Odunpazarı belediye meclisi 2024 yılının son toplantısını gerçekleştirdi. Her zaman olduğu gibi, Eskişehirliler siyaseti takip edenler bilirler.

Odunpazarı belediye meclisi tartışmalı ve hareketli geçerdi. . Ancak bu toplantıda bir farklılık vardı.

Gündem dışı konuşmalar da belediye başkanı Kazım KURT AKP gurup başkanvekili Mehmet Kepez’in kendisine yönelttiği Sayıştay iddialarını anlayacağı bir dille yanıtladı.

Kepez, söz alarak yurtdışı gezilerine alınması gereken karara ret oyu vermişti. Kazım KURT bu yetki verilmesinin detaylarını da anlattı.

Yurt dışına gitmediği için eleştirildiğini belirten KURT, boşa harcanan paraları da karşı olduklarını söyledim. Biz yurt dışına zırt pırt giden keyfi olarak tatil yapan filan bir belediye değiliz. Beni en çok yurt dışına gitmiyor diye eleştiriyorlar insanlar? 

Niye? Çünkü ben bu işin boşa harcanan bir takım paralara karşı çıkan böyle bir duruşu olan bir insanım. Şimdi ihtiyacımız olur ise biz Odunpazarı Belediyesi olarak keyfi bir biçimde hadi gidelim bir Paris'i dolanalım diyecek değiliz. Öyle bir şeyimiz yok ama öyle bir şey oluyor ki biz eurocity üyesiyiz

ENGELLEMELER YAPTIĞINIZ İÇİN DE ZATEN ÇÖZÜM ÜRETEMİYORUZ

-Meğerse Hükümet gerekeni yapıyormuş.

Mehmet Kepez bakın ne diyor? 

Merak etmeyin hükümet hiçbir zaman vatandaşını da, öğrencisini de fakirin de yaşlısın da gencini de unutmaz ve onları aç açıkta bırakmazmış!.

Yaaa.

DERİN YOKSULLUK VAR...

KURT’ konuşmasında yoksulluğun derinleştiğini belirterek;  22 yıldır İktidarda olan AK Parti'nin 90 yıl önceki İsmet İnönü hükümetini eleştirerek işin içinden çıkmaya çalıştığını hatırlatarak, pazardaki tezgâhta ayva kaça satılıyor, elma kaça satılıyor,  ıspanak kaça satılıyor,  pırasa kaça satılıyor? Buna bakacaksınız. Kim alabiliyor?  Kaç kişi alabiliyor kaç kişi akşam 5'ten sonra gidip de karanlık çökünce oralardan ikinci el, ya da tezgâhın yanına dökülmüş olan çürük, çarık meyve ve sebzeleri topluyor. Bunlara bakacaksınız. Türkiye'de derin bir yoksulluk var ve bu derin yoksulluğun sebebi 22 yıldır ülkeyi yöneten AKP’ dir.  Bundan kimse kaçamaz. İyi şeyleri alıp da, kötü şeyleri bize mi saracaksın!

-Neredeyse; İsmet Paşa'yı suçlayacaksınız. Böyle bir şey yok. 22 yıldır, İsmet Paşa'dan da Atatürk'ten de daha çok yönettiniz bu ülkeyi. Ne kadar ne kadar olumsuzluk varsa sorumlusu da sizsiniz başarısı sizinse olumsuzluğun sorumlusu da sizsiniz.                       

TOKİDEN YEDİĞİM KAZIK VAR

-TOKİ'de yaşamaktan utanmadığın da kaydeden Kazım KURT, ben kazık yedim. kimse yemesin diyorum ben. Yediğim kazığın dava açtım aldım. Vatandaşlar TOKİ’ ye teslim olmasın. Şimdi burada ben paramı vermişim, TOKİ'den ev almışım. Niye utanacakmışım? Nebi Bey sarayda oturmaktan utansın. TOKİ sosyal Demokrat Halkçı Parti zamanında yoksullara ev yapmak üzere kurulan bir kurumdur.

SHP iktidarından sonra siz 15 sene sonra TOKİ ile tanıştınız o nedenle bunu diyemezsiniz. 

 Çaldım mı? Kimse utanmayacak başka bir yerden bir şey çaldım mı?

Yani bir, bir para götürdüm de öyle aldım. Dolayısıyla herkes haddini bilecek!

-AKP belediye meclis üyesi Şükrü Akbıyık’a seslenerek sözünüz var. Hani TOKİ ‘ye götürecektiniz bizi. Hani çevre şehir iklimlendirme bakanlığına.                   

Kentsel dönüşümü ve afet alanlar yetkisini sana vermiştik. Sen o mahallede oturuyorsun.

Durumu biliyorsun.

POLİTİKAYI YANLIŞ YAPIYORSUNUZ

O nedenle hiç kusura bakmayın. Eskişehir’de politikayı yanlış yapıyorsunuz. Yanlış yaptığınız için de, zaten çözüm üretemiyor musunuz?

Bu noktada hiç kimse Eskişehirlileri aptal zannetmesin. Onlar da gereğini yapıyor değerli arkadaşlarım. Biz Eskişehir'de şeffaf ve katılımcı bir anlayışla, yoksulun hakkını da teslim ederek bu işi yapmaya çalışıyoruz.

Fakire fukaraya sahip çıktık. Çocuklarımıza düzenli olarak kahvaltılıkları verdik.

Bu işlerin reklamını yapmıyoruz

Peki, tam yetkili olan AKP ‘li meclis üyeleri verdikleri sözü yerine getirip bakanlığa gidip durumu anlatmışlar mı? Hiç zannetmiyorum.

Anayasa ne diyor? Devlet her şeyle uğraşacak, devletin işi bu. 

Devlet niçin devlet oldu benim için. Ben devlete güveniyorum. Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak doğduğum andan itibaren, temel insan haklarım var. Bunu korumak kollamak devletin işidir. Beni barındıracak, beni doyuracak, beni okutacak. Beni askere alıyor, benden vergi alıyor bu işlerin de tamamını yapacak evlendiğim zaman çocuğum olunca da, ona iş bulacak yurt bulacak Kredi bulacak bu devletin işi.

BİR SAYIŞTAY HİKÂYESİ

Sayıştay şu anda burada. Sayıştaycılar duysunlar mahsus söylüyorum ki basında da görsünler. Konser yapmışız. 

Sözleşme yapmışız. Sanatçı 90 dakika sahnede kalacak. Bana ispatla diyor? 90 dakika kaldı. Neyse bizim arkadaşlar çekmiş bir şeyler sanatçı üç parçadan fazlasının çekilmesine izin vermiyor. Seyirciyi çekmiş oturanları çekmiş, bilmem neyi çekmiş. Müfettiş bey izlemiş diyor ki 55 dakika 5 dakika. Ne Oldu başkanım 35 dakikası nerede diyor?  Bu parayı nereden verdin? Nasıl verdin.  Şimdi bana zimmet çıkardığı bu Sayıştay denetimcisi.  Kanuna göre yol göstermek için yapılır. Yanlışlarımızı bulup bizi uyarmak için yapılır. Efendim Sen bundan sonra bunu böyle yap dikkatli ol denir. Varsa kamu zararı varsa, bir yolsuzluk elbette gereğini yapar. o işin ayrı tarafı ama, bizim Sayıştay’ımız maalesef taciz etmek üzere bu işi yaptı. Saldırmak üzere bu işi yaptı. Eskiden 2. şube vardı.  Onun gibi sorguya aldı. Böyle insanlara hakaret ederek hak kullanılmaz yetki kullanılmaz!

Ben bunu gerekli yerlere şikâyetini yaptım, yaparım gene yaparım. Hiç kimse bize böyle bir emrivaki yapamaz. Şimdi diyor ki adam betonun altındaki kablo 7 milim olması gerekir öyle mi bilemem ben. Denetçiler gelmiş. İller Bankası denetlemiyor.  Onları da sayıştayın ilgili grup başkanına ilettim. Bu konuda şeyi söyleyemeyiz ama, Sayıştay denetimi hakkı kötüye kullanılarak yapılırsa suç olur. bizim üç belediye Cumhuriyet Bayramında konser yapalım demişiz. Ama ortak yapalım Masraf olmasın demişiz. Üç belediye protokol imzalamış

Büyükşehir yarısını ödeyecek geri kalan yarısını da Tepebaşıyla odun pazarı belediyesi ödeyecek.

Protokol var öyle de yapmışız Sayın Sayıştaycı diyor ki; Büyükşehir para vermiş. Bana siz niye verdiniz? Şimdi bu iş mi? bu eleştiri mi?  Bu bulgu mu yani? Ortak protokol yapmışız bunu görüyorsun yapılacak, konserin bedeli üç belediye tarafından ödenecek. Bize diyor ki başkasının yapmış olduğu ihalenin parasını sen niye ödüyorsun. Başkası yapmadı. Biz üçümüz yaptık mesela…

Bunlar basit. Kalem almışız, kalem bu. Bütün Eskişehir duysun. Diyor ki; bu kalem 300 metre yazması lazım, yazıyor mu?  Sayıştay dersen hikâye işte böyle. İhale de öyle.

Daha sağlık ocağı için 2 yıldır bekletilen doktor istemini yazamadık.