Hissedilen yoksulluk… İliklerimize kadar fakirliği hissediyoruz. Memleketin yarısı yoksul, 1/ 4 ü açlık sınırındaymış.
Yani sefalete mahkûm olmuşuz.
İnşallah düzelir. Ne diyelim doğruları söyleyenleri 9 köyden kovuyorlar…
Bizim demokrasimiz böyle. Her tarafta tilkiler, çakallar dolaşıyor…
Sonra bunun adına demokrasi diyoruz…
Ayrıl da gel…
*****
Enflasyon belâsı, varmış… Enflasyon canavarı ile mücadele ile mücadele ediliyormuş… OVP’mız varmış…
Şimdiye kadar hangisi tutmuş ki, bundan sonrakiler tutsun…
Sık sık değişen maliye ve hazine bakanları ile 5 yılda 5 MB değişirse istikrar olur mu?
Enflasyon sonuç değil mi?
Peki, neden enflasyon oluyordu…
Ben ekonomistim!
Sebep faiz değil miydi?
O halde enflasyonun sebebi ne? Ben söyleyeyim... Tasarruf yapmıyoruz. Kamuda israf çok. Ürettiğimizden çok tüketiyoruz…
Demek ki, Türkiye’de bir enflasyon lobisi var… Bunlara servet transferi yapılıyor… Kökü dışarıda mihraklar ah ah!… Almanya, Hollanda, Belçika bizi kıskanıyor..
*****
Türkiye’nin temel sorunu nitelikli yurttaş eksikliğidir…
Gerisi fasa fiso…
Siyasetimize bakın.
Herkes her şeyi o kadar çok biliyorlar ki!
Sakallı Celalin dediği gibi “bu kadar cehalet ancak tahsil ile mümkündür”! Hepimiz sözde tahsilliyiz ya…
Köksüz ağaç olur mu? Olmaz… Daha karekök almasını bilmiyoruz…
Lakin Emeklilerimizin maaşlarını da köklüyorlar…
****
Makro enflasyon derslerinde sayfalarca anlatılırdı. Tartışmalar hep yapılırdı. Türkiye’nin temel sorunu yapısaldır… Kırk yıldır aynı hikâyeyi anlatıyorlar. Başka kronik sorun enflasyondur… Enflasyon problemi çözemedik… Demek ki problem çözme yeteneklerimiz yok. Ya da bilerek ve isteyerek enflasyon yaratıyoruz..
Enflasyon bugünün sorunu değil ki…
En başta kamu yönetimimin verimsizliği geliyor. Teknik devlet olamadık… Ne de Liberal-kapitalist olabildik. Arada bir cılız sosyal demokrat sesleri yükselse de, yurttaşa iki arada bir derede abdest aldırıyorlar.
Bizim ne sağımız sağ, nede solumuz sol…
Yoksa açlığa mahkûm edilen toplumun yarısından fazlası artık yeter bile diyemedi.
*****
Planda neymiş, pilav diyenlerin zihniyeti ile yönetiliyoruz. Bu zihniyet var olduğu müddetçe enflasyon olacaktır.
Ekonomimiz hastalığıdır enflasyon… Rekabetçi olmayan ve üretmeyen ekonomilerin baş belasıdır.
Canavardır ama biz bu canavarı çok seviyoruz… Üzerinden politika yapıyoruz, insanları gerçeklerden uzaklaştırıyoruz…
Sık sık yazarım. Daha iyi günlerimiz.
ENFLASYON ÇEŞİTLERİ…
Afrika’da 56 ülkede enflasyon Türkiye’den daha düşük. Birileri bizlere anlatsın…
Yazıyı yazarken, MB yeni başkanı enflasyon hedef raporunu okuyunca güldüm…
Çünkü hiçbir rapor, bir önceki rapordan farklı değil gerçekleri yansıtmıyor…
Yılsonu hedefi % 36 olacakmış!
Kendi çalıyor, kendi söylüyor…
HİPER ENFLASYON VAR…
Birde hiper enflasyon vardır. Tıpkı yüksek tansiyon gibidir. İlaçla işi biraz kontrol altına alırsınız. Tıbbi kontrollerinizi ihmal etmemek zorundasınız…
Yaşamınızı yeniden biçimlendirip yiyeceğinizden, içeceklerinize kadar sağlığınıza bakmak zorundasınız.
Ama her saat başı para cebe girmeden etiketler değişiyor. Hani nerede kaldı denetlemeler? Tabii palavra…
Tıpkı yüksek tansiyon gibidir ekonomik yaşamımız…
Fakat en tehlikelisi stagflasyondur. Hem enflasyon vardır, hem de durgunluk vardır. Şaşırır kalırsınız ne yapacağınızı bilemezsiniz...
Çünkü üretmiyorsunuz, ihracat yapmıyorsunuz, vergileri toplamıyorsunuz, sürekli vergi aflarla birilerini kayırıyorsunuz, sürekli satın alma gücünüz düşüyor. Seçim öncesi popülist politikalar ile hepsi bir arada. Ne yapacaksınız?
Cari açık uçmuş. Kısa vade ödemeler de tıkanıyorsunuz. Durumu yaptığınız swaplarla idare ediyorsunuz. Merkez bankasında paramız var dediğiniz aslında alınan borçlar…
Varlık fonundan hep satıyorsunuz. Kimse bilmiyor. Hesaplar denetlenebilir ve şeffaf değil…
Siyasal sistemimizde kamunun harcamaları denetlenmeyen bir “sultanizm” var…
Vay halinize.
O kadar çok saltanat arabaları var ki.
Efendim itibardan tasarruf edilmez.
****
Dr. Mahfi Eğilmez benim favorilerim arasında yer alan iktisatçılardandır… Köşe yazılarını sürekli okurum. Ekonomide yeni tanımlar getirdi… Enflasyon türevlerine de yeni açıklamaları ile gündem oldu…
Geçenlerde yeni icatlar yaptı. Bende onun yazılarından öğrendim... Biliyordum ama adını konduramıyordum…İmdadıma Mahfi hoca yetişti…
Bunlardan biri "skimpflasyon" diğeri de "shrinkflasyon"...
Mahfi hocadan intihal hakkımı kullanarak ufacık bir açıklama yapayım…
Skimpflasyon, İngilizcedeki "azaltmak, ekonomik davranmak, cimrilik etmek anlamına geliyormuş…
Detaylı yazamam bu kadarını anladınız zaten…
Shrinkflasyon"... Malın boyutunu, gramajını, miktarını vs. azaltmak suretiyle zam yaparak yaratılan etki demek.
Yani piyasada satılan mal veya hizmetlerin kalitesini ve içeriğini düşürerek, dolaylı pahalılaştırmaktan anlamına geliyor. 1kg değil de 850 gr ambalaj gibi. Veya kaliteli peynirin, tereyağın içindeki yer alan süt oranın, kalitesinin düşürülmesi gibi.
Artık analizlerimizi piyasalar üzerinden yapar olduk.
Kapitalizmin türevleri değiştikçe enflasyon hesaplarda değişiyor. Sözde daha bilimsel yapmamız gerekirken “sadık amca” enflasyonu daha sade yapıyor…
Üretmeyen, tüketen toplumlarda demokrasi olmaz. Neden? Demokrasinin teminatı olan sınıflardır. 22 seneden beri AKP yönetti.
Orta sınıf yok edildi…
İşçi sınıfı yok edildi.
Sendikalar çökertildi… Onlar şatafatlı makamlarda saltanat sürdürüyorlar… Sendikalar ücret sendikacılığı yerine demokrasi için ayağa kalksaydı bu durumda olmazdık.
Birazda kendimizi eleştirelim.
Kayda değer bir söz…
İnşallah, maşallah ekonomisinin, inşallah demokrasisi olur.
Çaterelli…