Halkın arasında dolaşıyorum. Ne seçim isteyen var, nede partilerden umutlu olanını gördüm. Egede farklı bir yaşam var.
Günlük. Bu günümüzü yaşayayım diyorlar. Yarın ne olacak?
Çokta umurlarında değil. Sadece içki fiyatlarını çok yüksek olduğundan mustaripler..
Kimi? Seçelim sorusuna verine cevaplar var.
Ancak, Halk AKP' ye sıcak bakmıyor. Fakat Kemal Kılıçdaroğlu'nuda çok onaylamıyorlar. Buralarda, mebusların isimler çok daha önemli. Seçimi belirleyecek olanlar, buralardaki Belediyelerin performansları.
Şimdiye kadar çok iyi çalıştıklarını söyleyen olmadı ama, kötüde demediler.
Pandemi ve ekonomik durum nedeniyle ortadan konuştular.
Otelciler, pansiyoncular baharı büyük bir umutla turistleri bekliyorlar.
Şimdiden, fiyatlar almış başını gidiyor.
Balıkçılar memnun. Tuttuklarını balıkçı lokantaları alıyor. İçeriye girdin mi birkaç kadeh atayım dersen, yazar kasaya gidince en az 250 TL yi bayılırsın.. Sabahın köründe kıyaya yanaşan küçük balıkçılar kasasını 250-300 TL ye alıyorsun. 12-13 kilo balık oluyor kasada. Peygamber pazarlığı,
Halkın, esnafın nabzını tutuyorum. Meral Akşener'e özel bir ilgi var..
Buralardaki lakabı 'topuklu efe'. Buralarda seviliyor. Oy vereceklerini alenen söyleyenler de var.
Kılıçdaroğlu için bunları duymadım.
Notlarımda geneli böyle.
Bodrum her zamanki gibi. Sel geldi mi ne varsa alıp götürüyor. Sokaklar dere gibi oluyor. Su jet hızıyla denize kavuşuyor ama bıraktığı tahribat biraz büyük oluyor. Esnaf bunu her yağmur sonrasında çekiyor. Çok dertliler. Belediye başkanları her seferinde düzelteceğiz, yapacağız deyip gidiyorlarmış. Belediyeler CHP' de ama somut hiçbir çabaları yok. CHP ye oy verenlerde kızgın. Aynı tas aynı hamam...Eskişehir'den geldiğimizi söyleyince özel ilgi görüyorsunuz..
Yılmaz Hoca geldi gibi itibar görüyorsunuz Hoca buralarda çok seviliyor. Oldukça fazla Eskişehirlide var. Kimisi mekan sahibi, kimisi de küçük hediyelik eşya satıyorlar.
Sizleri misafir ediyorlar.
Velhasıl CHP buralarda kan kaybediyor. İmar olayları buralarda ciddi sıkıntı..
Bazı olaylar genel merkeze kadar gittiği söyleniyor..
Buralarda öyle halk arasına girelim, siyasi çalışma yapalım anlayışı yok. Sadece, biraz çaba gösterdiği söylenen Memleket partisini gördüm Didim'de...
Peki, muhalefet neden çaresiz? Bunu hiç düşündünüz mü? Neden hep Erdoğan kazanıyor. Hiç düşündünüz mü?
Çünkü muhalefet somut bir 'vizyon' ortaya koyamıyor. Söylemleri dilek ve temennilerin ötesine geçmiyor..
AK Parti 20 yıllık iktidarında seçmen kitlesi oluşturmuş. % 50+1 e oynuyor. Muhalefetin kurmayları dedikleri çok ahım şahım değiller. Bana göre 'Z' takımı'. A takımı diye yutturuyorlar.
Elbette ,A takımında olanlar var ama, onlar sadece durumu izliyorlar..
Bun siyasal ve sosyolojik nedenleri var..
Seçim yok, siyasetçi yok
Yüz yüze konuşarak anket yapıyorum... Pazarda, balıkçıda, taksiciyle, Lokantada... Çok kişiye sordum.
Nasıl, politikacılar geliyorlar mı? Dertlerinizi dinliyorlar mı? Çayınızı içiyorlar mı?
Hep bir ağızdan dediler ki; Onlar buralara seçim zamanı gelirler. Biziler de ağızlarının paylarını veririz.
Şimdi seçim yok ki... Zahmet edip gelmezler ki!
Peki dedim. Gelecek partisi ve DEVA var. Onların durumu? Bilinen sadece Ali Babacan var. Partisinin teşkilatı ve çalışmaları buralarda izi yok gibi..
Davutluğu'nun ismini hiç duymayan var.
Egeden notlar çok var da şimdilik bu kadar.
Akşam fasıldayız.

Sahil boyunu dolaşırken, çay bahçesinde sohbet ederken, çay içerken vatandaş şunları söylüyordu?
Bir çok kişiden, 'aynı sözler' i dinledim..
Dolar düştü... Çok sevindik... Her şey eski fiyatlara döner zannettik. Böyle olmadı. Tam tersine oldu. Raflardaki fiyatlar ikiye, üçe katlamış durumda.
Bodrum'da yemek ve kafelerde içecekler inanılmaz kazık. Didim biraz daha makul. Balık ön planda. Yanında içmene bağlı. Olta balıkçıları ciddi para kazanıyorlar. Rızıklarını denizden kazanıyorlar.
*****
Nuri Yürüten eşi Kadriye Hanım ile birlikte bizleri sahilde ağırladı. İzzet ikramda bulundu. Ne yapıyorsun diye sordum?. Eskişehir'de saat tamiri yapardı. En eski ustalardan. Hatta tek o kalmıştı.. DSP' nin ilk kuruculuk dönemleri. Cepte ne para var, ne de partinin kapısını çalan..
Ecevit sevgisi Karaoğlan efsanesi. Herkes cepten karşılardı masrafları..
Hani ne günlerdi onlar... Dostluklar unutulmaz. Herkes samimi idi. Paylaşırdık simidimizi. Bir banka müdürü Mesut Zeybek'i nasıl unuturuz. Sıkıştık mı çalardı kapısını.. Bir avuç insan Göksu iş hanında küçücük bir büroda particilik yapardık.
Hangi rüzgar attı buralara seni dedim Nuri' ye. Eskişehir'den bıktım be arkadaş. Biliyorsun iki erkek çocuğum var. Biri Danimarka'ya gitti. Orada işi çok güzel. Ne yapacak buralarda. Öbürü İstanbul'da moda fotoğrafçısı.. Hanımla baş başa kaldık. Her şeyi geride bırakalım dedim tuttum elini geldik buralara..
Zafer dedi..Pandemide geldim kiralık ev tutum ..1500 TL ..çok ani karar verdim hadi ver elini gidelim Didim'e..
Deniz manzaralı lokantanın bahçesinde oturduk. Ne yapıyorsun diye sordum. Eşimle birlikte oltamızı alıyoruz geliyoruz sahile birlikte balık tutuyoruz. Hem keyif yapıyorum hem de temiz hava alıyorum.
Kısacası yaşamın güzelliğini 60'ında keşfetmişler. Mutlular. İkinci baharı yakalamışlar. Bundan sonra hayatı ıskalamayalım diyorlar el ele..
Ne güzel..
Kendilerine misafir ettikleri için teşekkür ederek ayrıldık. Veda değildi elbette. Yine görüşeceğiz..
Fotoğraf çektirmeyi bile unutmuşuz. Düşünün neler konuştuk. Bendeniz olursa felsefe olmaz olur mu?
Eskişehir konuşulmaz mı?
Yılmaz Hoca konuşulmaz mı?
Ah! dedim hocanın elinde buraları olacaktı? Neler yapardı.
******
Kuşadası da neredeyse Bodrum'u aratmıyor. Halk Belediyelerin çalışmalarından çok memnun değiller...Buralarda RANT' a dayalı bir sektör oluşmuş..
Serzenişleri dinledim.
Hani enflasyon düşecekti..
Dolar düşüyor kızanlar var. Çıkıyor diye karalar bağlayan var..
Gel de çık işin içinden..
Kafasına göre hayat yaşayanlar halinden memnun..
Bana ne politikadan, ben hayatımı yaşarım diyenler çoğunlukta. Burada sosyal ilişkiler düzeyli beraberlik.
Egede son 20 yılın en soğuk günlerini yaşamış ama biz çıktığımızda baharın ilk günleri gibiydi.
Şansımıza deniz sakindi.
Akşama doğru biraz yağmur serpiştirdi.
Ayın şavkı denize vuruyordu.
Eskişehir'e yolculuk başladı.
Ege ye veda ettik.
Tekrar geleceğim diye sözleştim. Aklımda Köyceğiz var. Ya nasip diyelim.
Temmuzu bekleyelim.