Son yıllarda Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’in açıkladığı enflasyon rakamlarına inanmayanların sayısı giderek artıyor…

Nereden biliyorsun? Diye soranlar olabilir…

AK Parti ve MHP dışındaki hemen hemen tüm siyasi partiler, sendikalar, odalar, dernekler ve bazı STK’lar yaptıkları açıklamalarda “TÜİK’in açıkladığı rakamlar gerçeği yansıtmıyor” diye adeta her gün açıklama yapıyorlar…

Bunu artık yurdumuzun en ücra köyündeki sağır sultan bile duydu…

Çarşı-pazar, market ve mağazalardaki etiket fiyatlarını görenler TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranlarının pek inandırıcı olmadığını söylüyorlar…

BİR TAKIM ELBİSE 20, AYAKKABI 5 BİN TL

Cumartesi günü ESPARK’ın önünden Haller Gençlik Merkezine yürürken bir arkadaşımın oğlu ile karşılaştık…

ESPARK’tan çıkmış…

“AVM’den çıkmışsın elin boş. Alacak bir şey bulamadın mı?” diye sordum…

“Sadi amca fiyatlar adeta kanat takmış uçuyor. Ayın 15’inde yeğenim evlenecek. Bir takım elbise alayım dedim giyilebilecek olanı 20 bin TL’den başlıyor, 40 bin hatta 50 bin TL’ye kadar var. Birde ayakkabı baktım. Oda 5 bin ile 10 bin TL arasında. 25 bin TL maaş alıyorum. 20 bin liraya elbiseyi, 5 bin TL’ye ayakkabıyı alsam bir aylık maaşımı vermem gerekiyordu. Yani bir ayı aç susuz geçirmem gerekiyordu. Bende almadan çıktım. İki yıl önce 3 bin TL’ye aldığım elbisemi kuru temizleyiciye verip düğünde onu giyeceğim. Geçen yıl 750 TL’ye aldığım ayakkabımı da boyarım. Bu fiyatlarla takım elbise ve ayakkabı alamam” dedi...

Çocuk haklı…

Hani TÜİK’e göre enflasyon düşmüştü?

İşte bu nedenle insanların TÜİK’e olan güveni giderek azaldı…

Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı yardımcısı, Hazine ve Maliye Bakanı enflasyonun yüzde 30 gerilediğini söylüyorlar…

Bu gerileme etiketlere yüzde 10 bile yansımamış. Aksine asgari ücrete yapılan zam ise etiketlere anında yansımış…

“TÜİK’E BİR MARKETLER ZİNCİRİ AÇMASINI TAVSİYE EDİYORUZ”

Yukarıda ‘TÜİK’in açıkladığı rakamları gerçekçi bulmayanların sayısı arttı’ diye yazmıştım… Saadet Partisi Eskişehir Odunpazarı İlçe Başkanlığı Mali İşler Başkanı Hikmet Çakır, pazar günü yaptığı haftalık basın toplantısında Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ilginç bir teklifte bulundu…

“TÜİK” tarafından buram buram neşe (!) kokan açıklamalara rağmen yeni yılın ilk haftası tam bir hayal kırıklığı içinde geçti. Dua ediyoruz ki, kalan 51 hafta böyle geçmesin. TÜİK yine üzmedi. Ters köşe yapmadı. Bildiğini okumaya devam etti. TÜİK istatistikte çok başarılı (!) Bu başarıyı istatistiğin dışında da kullanması gerekiyor. Bir KHK ile TÜİK’e market açma ve konut kiralama yetkisi verilmelidir. Evet, yanlış duymadınız. TÜİK’e bir marketler zinciri açmasını tavsiye ediyoruz. Madem sizin rakamlarınız ile bizimkiler aynı değil; biz sizin rakamlarınıza göre alışveriş yaparız. Şimdi vakit kaybetmeden dört harfli TÜİK Marketlerin tüm Türkiye’de açılmasını teklif ediyoruz. İkincisi market yetmez, kiralarda da millet sıkıntı yaşıyor. TÜİK’in toplu konut işine de girmesini tavsiye ediyoruz. Böylece milletimiz, buralardan sizin rakamlarınızla ev kiralasınlar. En azından bizler de sizin gibi mutlu mesut yaşayalım…”

* * * 

Ne yalan söyleyeyim vallahi kırk yıl düşünsem böyle bir teklif aklıma gelmezdi…

Sayın Hikmet Çakır’ı bu önerisinden dolayı tebrik ediyorum…

Topluma çok güzel bir mesaj vermiş…

Tabii anlayana…

Ayrıca geçtiğimiz günlerde muhalif kanalların ekrana sık sık getirdiği bazı emekli guruplarının TÜİK’i kurum binasının ihata duvarlarına mumlar yakarak protesto etmesi de “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar” yorumlarına yol açtı...

Bu mumlar yatsıya kadar mı yanar bilmiyorum ama son yıllarda hiç sönmeden sürekli yandığı da bir gerçek...                                                                                                

* * *

Saadet Partili Hikmet Çakır, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim'de partisinin gurup toplantısında, PKK lideri Abdullah Öcalan’a, örgütü lağvetmesi koşuluyla, "Umut hakkı için başvurması ve TBMM’de DEM Parti Grup Toplantısı'nda konuşması" için çağrı yapmasını da değerlendirdi…

Onu da hafta içerisinde ayrıca değerlendireceğim…

* * *

SURİYELİLER DÖNÜP DÖNMEMEKTE KARARSIZ

Suriye’de Esad yönetiminin devrilmesinin ardından gözler Türkiye’de yaşayan Suriyeli sığınmacıların ülkelerine dönüp dönmeyeceğine çevrildi…

Suriye’de Esad rejiminin sona erdiği 8 Aralık tarihinden bu yana Türkiye’de sığınmacı/geçici sığınmacı statüsü altında bulunan Suriyelilerin ülkelerine dönüşü sınırlı sayıda kaldı. Türkiye’deki 3 buçuk, 4 milyon Suriyelinin sadece 25 bininin Suriye’ye döndüğü açıklandı…

Dönmek isteyenler var ancak çoğunluğu kararsız…

Gerekçeleri;

“Döneceğiz ama orada ne ev var ne barınacak başka bir şey. Ailelerimizden, arkadaşlarımızdan yakınlarını bulmaya gidenler oldu. Ama orada durum iyi değil. Kalacak ev yok, okul yok, hastane yok. Suriye’de hayatın normale dönmesini bekleyeceğiz. Bizim burayı bırakmamız kolay değil. Orada ev de yok. Gidip biz orada çadır mı kuracağız? Yarın bir gün belki bir sene, belki iki seneye devlet de kurulur, gideriz…”

Geri dönmek isteyenler ülkelerinde henüz istikrarın tam olarak oturmadığını, güvenliğin tam sağlanmasını bekleyeceklerini de söyleyenler var…

ÇAKIRÖZER, SURİYELİLERİ DİNLEDİ

CHP Milletvekili Utku Çakırözer, Eskişehir’de Suriyelilerin yoğun olarak yaşadığı Emek, Erenköy ve Yeşiltepe mahallelerini ziyaret ederek, Suriyelilerin dönüş konusundaki düşüncelerini dinledi…

Mahalleli: Dönüyorlar diyorlar, hepsi yalan

Erenköy Mahallesi sakinleri ise, Suriyeli sığınmacıların geri dönecekleri konusunda çok iyimser değil. Sığınmacıların gideceklerine dönük hiçbir hareket görmediklerini belirten bir Erenköylü, “Ben inanmıyorum gideceklerine. Hiçbiri gitmiyor. Sen olsan bu rahatı bırakıp gider misin? 2016-2017 yıllarında geldiler. Hiçbiri de gitmez, tahmin etmiyorum. Gidiyorlar, dönüyorlar diyorlar, hepsi yalan” dedi.

“DÖNÜŞ İÇİN TAKVİM OLUŞTURULMALI”

Suriyeli sığınmacılar ile görüşmesi sonrası açıklamalarda bulunan CHP Eskişehir Milletvekili TBMM Dışişleri Komisyonu üyesi Utku Çakırözer, Suriye’nin hızlı şekilde istikrara kavuşması ve Türkiye’deki tüm sığınmacıların ülkelerine dönüşü için gerekli plan ve desteklemelerin yapılması gerektiğine dikkat çekti.

Çakırözer, Eskişehir’de Erenköy’de, Yeşiltepe’de uzun yıllardır yaşayan Suriyeliler ile görüştüğünü, ailelerin Suriye’deki gelişmeleri yakından takip ettiklerini, savaşta kayıpları olanlarının bulunduğunu bu nedenle yakın gelecekte dönmeyi planlayanların olmadığını söyledi…

Utku Çakırözer, Eskişehir’deki Suriyelilerle yaptığı görüşmeden sonra şöyle bir değerlendirme yaptı:

“Hepsi dönmek istediğini söylüyor ama gidecek paralarının olmamasından, Suriye’de kalabilecekleri evlerinin olmamasından dert yanıyor. ‘Türkiye’den gitmek zor geliyor’ diyenler de var. Suriye’nin hızlı şekilde huzura ve siyasi istikrara kavuşması ve Suriyelilerin ülkelerinde dönmeleri için orada yaşanılabilir koşulların bir an önce sağlanması gerekiyor. Bunun için tüm dünyanın, Avrupa’nın, Birleşmiş Milletler’in destek olması şart! Hükümetin de bunun için seferber olması lazım. Ekonomiden sağlığa, eğitimden sosyal hayata Suriye’de yaşam alanlarının hızlı şekilde oluşturulması ve dönüşlerin hızlandırılması için bir takvim belirlenmesi gerekiyor. Yoksa Eskişehir’de yaşayan Suriyeliler’in dile getirdiği gibi isteseler de ülkelerine dönmeleri kısa zamanda mümkün olmayacak!”.

* * *

Esad rejiminin yıkılmadan önce Suriye’de neler yaşandığı konusunda tam bir bilgiye sahip olmadığım için insanların ülkelerinden kaçıp başka ülkelere sığınmalarını eleştirmiştim…

Ancak bir aydan beri televizyonları izlediğimde Esad’ın kendi vatandaşlarına işkenceler yaptığını, sorgusuz sualsiz hapishanelere tıkarak aç bırakarak adeta ölüme terk ettiğini, hatta binlerce insanı katlettiğini görünce hak verdim…

Ne demişler: “Yaşayamayan yaşayanların neler çektiğini bilemez...”

Çok doğru…

Elbette Suriyeli göçmenlerin Türkiye’ye maliyetleri ağır oldu…

Zaten ekonomik sıkıntılarla boğuşan ülkemize onlarda yeterince yük oldu…

Ancak Allah korusun Türkiye’de benzer şeyler yaşansa belki bizlerde kendimizi, ailemizi korumak için Suriyeliler gibi bize kucak açacak ülke aramak zorunda kalabilirdik…

Türkiye’de her ne kadar eleştirilse de oturmuş bir demokrasi ve halkın hür iradesiyle iş başına gelmiş hükümet ve cumhurbaşkanı var…

Demokrasi ile yönetilen Türkiye gibi ülkelerde Suriye’de yaşananlar yaşanmaz…

* * *