Bu oyunun adı Politika / “demokrasicilik “oyunu… 

Demokrat bir milletiz ya… 

Maksat ülkemizde demokrasi gelişsin… 

İnşallah, maşallah diyerek bir katkıda biz verelim. 

ŞANSINIZI DENEYİN. 

Bu lafı en çok nerede duyarsınız? 

Piyango alınca bi şans diye umutlanırız. 

Alırsan çıkar. Almazsan nah! çıkar. 

Hadi iyisiniz, iyisiniz.  

Önünüzde bir fırsat var.. 

Her yerden parti fışkırıyor maşallah… Aday ol yeter. 

Aday mevsimi başladı bitti bile… Gerçi yasal müracaatlar için zaman çok. Var… Partiler bakar durum vahim. Adaylık süreci uz atılıverir.. 

Sizde şansınızı deneyin vallahi. Denemeden bir şey olmaz… 

Deneyin… 

***** 

Genel seçim seçimlerinde bir anda aday adayları sahneye çıkıverdi.. 

Hâlbuki sınırlama belliydi. 

Eskişehir’in MV. sayısı 6 ydı.. 

Büyük partilerde en az 30 aday çıkmıştı.. 

Adaylık ücreti de makuldü… Asgari başvuru tutarı 30 binden başlıyordu. Onlarda depreme bağış.. 

Başvurularını yaptılar… 

Dekontlarını koydular… 

Sonra adlarını açıkladılar. 

Tanıtım toplantılarında sahneye çıkıp kendi özgeçmişlerini anlattılar… 

Kimisi şov yaptı. 

Kimisi de suikasta uğradı.. 

Dile kolay… 

Milletvekili adayı olmak sonra milletvekili olmak… 

Ne güzel bir rüya… 

Adaylar partilerin yerlerini öğrendiler… 

Aday açıklamalarında hamasi nutuklar attılar. Bol bol şelfi çektiler…Sosyal medya hesaplarında paylaştılar.. 

***** 

Camii önlerindeki dilenciler en çok, Cuma günleri toplaşırlar.. Allah rızası için fakire bir yardım… 

Partilerde de durum bunlardan pek farklı mı sanki? 

Seçim dönemi geldi mi partilere nurlar yağar. 

Hem hazineden yardımlar gelir, hem de aday adaylarından bobin paralar gelir. 

Partiye yardım falan derken bir güzel keselenirsiniz… Tilkiler, çakallar etrafınızı sarıverir. 

Anlayamazsınız bile. 

Eğer bir de aday olursanız vay halinize… 

Hapı yuttunuz.. 

Efendim bendenizin şu kadar takipçim var… eeee!  iyi bir sosyal medya fenomeniyim.. 

Eeee…sizin sosyal medya hesaplarınızı ben yöneteyim.. 

Eeee, efendim bendeniz gazeteciyim.. 

Eeee ..benim entelektüel birikimimi var…siyaset bilimciyim. sosyal ve siyasal çevrem geniştir.. 

Palavralar sıkılır. Birçoğundan içeriği olmayan tel maşa lafları dinlersiniz. 

Vallahi başınız ağrır.. 

Eeee ben sizin profesyonel danışmanınız olayım.. 

Garanti size kazandırırım… 

Ben algı yönetimini iyi yaparım… 

Yapmayın beyler… 

***** 

Aslında parti merkezleri aday keseleme yerleridir. 

Nasıl keseleneceğiniz size açıklanır. Partiler bu konuda şeffaftır.. 

Her şey demokrasimiz için… 

Katlanırız.. 

***** 

Aday adayları bolluğu partilere önemli maddi kaynak sağlar 

Yöneticiler bol aday adayı olmasını ister… Sürümden kazanırlar. 

Ne yapsınlar? 

Partilerin mali harcamaları çoktur.. Çarklarını çevirmek kolay iş değildir.. 

Genel merkezden sadaka para gönderilir. 

***** 

Başkan olmak istiyorum… 

Olunuz efendim!… 

Bana uygun bir parti? 

Hayallerim var, projelerim var.. 

Yapma yahu. Eeee.. 

Bir partiden şansımı deneyeceğim… 

Eyvallah… Dene… 

Bu sözleri yüzlerce kez duymuşumdur. 

Deneme üssü haline gelen partiler o kadar çoğaldı ki! 

***** 

  

Nerede mi? Tabi ki mantar gibi türeyen belediye başkan aday adaylarından. Yerel seçim öncesi,  Ankara da parti genel merkezlerinde yoğun bir  trafik yaşanıyor. Aylar öncesinden dedikodular başlatılır. Önemli günlerde billboardlara  fotoğrafları asılır.. 

Efendime söyleyeyim, kiraz festivallerinden, dövme festivallerine kadar reklamları şehrin billboardlarını süsler. 

Kimisi  belediye başkanlığına yakıştırılır, kimisi  reklamını bedava yapmaya çalışırlar. 

Halbuki politikada “parayı veren düdüğü çalar”!.. 

Kimisi  aylar  öncesinden başkan adaylığını ilan eder.  ‘Kimisi de genel merkez düzeyinde kulis yapar… 

Destek almak için politik tavaf merkezlerini ziyaret eder… 

Sonuç bellidir. 

Reis ne derse o aday olur.. 

AKP de ise aday gösterilenlerin bir gecede nasıl değiştirildiğini iyi biliriz.. 

Garanti kazanılacak seçimlerin nasıl kaybettirildiğini de iyi biliriz. 

Kimlerin burunlarını soktuğunu, dönme dolaba nasıl bindirildiklerini de iyi biliriz.. 

Bizim gibi bilenlerde çoktur. 

Mesele analiz yapabilmektir. 

Kısa keseyim aydın havası olsun! 

Zira doğruyu yazsan kızıyorlar, yazmasan da kızıyorlar. 

Anlamadım gitti vesselam… 

Aleyküm selam!… 

Arkası yarın diyelim noktalayalım. 

ASLAN –TİLKİ HİKÂYESİ… 

Bir gün aslan ormanda dolaşırken büyük bir geyik avlar… Kendi kendine derki; sen ormanlar kralısın. Aslan avın başında ama av biraz büyük.. 

Tek başına bu geyik sana çok gelir… Uzaktan gelen bir tilki avın, kokusunu almıştır… Fakat aslana fazla yaklaşmaz. 

Kıta sahanlığını korur. 

Aslan kalkıp Tilkiye saldırmak istese bile, Tilki, aslanın menzil dışında kalmıştır.. 

Aslan Tilkiyi fark eder. Kükrer ve Tilkiye derki; kardeş sende buyur gel. Bu av bana çok fazla gelir. Birlikte yitelim. 

Tilki de acıkmıştır. Hiç geyiğin tadına bakmamıştır o güne kadar. Ağzı sulanır ama bir taraftan da aslanın pençelerinden korkmaktadır.. 

Tilki uzaktan aslana seslenir…Ormanlar kralı aslan efendi…Çok afiyet olsun ama bilirsin ben sizden korkarım.. 

Aslan da korkma der bir şey yapmayacağım… 

Tilki korkarım der.. 

Aslanda yahu demiş demek ki ben bunları çok korkutmuşum. Ne yapayım der bir daha Tilkiye seslenir. 

Gel, gel senin de miden bayram etsin.. 

Tilki, tekrar seslenmiş. Olmaz demiş senin güçlü pençelerin var. Beni de yersin. 

Aslan ne yapsam diye düşünmüş ve tilkiye bir daha seslenmiş… 

Fakat Tilki kurnaz.. Demiş ki bir şartlarla gelirim.. 

Aslan nedir o şartın diye sormuş. 

Tilkide demiş ki şu ağacın sarmaşıklarını al…Kendini ağaca sıkıca bağla ben de en son düğümü atarım.. 

Aslan kabul etmiş. Tilki aslanı daha da sıkı bağlayıp düğümü atmış… 

Avın başına geçmiş ağzı sulanarak büyük bir iştahla yemiş. Midesini doyurmuş… Tilki ağaca bağlı aslana teşekkür ederek uzaklaşmaya başlayınca, aslan bağırmış. 

Beni çözsene… 

Tilki de dönmüş demiş ki çözeyim de beni de ye… 

Aslan kendi kendine öyle kızmış ki. Tilkinin bu oyunu ayarlarını bozmuş. Tam o sırada, orman faresi başını kaldırmış ağaca bağlı olan aslana bakıyormuş… 

Aslan fareye ne bakıp duruyorsun demiş. 

Farede aslan seni kim bu ağaca bağladı diye sormuş? Aslanda başına gelenleri anlatmış.. 

Fare de aslana demiş ki ben senin sarmaşıklardan kurtarabilirim. 

Aslan da fareye nasıl demiş. Bu küçük boyunla nasıl kurtaracaksın beni diye sormuş.. 

Farede aslan efendi demiş. Benim çok güçlü ve keskin dişlerim var. Onlarla sarmaşıkları keser seni kurtarırım.. 

Aslanda yapacak bir şey yok. Bir deneyelim demiş ve aslanı sarmaşıklarla bağlı olduğu ağaçtan dişlerinle sarmaşıkları kemirerek kurtarmış.. 

Aslan, fareye teşekkür ederek gitmeye başlamış.. 

Fare seslenmiş arkasından. 

Ormanlar kıralı aslan… Avını unuttun burada deyince aslan dönmüş demiş ki, kendisini tilkiye bağlatan, avını tilkiye ikram eden, farenin beni kurtardığı bu ormanda kral olsan ne olur? 

Kıssadan hisse… 

kaynak; Nemlili Sokrates abi…