Ne zaman ki Milli Takımı yazmaya başlasam elimde değil, içimde tarif edemediğim milli bir duygu kaplar bedenimi.

Öylesine coşkulu ve gurur dolu anlar yaşarız ki, duygularımızın seviyesini ölçen bir alet henüz icat edilmedi.

Siz de öylesinizdir; şanlı bayrağımızı göğsünde taşıyan milli takımlar başarılı olduğunda içimizde sevinç güvercinleri havalanıyor.

Ülkemizin Avrupa Futbol Şampiyonası serüveni, tarih boyunca pek çok unutulmaz anıyla doludur. Milli takımımız, turnuvalarda inişli çıkışlı bir performans sergilese de bazı dönemlerde büyük başarılara imza atarak bizleri gururlandırmıştır.

Geriye doğru baktığımızda, millilerimizin Avrupa Şampiyonası'ndaki önemli başarıları arasında 2000 ve 2008 turnuvaları öne çıkıyor.

2000 yılında çeyrek finale yükselen milli takımımız, o dönemde sergilediği performansla futbol dünyasının dikkatini çekmişti. Ancak ne yazık ki sonraki dönemlerde bu başarıyı sürdüremedik. Fakat 2008 Avrupa Şampiyonası'nda elde edilen başarı, Türk futbol tarihinin en parlak anlarından biri olarak hafızalara kazındı.

Çek Cumhuriyeti ve Hırvatistan karşısında elde edilen geri dönüşler ve yarı finale kadar yükselmemiz, Nihat Kahveci’nin son dakika golü, turnuvayı unutulmaz kılmıştı. Yarı finalde Almanya'ya karşı oynanan ve son dakikada yenilen golle elenmemiz ise dramatik bir sondu.

Gelelim bugüne… Ay yıldızlı takımımız, 2024 Avrupa Şampiyonası'na katılma yolunda zorlu rakiplerle karşılaştı ve kritik galibiyetler aldı. Eleme gruplarında Ermenistan, Hırvatistan, Galler ve Letonya ile mücadele eden milli takım, gruptan lider çıkarak Almanya’da oynanan turnuvaya katılma hakkını kazandı. Bu başarıda oyuncuların büyük payı var ama teknik direktörleri de yeri gelmişken unutmayalım.

Farklı dönemlerde üç teknik direktör görev yaptı. Şenol Güneş'in tecrübeli yönetimi, Alman Stefan Kuntz'un disiplinli yaklaşımı ve İtalyan Vincenzo Montella’nın yenilikçi ve dinamik kadro anlayışı, milli takımın turnuvaya hazırlanma sürecini şekillendirdi.

Bu değişimler, takımın performansını ve taktiksel çeşitliliğini artırarak Avrupa Şampiyonası'na daha güçlü bir şekilde katılmasına katkı sağladı. Montella'nın Milli Takımımızın başına geçmesi, takımın 2024 Avrupa Şampiyonası öncesindeki hazırlıklarına yeni bir soluk getirdi. Hocanın teknik bilgisi ve uluslararası deneyimi, ülkemizde Adana Demirspor’da görev yapması ve ülkemizi tanıması, milli takımın performansını olumlu yönde etkiledi.

Elbette eleştirilecek yönleri de var. Özellikle Portekiz karşılaşmasındaki kadro tercihi, Arda’nın ilk on birde olmaması, kaleci ve defans tercihleri gibi konular tartışıldı.

Ancak ilk maçımızda bize büyük heyecan ve sevinç yaşattı “bizim çocuklar”. Tarihimizde ilk kez böyle bir turnuvaya galibiyetle başladık. Arda Güler’in en genç oyuncu olarak attığı gol tarihe geçti.

Yıldızımız Arda Güler'in performansı göz kamaştırdı; attığı gol ve yaptığı asistlerle maça damga vurdu ve taraftarların büyük takdirini kazandı. Gelecekte milli takımın en parlak yıldız adayı olarak görülüyor.

Ancak grubumuzdaki ikinci maçta rakibimiz olan Portekiz’e diş geçiremedik. Bunun birçok sebebi var ve spor kamuoyu bunu tartışıyor.

Avrupa futbolunun devlerinden birisi olan Portekiz, güçlü kadrosu ile sahadan galibiyetle ayrıldı. Günün sonunda hala gruptan çıkma şansımız var. 26 Haziran Çarşamba günü Çekya’dan alınacak bir puan yetecek. Dileriz bir kaza olmaz.

Birkaç cümle de Almanya’daki gurbetçi vatandaşlarımızdan bahsederek yazımızı tamamlayalım.

Turnuvanın Almanya'da düzenlenmesi, Milli Takımımız için adeta bir avantaj oldu. Almanya'da yaşayan Türk vatandaşlarımız, takıma büyük destek veriyor. Stadyumları dolduran gurbetçilerimiz, üzerlerindeki milli formalar ve ellerindeki Türk bayraklarıyla göğsümüzü kabartıyorlar.

Adeta tribünlerde kırmızı beyaz bir deniz oluşturuyorlar. Bu coşkulu destek, sadece futbolculara değil, tüm Türkiye'ye büyük bir moral kaynağı oldu. Gurbetçilerimiz, milli duygularını en coşkulu şekilde ifade ederek, takımımızın performansını olumlu yönde etkiledi.

Netice olarak, 2024 Almanya Avrupa Şampiyonası'ndaki milli takımımız, özellikle Arda Güler'in yıldızlaştığı maç, uzun süre hafızalarda kalacak. Gurbetçilerimizin inanılmaz desteği ise, milli takımın deplasmanda değil de Anadolu’da bir şehirde, kendi evinde oynuyormuş gibi hissettirdi.

Önemli Çekya karşılaşmasında taraftar desteğine yine çok ihtiyaç var. Bu taraftar tribünde görevini en iyi şekilde yapacaktır.

Siz de sahada gereğini yapın ve sevindirin 85 Milyonu  “bizim çocuklar.”