Asgari ücret tartışmaları bitmedi daha. Emekçinin eline geçmeden verilen zam “ÜF” oldu bile.
Meclis’e gelecek olan emekli maaşları ile ilgili düzenleme var. Gözler meclise çevrilmiş durumda. Değişik tahminler var..
Sorunun temelinde KÖK ücret var. SGK 2024 yılında ciddi açıklar vermiş durumda. Kısacası yama büyümüş.
Emekliler meydanlarda. Verilen 6 aylık enflasyon farkları gerçekleri yansıtmıyor. Bunu hükümet yetkilileri de biliyor..
Bir taraftanda itibardan tasarruf edilmez diyorlar...
2014 yılı emekli yılıydı… Emekliler denize gittiler, kumlarda yuvarlandılar. Şezlonglara para vermediler..
Sonra CHP’ li belediyeler KENT lokantaları açtılar ve 4 kap yemek 65 TL den yemeye başladılar. Mideler bayram etti..
Yetmedi onlar için kafeterya açıldı. Çay 7.5 TL
EYVELLAH...
Şimdi mecliste kök ücret arttırılacak. Emekli maaş düzenlemesi meclise geldi. Yasa ile düzenlenecek. Teknik bir konu.
Aslında sorun çok karmakarışık. Asgari ücretten prim yatıranda, tavandan prim yatıranda, neredeyse aynı maaşı alıyor.
Derine girmeyelim.
BÜTÇE AÇIĞI SON 100 YILIN REKORUNU KIRMIŞ
Tarihi bir bütçe açığı verdik.
Rakamları incelediğimizde anladığımız şu. Millete masallar anlatmışlar.
Hiç öyle “Rasyonele” falan dönülmemiş. Rakamlar bunu söylüyor. Mali diplin falan kalmamış.
Bütçe gelirlerinde hedef tutmuş, fakat giderler konusunda inanılmaz harcamalar var.
Hâlbuki rasyonel politika denildiğinde her kes ayağını yorgana göre uzatacaktı.
Tam tersine olmuş. Gereksiz, fütursuzca öyle harcamalar yapılmış ki? Bu harcamalar milletin sırtına sarılmış.
Pes diyesim geliyor.
Hepimizi çok zor günler geliyor.
Daha çok vergi daha az yatırım.
Birde Bütçe de “dar gelirliye kaynak yok diyorlardı.
Mesela Ziraat bankasının 88 milyar 669 Milyon TL görevlendirme, yani görev zararı var.
Soru şu? Bu para nereye gitmiş? Köylünün mü? Tarım desteklendiyse, hayvancılık desteklendiyse, o zaman biz bu gıdaları neden pahalı tüketiyoruz.
Bütçe kaynakları nereye gitmiş? Kim soracak? Elbette milletvekilleri? Soramıyorlar ki?
Faize…
NAS vardı ya.
17 milyar kitap ve cilt basım giderleri olmuş. Kimin kitabını basmışlar?
Neyse inşallah bağımsız düşünebilme yeteneği var olduğuna inanmak istediğim mütedeyyin Müslümanlar belki bizleri anlarlar!
Vatandaşın en büyük sorunu gıdaya erişim sorunu var..
Ozan Bingöl uzman eksin hesapçı bütçeci. Kalem kalem çıkartmış harcamaları. X hesabında yazmış.
Dakikada 13,9 milyon₺
-Saatte 833,8 milyon₺
-Günde 20 milyar₺
-Ayda 608,7 milyar₺
-Toplamda 2024 yılında 7 trilyon 304 milyar 863 milyon lira VERGİ ödedik. Ama yine de yetmedi, yetiremedik. Toplam bütçe açığı 2,1 trilyon lira oldu! Diye yazmış.
RAKAMLAR YALAN SÖYLEMİYOR
Gerçek enflasyon oranlarının çok altında yükseltilen memur ve emekli maaşları ile asgari ücretler, bu kesimin vergi öderken de, gelir elde ederken de, devletten adaletli, dengeli bir karşılık görmediğini bu kesimin her geçen yıl daha da yoksullaştığını göstermektedir.
Kararı siz verin. Devletimiz geniş yoksul ve dar gelirli çalışan, emekli kesime adil davranmakta mıdır?
EMEKLİLER HAYAL KURUYOR
Öyle artı bir zam olmayacak. Yani enflasyon farkı belli.% 15.7 işçi ve BAĞ-KUR emeklilerine, memur ve memur emeklilerine de % 11 civarında bir zam gelecek.
Daha önce zaten memurların ki toplu sözleşmeyle olan bir oran veriliyordu. İşçi emeklileri bu haklardan mahrumdu.
Kısacası bu kış sert geçecek.
Sonra onca verilen vergiye rağmen, bütçede para yok değil. Yandaş iş insanlarına ve politik yandaşlara çok. Sadece emekliye gelince yok.
Onlar inşallah diyerek hallerine ramazan ayında verilecek sadakayı bekleyecekler.
Birileri diyecek ki, olsa dükkân senin.
Aklıma ciğer hikâyesi geldi.
KEDİ BURADAYSA CİĞER NEREDE?
NASREDDİN Hoca'nın kedi-ciğer hikâyesini hepiniz bilirsiniz. Hoca, bir sabah evden çıkarken, ‘‘Hanım canım çekti, bu akşam güzel bir ciğer yahnisi yiyelim, ben ciğeri alır sana yollatırım’’ demiş.
Kasaptan iki okka ciğer alıp eve göndertmiş. Hocanın hanımı, yahniyi hazırlayıp pişsin diye ocağın üstüne koymuş. O arada iki çift laf etmek için komşuya geçmiş. Ama çeneye dalmış. Ateşte yemek olduğunu unutmuş. Birden hatırlayıp telaşla eve dönmüş; bir de ne görsün, ciğer yahnisi kömür olmuş. Tabii çok üzülmüş. Üstelik kocasından laf işiteceğinden, içini bir korku almış. Akşam hoca, daha kapıdan girer girmez ‘‘Hanım hazır mı ciğer yahnisi? Karnım da çok aç, getir de yiyelim’’ diye gürleyince eli ayağına karışmış. ‘‘Hoca efendi, yolladığın ciğerleri nankör kedi yedi’’ diye yalanı kıvırtıvermiş. Hoca, durumda bir anormallik olduğunu sezinlemiş.
Gel pisi pisi, deyip kediyi yanına çağırmış. Sonra hayvanı ense derisinden tutup havaya kaldırmış. El terazisini eline alıp‘ ‘Hanım söyle bakalım’’ demiş, ‘‘Şu el terazisi ile havaya kaldırdığım kedi, iki okka. Eğer elimdeki şey kediyse, ciğer nerede? Yok, bu şey ciğerse, kedi nerede?’’
Kıssadan hisse..
Replik
“Kes ulan tıraşı, hep laf salatası”
“Hava para, su para, hep hile, hep dalga dubara”.
Çünkü ”Demokrasi tıraş yapanın ellerinde şekillendirilir.”
Victor Chaterelli..