O (sayılı günler), doğruyu eğriden ayırma, gidilecek yolu bulma konusunda açıklamalar ve insanlara rehber olarak Kur’an’ın indirildiği ramazan ayıdır. Artık içinizden kim bu aya yetişirse onu oruçlu geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, başka günlerden sayısınca tutar. Allah sizin için kolaylık istiyor, güçlük çekmenizi istemiyor. Sayıyı tamamlamanız, size doğru yolu göstermesinden ötürü Allah’ı tazimle anmanız için ve şükredesiniz diye (uygun hükümler gönderiyor).
(Bakara 2/185)

Eskişehir'de kaç saat oruç tutulacak? Eskişehir'de kaç saat oruç tutulacak?

RUHA DEVA, BEDENE ŞİFA: ORUÇ İBADETİ

İslam’ın beş temel ibadetinden biri olan oruç, bizleri yalnızca açlıkla değil, sabır, şükür ve takva ile de terbiye eder. Bu yönüyle oruç, sadece yeme ve içmeden uzak durmak değil, ruhun arınmasını ve bedenin sağlık kazanmasını sağlayan bir ibadettir. 
Peygamber Efendimiz (s.a.v.); “Oruç tutunuz ki sıhhat bulasınız” (Taberânî, Mu’cemü’l-Evsat, 8/174) buyurarak orucun yalnızca dinî değil, aynı zamanda tıbbî faydalarına da işaret etmiştir. Modern tıp da orucun, bedeni dinlendiren ve hücreleri yenileyen önemli bir süreç olduğunu doğrulamaktadır. Uzun süreli açlık, vücudun detoks yapmasına yardımcı olur, bağışıklık sistemini güçlendirir ve metabolizmayı düzenler. Oruç, vücudun sindirim sistemine dinlenme fırsatı tanırken, aynı zamanda hücre yenilenmesini destekler. Ancak oruç yalnızca bedeni dinlendirmekle kalmaz; insanın ruhunu da güçlendirir. Gün boyunca yeme-içmeden uzak durmak, insana sabır kazandırır, iradesini güçlendirir ve nefsine hâkim olmayı öğretir. Oruç, insanın en temel ihtiyaçlarından biri olan beslenmeye bile iradesiyle yön vermesini sağlar. Bu da kişinin günlük hayatta karşılaştığı zorluklara karşı daha dayanıklı olmasını destekler.

Oruç ibadeti aynı zamanda toplumsal dayanışmayı da pekiştirir. Açlık ve susuzluk hisseden bir insan, yoksulların ve ihtiyaç sahiplerinin yaşadığı sıkıntıları daha iyi anlar. Bu farkındalık, kişiyi infaka, paylaşmaya ve yardım etmeye yönlendirir. Ramazan ayında fitre ve sadaka verilmesi, bu bilinçle doğrudan ilişkilidir. Orucun sağladığı empati duygusu, toplumsal barışa ve dayanışmaya katkı sağlar. Peygamber Efendimiz (s.a.v.); “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” (Hâkim, el-Müstedrek, 4/183) buyurarak, paylaşmanın ve yardımlaşmanın ne denli önemli olduğunu bizlere hatırlatmıştır.
Kur’an-ı Kerim’de orucun hikmeti şu şekilde açıklanmıştır: “Ey iman edenler! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı ki takvaya eresiniz” (Bakara 2/183). Takva, Allah’a karşı sorumluluk bilinci içinde yaşamak demektir. Oruç, insanı nefsine karşı uyanık tutarak günahlardan koruyan bir kalkandır. Ancak oruç ibadetinin hakkını verebilmek için yalnızca yemekten içmekten uzak durmak yeterli değildir. Göz, dil, kulak ve kalp de oruca dâhil olmalıdır. Oruç tutan kişi, yalnızca fiziksel bir açlık çekmek yerine, nefsini terbiye etmeli, kötü söz ve davranışlardan uzak durmalıdır. Zira Peygamber Efendimiz (s.a.v.), orucun manevî boyutunu vurgulayarak “Oruç bir kalkandır…” (Buhârî, Savm, 2) buyurmuştur. Oruçlu kimse, sabır ve olgunluk göstermeli, öfkesine hâkim olmalı ve ibadetlerini ihmal etmemelidir.

Oruç, sabır ve irade eğitimiyle birlikte, bireyi daha bilinçli ve disiplinli bir hayat tarzına yönlendirir. İnsan, günlük hayatta çoğu zaman nimetlerin kıymetini unutabilir. Ancak oruç, insanın yeme ve içme gibi en temel ihtiyaçlarından bir süreliğine uzak durmasını sağlayarak, nimetlerin değerini hatırlatır. Bu bilinç, bireyin daha mütevazı, daha kanaatkâr ve daha şükredici bir hayat sürmesine katkıda bulunur. 
Ramazan ayı boyunca tutulan oruçlar, kalpleri yumuşatır, ruhu arındırır ve insana sabrı öğretir. Oruç, kişiyi bencillikten uzaklaştırarak, başkalarının sıkıntılarını anlamaya teşvik eder. Oruç sayesinde birey, aç kalan, yoksulluk çeken insanların halini daha iyi kavrar. Bu duyarlılık, toplumsal yardımlaşma ve dayanışmayı artırır. Oruç ibadeti, ahlakî gelişime de katkıda bulunur. Kişi, sadece fiziksel açlık çekmek yerine, kötülüklerden ve kötü alışkanlıklardan da uzak durur. 
Ramazan ayı, sadece bir açlık süreci değil, aynı zamanda içsel bir yolculuktur; günlük hayatın koşuşturması içinde fark edemediğimiz manevî eksikliklerimizle yüzleşmemizi sağlar. İnsan, bu süreçte kendini daha iyi tanıma fırsatı bulur. Ramazan ayında yapılan ibadetler, Allah’a olan bağlılığımızı artırır ve hayatımıza derinlik katar.

Allah tuttuğumuz oruçları kabul eylesin, ruhumuzu ve bedenimizi Ramazan’ın bereketiyle arındırsın… Bu mübarek ayı en güzel şekilde değerlendirmeyi, ibadetlerimizi hakkıyla yerine getirmeyi bizlere nasip etsin…

Dr. Tuba Kevser ŞAHİN
Vaiz

HER GÜNE BİR HADİS 

"Oruçlunun rahatlayacağı iki sevinç anı vardır; birisi iftar ettiği zaman, diğeri de orucunun sevabıyla Rabbine kavuştuğu andır.”
(Buhari, Savm 9; Müslim, Sıyam 163)

GÜNÜN DUASI

"Allah'ım! Senin rızan için oruç tuttum, sana inandım ve sana güvendim. Senin rızkınla orucumu açtım ve Ramazan ayının yarınki orucuna da niyet ettim. Benim geçmiş ve gelecek günahlarımı bağışla!"         
BİR SORU-BİR CEVAP

Ramazan’da oruçlu iken gündüzü uyuyarak geçirmenin oruca zararı var mıdır?
Orucun sahih/geçerli olması için, “oruç tutmaya niyet etmiş ve orucu bozacak şeylerden kaçınmış olmak” şarttır. Gündüzleri az veya çok uyumak, orucun sıhhatine zarar vermez. Bununla birlikte orucun vereceği sıkıntılardan uzak kalmak ve onları hissetmemek kastıyla, gerekli olmadığı hâlde Ramazan günlerinde uzun süreli uyumanın, orucun hikmetiyle bağdaşmayacağı da unutulmamalıdır.
(DİYK, FETVALAR)

Editör: Ayşen Dönertaş