Merkeze…

Ünlüce kazandığı takdirde de; “Benim işaret ettiğim isim bile kazanıyor” psikolojisi gelişecekti Hoca tarafında…

+++

İşte CHP’de seçim öncesi böyle bir atmosfer vardı.

Ancak!

Gelin görün ki bu tablo çok ama çok kısa bir zaman içerisinde dağıldı.

Çünkü Sayın Ünlüce öylesine bir performans koydu ki ortaya, ne Hoca’yı arattı ne de Hoca’ya dair bir gündemin oluşmasını sağladı.

Ünlüce girdiği seçimi alnının akıyla kazanmasını başardı.

Bu yüzden de CHP’de daha 2 ay önce yaşanan bunca bilinmezlik, sıkıntılar ve huzursuzluktan ne eser kaldı ne de kısa geçmişte yaşananları hatırlayan…

***********