Romanya, Macaristan, Bulgaristan bizden çok daha kötüydü. Herkes bizi kıskanıyordu..

Bulgaristan ve Yunanistan’dan sınır ticareti yapmak için geliyorlardı. Şimdi işler tersine döndü işler...

Bizler gitmek istiyoruz ama vize duvarlarına çarpıyoruz. İtibarımız bu kadar..

Bizleri öyle kıskanıyorlardı ki içlerinde, Almanya bile vardı. Bu propaganda cahil kesim tarafından kabul de görüyordu.

Her saat başı ekranlardan emeklinin durumunu konuşuyoruz. Hangi emekliler?

Bütün emeklileri aynı kategoride değerlendiremeyiz. Bunu öncelikle belirtmeliyim… Emeklinin burnundan getirdiniz.

Kök maaş ile kuşa çevirdiniz.22 seneden beri bu bilindiği halde seçim kazanmak için kulak üstüne yattınız.

Bu memlekette borçlanma yolu emekli olan var. Bu memlekette 1500 gün uyduruk prim ödeyip emekli olanlar var. 38 yaşında emekli olan var..

Sistemle o kadar çok oynandı ki olan düzenli prim ödeyen hem de tavandan ödeyenlere oldu.

Çünkü emeklinin bağı gösterge tablolarından kopartıldı. Ve öyle karma karışık hale getirildi ki çık içinden çıkabilirsen.

Küfe emekçinin sırtında. İktidarın küfesindeki servetlerinin hesabı yok.

Tıka basa dolu. Şimdi kâinat zengini oldular.

Kişisel olarak sokakta, sahada emeklilerimizin. Hangi durumda olduğunu, nasıl bir perişanlık içinde olduğunu birçok emekli vatandaşımız kendi maaşını yıllık tefecilere sattığını da duyar olduk.

Pes be kardeşim bu kadarı olmaz ki!

Hemen hemen bütün pazarlarda sahada sokakta geziyorum

Sizler de görüyorsunuz… Şehirleri dolaştığınız da şehirlerin

Meydanları vardır o meydanlara banklarda onlarca insanlar oturuyor.

Odunpazarı meydanı böyle..

Hamam yolu böyle. Her gün aynı manzaralar ile karşılaşırsınız..O insanların tamamı emekli. Emekli korkusundan kahveye bile gidemiyor artık.

Hani millet bahçesine gidip bir simit bir çayı ücretsiz içip çimlerde yuvarlanacaktı ya emekliler. Ne oldu bu simit çay muhabbetine?

Emekli canı sıkılıp sabahlayın evinde çıkıyor. Çünkü o kadar dert o kadar sıkıntı o kadar sorun var ki… Bir tarafta çocuğuna eşine de mahcup vaziyette…

Emeklinin aklıyla oynamak demektir...

                                                                     

Erdoğan geçmişte  görev yapan iktidarlara zalim yönetim demiş..

Erdoğan’ın 1993 yılında yaptığı simit çay muhabbeti var. Söylediklerine hayır diyemeyiz. Ekonomist olarak yaptığı 4 işlem var.

Konuşmasında; Bu zalim yönetim bu aziz millete, bir bardak çayla bir simidi bile layık görmüyor!"

Refah Partisi saflarında 1993 yılında Bursa’da kürsüye çıkan Recep Tayyip Erdoğan, belleklerde tazeliğini koruyan konuşmasında meşhur çay + simit / asgari ücret hesabı yapıp, dönemin hükümetini sert biçimde eleştirerek, kendisini dinleyen kalabalığa şöyle sesleniyordu: ‘Değerli kardeşlerim bakın, Çay 1.000 + simit 1.500 TL, eşittir, toplam 2 bin 500 TL. 5 kişilik bir aile günde 3 öğün çay-simit yerse: 2.500 x 5 = 12.500 TL. Onu da 3 öğünle ile çarpın etti mi 37.500 TL. Bir ayda ne eder, 1.125.000 TL. Asgari ücret ne kadar 910 bin lira. Bu zalim yönetim, bu aziz millete bir bardak çayla bir simidi bile layık görmüyor. Bunların peşinden nasıl gideceksiniz?”

Evin kirasını kim ödeyecek?

Elektrik parasını kim ödeyecek?

Su parasını kim ödeyecek?

Çoluk çocuğun okul masrafını kim karşılayacak? Soruyorum sizlere. İşte ekonomik durum bu..

Aradan yıllar geçmiş. Millî görüş gömleği çıkartılmış. Şimdi böyle bir hesap yapmaya gerek yok.

O zamanlar emeklilerin en tabandan maaş alanları 5 küçük altın alıyordu. Şimdi en yüksek emekli maaşı alanlar açlık sınırında yaşıyorlar.

Sayın Erdoğan şimdi ne diyor; bunların sırtında küfe yok!

Bu sözler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ a ait. Muhalefete sert çıkmış. Demiş ki; "Muhalefet bakıyorsunuz düşünmeden, görüşmeden, konuşmadan 'asgari ücret 17 bin' diyor. Bunların sırtında maalesef küfe yok. Nasıl bu işi ekonomik dengeleri bozmayacak biçimde götürürüz? Buna bakıyoruz, adımlarımızı da buna göre atıyoruz" demiş..

Tabi küfeyi halkın sırtına sardılar. Emeklinin, küçük esnafın, çiftçinin sırtına sardılar..

Bu düzenden jet sosyete gibi yaşayan bir avuç para babalarının küfelerini doldurdular..

ÖZGÜR ÖZEL AĞIZLARININ PAYINI VERİYOR

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin TBMM’ si grup toplantısında, “Biz en düşük emekli maaşının bir asgari ücret olmasını söyledik. Tayyip Bey buna dertlenmiş. Demiş ki ‘Bunların sırtında küfe yok.’ Millet sana küfeyi verdi. Küfenin içine emekliyi, asgari ücret koyuyorsun, taşıyamıyor, ağır geliyor.

Beyefendiye beşli çeteler, yandaş müteahhitler, holdingler ağır gelmiyor; 10 bin lirayla geçinene ‘Asgari ücret ver’ diyorum, ‘Taşıyamam, ağır geldi’ diyor. Bırak, ben taşıyacağım, ver küfeyi. Biz milleti yük görmeyiz. Küfeyi taşıyamayanlar, çıkarın. Taşıyacak bu aslanlar. Biz taşıyacağız”…dedi.

AK Parti'nin geldiği günden bugüne her ay beş çeyrek altın kaybediyorsanız ve Devlet Bey’in dediklerini mutfağınızda, cüzdanınızda görmüyorsanız, o zaman sizin yerinize sözde milliyetçilerin yeri değil; bu milletin derdiyle dertlenen Türkiye İttifakı’nın içidir. Buyurun, sizi bekliyoruz.

“Kendine ait bir fikri olmayan, tek fikri AK Parti'nin fikrini desteklemek olan bir grupla karşı karşıyayız”

Daha ne desin. Bunların sorumlusu utanmasalar CHP diyecekler.