Kör ölse badem gözlüydü derler
Dilsiz ölse şirin sözlüydü derler
Balık kaçsa kırk yük çözlüydü derler
Serçe uçsa ya toy yahut kaz olur MESTÎ (Tosyalı Saatçi Mahir, 19.YY)
Kul kula sebeptir iyi bil ey can
İş başarmaz tek başına bir insan ŞİKÂRÎ (19.YY)
Kurttan kuzu doğmaz kerkesten şahan
Toy olmaz uçsa da çonkar demişler FİGANÎ (1835-1893)
Mecliste arif ol kelamı dinle
İl iki söylerse sen birin söyle KARACAOĞLAN (17. YY)
Mecliste sakin ol eyleme sohbet
Çok söyleyen çok yanılır demişler DERVİŞÎ (19. YY)
Müşkülin var ise bir kamile sor
Yol gösteren pek olur amaya GEDAYÎ (19. YY))
Nasibin var ise gelir gaipten
Nasibin yok ise ne gelir elden MENGUŞÎ (19.YY)
Ne dünürü küstür ne kızı köstür
Uysal her kapıyı açar demişler HAVAYÎ (?-1876)
Obaya üşürür kurt ile kuşu
Ürmeyi bilmeyen çomar demişler FİGANÎ (1835-1893)
Ortaklık eyleme kimseyle zinhar
Ortaklık ineği sat buzağı al HAVAYÎ (?-1876)
Senden yeğinlerle ey gözüm nuru
Sakın ha çekişme urgan demişler MİR'ATÎ (19. YY)
Sıkıntı çeker de sonra
yorulmaz
Kendi işin kendi yapan demişler LUTFÎ (1815-1871)
Söz dediğin benzer hem
yaş deriye
Çeksen her tarafa süner demişler REFİKÎ (19.YY)
Sözünün sübutu olmayanlara
Dipsiz kile boş ambar demişler LEVNÎ (18. YY)
Sular ters yüzüne akıp çağlamaz
Gidenin yolunu kimse bağlamaz MİR'ATÎ (19. YY)
Sürüden ayrılan körpe kuzuyu
Ya kurt kapar ya kuş kapar demişler FİGANÎ (1835-1893)
(Kaynak: DİLÇİN Dehri, Edebiyatımızda Atasözleri 1, TDK Yayınları, Tıpkı Basım, Ankara 2018)