Farkı, anlayış farkı…Algılama farkı….Vizyon farkı…
Eğer bir şehirde... Vizyon sahibi belediye başkanlığı yapıyorsa...
Bu başkan, Kamu bürokrasinin değişik kademelerinde üst düzey görev yapmışsa...
Üstelik kariyerinde... Anadolu üniversitesi kuruculuğu bulunuyorsa...

Uluslararası nitelikte Marka üniversitesi yapıyorsa.

Üniversiteden 3 tane devlet üniversitesi doğuyorsa.

Kampüsleri yapıyorsa..

Akademik çalışmalara önem veriyorsa..

Yüzlerce öğretim görevlisi yetiştiriyorsa. Yüzbinlerce öğrenci yetiştiriyorsa,

Gerçekleştirdiği Projelerle Eskişehir’in çıtasını bir kaç tık daha yükselteyim diye çaba gösteriyorsa…

Kendi geleceği için değil, Atatürk’ün bizlere emanet ettiği Cumhuriyetimizi aydınlık, Türkiye’nin geleceği için çalışıyorsa,

Kültür ve turizm başkenti yapıyorsa,

O şehrin sınıf atlaması doğal.

Avrupa kenti olması doğal..

Modern bir şehir olması doğal.

Konforlu bir şehir olması doğal.

 

Bütün engellemelere rağmen, bütün iftira kampanyalarına rağmen bunları başarıyorsa,
Eğer bir şehrin belediye başkanı, siyaset değil, hizmet odaklı çalışıyorsa.

Eskişehir halkına eşit davranıyorsa… Hiçbir zaman parti rozeti takmıyor ve Atatürk’ün hedeflerine uygun bir çağdaş şehir yaratma çabası varsa…

Bu şehir Eskişehir’dir… Bu şehir her şeyi ile sınıf atlamıştır.

Kıymetini bilelim.

 

MECLİSTE KİNAYELİ BİR KONUŞMA..

Kasım ayı Büyükşehir belediye Meclisi’nin kasım toplantısının 3. Oturumunda performans programı üzerinde müzakere yapılıyor. AKP adına ilk sözü Orhan Durmuş alıyor. İlk, performans program ve bütçe eleştirisi hakkını kullanarak ret oy’ u vereceklerini söylemişti.

GÜLŞEN GÜNDEMDE…

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, Tepebaşı Belediyesi ve Odunpazarı Belediyesi'nin birlikte düzenlediği “29 Ekim Cumhuriyet Bayramı 100. Yıl Konseri” n de sahne alan ünlü şarkıcı Gülşen, şarkılarını on binlerce Cumhuriyet sevdalısı Eskişehirli ile birlikte coşmuştu..

Söz alan AKP gurup başkan vekili, etkinlik eleştirisinde bulunurken  pop sanatçısı Gülşen için,sanatçıya benzer bir kadını” getirdiniz ifadelerini kullanmıştı..

Bu söz, mecliste gerilimlere neden olmuştu.

 

MUSTAFA ÖNDER SÖZ ALIYOR..

CHP gurubu adına Meclis üyesi Mustafa Önder söz almış, AKP’ ilerin’ 2024 performans programı ve bütçe eleştirilerine kısa kısa cevap vermişti..

Gülşen için söylenen sözler içinde AKP grubuna ders verircesine, Eskişehir bu ibareyi unutmaz. Sanatçıya benzer bir kadını getirdiniz ibaresi, burada ana olan, eş olan, eşit olduğumuz kadına sanata ve sanatçıya saygı duyan bir gelenekten gelen bir topluma hiç yakışmadı bu kelimenizi yakıştıramadım yani hiçbir şey demiyorum, burada da teşekkür ediyorum nokta koyuyorum dedi.

 

Mustafa Önder’in söyleyemedikleri de vardı..

Ah kardeşim ah! ..AKP 21 yıllık kesintisiz iktidar… Onlar “sanata içine tükürülecek” bir olay olarak bakıyor.

*****

Sataşma gerekçesi ile tekrar söz alan meclis üyesi de “kinaye” yaptığını söyledi…

*****

Bence kendisi yanlış bir ifade kullanmıştır. Kinaye çoğu zaman benzetme amacı gütmeden, bir kelimenin hem düz, hem de “mecaz” anlamına gelecek şekilde kullanılır..

Burada kinaye değil , “ironi” dir. Konuşmasında kadınlara yönelik bir alaycı bir üslup vardır

Kinayeli konuşmalar. Polemikler, demagojiler havada uçuyor..

Fıkra

At Nalı

Camide vaaz vermekte olan Hoca'ya:
- Hocam, at nalını evimizin kapısına asarsak uğur getirir mi? demişler. Hoca:
- Zannetmiyorum, diye cevap vermiş. O nallardan her atta dört tane var, ama bütün gün kamçı yiyip duruyor.

Kıssadan hisse. Siyaset böyle bir şey. Bazıları nallanır, bazıları sallanır, bazıları da kamçıyı yer..

Ne yiyeceğinize siz karar verirsiniz. Kaderinizi kendiniz belirlersiniz.

Çatarelli paşa…