CHP’ nin kaptan köşkünde KILIÇDAROĞLU var… Dile kolay tam 13 yıldan beri kaptan köşkünde dümenin başındaydı. Kıyıları dolaştı..

Kaptanın seyir defteri vardır.

Bu defter de günün notları vardır. Geminin tarihine ışık tutar. Yolculuk esnasında yaşanan ilginç ve tuhaf durumlar olduğunda da aynı şekilde deftere yazılmaktadır. Bir sonraki nesillere aktarılır bu deneyimler. Âdeta kara kutusudur.

Şimdi menzil mi, Liman mı?

CHP ‘nin ne menzili belli, ne de gideceği Limanı.

CHP çıkış yolu belli İskele alabanda.

****

Kılıçdaroğlu’ na soru satılık kalemler kim?

Kiralık kalemler kim?

Satılık gazeteciler kim?

Satılık gazete patronları kim?

Gazabına uğramadan

****

CHP'nin ünlü Ankara Valisi Nevzat Tandoğan, 3 Mayıs 1944’te başlayan Turancılar Davası'nda sanık Osman Yüksel Serdengeçti’yi "Ulan öküz Anadolulu! Sizin milliyetçilikle, komünizm ile ne işiniz var? Milliyetçilik lâzımsa bunu biz yaparız. Komünizm gerekirse onu da biz getiririz demişti..

CHP’ nin bürokratik-oligarşik zihniyeti dediğimiz buydu. Bu damar devam ediyor.

CHP’ nin neresi sosyal demokrat? Kandırmayın insanları. Eylemde demokrat olacaksınız..

****

80 tane danışmanın olduğunu öğrenmeseydik inanmaya devam edecektik.

Halktan, liyakatten kopuk bir anlayışın temsilcileri işgal etmişler. Karşı tarafı liyakatsızlarla suçlarken kendi liyakatsızlıklarını görmüyorlar.

Karşı tarafı danışmanlar var diye eleştirirken kendi danışmanlar ordusunu neden görmüyorlar!

Bırakın kardeşim bu liyakat numaralarını? Kim belirlemiş? Nasıl belirlenmiş? CHP’ nin liyakatleri belirleme enstitüsü mü var? Artık CHP’ ye gönül verenler bile bıkmışlar.

Görün bunları.

*****

Kılıçdaroğlu, değişim istersem ben yaparım diyor…

Kadro hareketi değilmiş.

İYİ partinin sözcüleri, CHP ile eskisi gibi bir ittifak ortağı olmak istemiyoruz. HDP ise, biz peçete olarak kullanılmak istemiyoruz.

HDP’ nin ve İYİ parti belediye başkanlığı, belediye ve il genel meclis üyeliği isteyecek.

Bir mühendislik çalışması olacak…Çünkü elde somut veriler var..

 

CHP verirse kendisini imha etmiş olur.

İyi parti İstanbul da büyükşehir’ i istiyorsanız Ankara’yı isteyecek.

Eskişehir’i istiyorsunuz Aydın’ı isteyecek.

Büyükşehirlerde ve ilçelerinde pazarlıklar olacak.

Bir de buna 19 il ve 10 geçen ilçe ilavelerini de düşünürseniz AK partinin nasıl bir hamle içinde olduğunu anlarsınız..

 

CHP kendi listeleri tek başına girmek bu haliyle giderse, hezimetle çıkar.

Yerel seçimler çantada keklik değil. Yerel seçimlerde adayların kimlikleri, karizmaları ve ekipleri çok daha önemli olur. Teşkilatlar çok fonksiyonel değildir.

Kazanacak adaylar çok daha önemli hale gelir.

 

*****

İyi parti, 25 haziranda yapacağı büyük kongresinde CHP’ yi eleştirecek ve “biz bunları söyledik ve haklı çıktık diyecek”..

Mesele, al gülüm ver gülüm…

Halkın oyları masada pazarlıkların malzemesi olacak…

Bunu yolunu açan Kılıçdaroğlu. Beni dinleyin gördüğümü söylüyorum..

Siz burada kongre kurultay hesapları yaparken AK Parti, Cumhurbaşkanı yardımcısı olan  Cevdet Yılmaz “biriz beraberiz kardeşiz hemşeri” buluşması yapıyor..

 

*****

CHP Kastamonu İl Başkanlı Hikmet Erbilgin ev sahipliğinde, Sinop İl Başkanı İnan Savaş Yüksel, Bartın İl Başkanı Cemal Selim Karakaş, Karabük İl Başkanı Vedat Yaşar, Bolu İl Başkanı Ersan Türkoğlu, Zonguldak İl Başkanı Murat Pulat, Düzce İl Başkanı Semih Cemşit, Çankırı İl Başkanı Galip Ağaoğlu ve Tokat İl Başkanı Murat Yazıcı'nın katılımıyla toplantı yapılıyor, İl başkanlarının, seçim sonuçlarının kendilerini memnun etmediğini içeren ortak bir açıklama yapıyorlar..

"Seçim atmosferi, iktidar tarafından oluşturulan asimetrik koşullarda ve ağır antidemokratik zeminde biçimlenmiştir ancak iktidarın baskısıyla oluşturulan dışsal nedenler kadar içsel süreçlerin değerlendirilmesi de vazgeçilmezdir. Bu anlamda bir yüzleşme ve özeleştiri süreci bizim için kaçınılmaz, ertelenemez bir gerekliliktir. Hiçbirimizi memnun etmeyen seçim sonuçlarının pek çok nedeni vardır."

CHP'de uzun süredir yönetim tarzı olarak merkezileşme anlayışının hâkim olmuştur. "Merkez ve örgütler arasında dinamik görüş alışverişi olanağı ortadan kaldırılmıştır. İl başkanlıkları, merkezin rutin işlerinin takip edildiği, atıl örgütler haline dönüştürülmüş, siyasetsizlik bir siyaset hattı olarak yerleştirilmiştir. Partideki tüm seçme ve seçilme iradesi, genel merkezin tasarrufuna mahkûm edilmiş, her organdaki üye ve seçilmişlerin, seçme hakkına müdahalede bulunulmuş, seçilme hakkı adaletten uzak biçimde kontrol altına alınmıştır. Bu durum siyasetin, merkez yörüngede bulunan siyasi aktörlerin kariyerizmine hapsolmasına sebep olmuştur."                                   

Olağan kongrelerin ertelenmesi, örgütün tazelenme imkânını engellenmiştir. "Aday listelerinin kompozisyonu örgüt vicdanını zedelemiştir. 5, 6, 7 dönemdir milletvekili olmayı makul gören, bunu sindiren ve önüne geçmeyen irade, kamuoyu tarafından mahkûm edilmiştir. Özellikle ittifak partilerine verilen kontenjanların ölçüsüz, hesapsız, verisiz bir biçimde sunulması, örgütlerin ve seçmenin tepkisine yol açmış, seçmen bu konuda ikna edilememiştir. Parti, fikri zenginliğini önemsemeden, ideolojik bulanıklığa hapsolmuş, sağdan oy alma kaygısı içinde rotasını kaybetmiştir. Cumhuriyet Halk Partisi yeni dönemi, yeninin gerekliliklerini de gözeterek inşa etmelidir. Yenilenme kaçınılmazdır.

Genel merkez, örgüt, seçmen ekseninde siyaseti yeniden örecek, Türkiye'nin yarınlarında yeniden güçlü seçenek olmamızı sağlayacak değişim acil bir ihtiyaçtır. Bu değişim öncelikle siyasi tazelenmeyi içermeli, siyaset yapma biçimini de değiştirebilen kadroları donatacak ufka sahip olmalıdır. Bugünün ihtiyacı, siyaseti genel merkez koridorları dışına taşıran, seçmen odaklı, sokakla ve hanelerle sürekli ve hayatın doğal akışı içinde alışveriş içinde olan, siyaseti teknik uğraşı olarak değil bizzat toplumsal mücadele aracı olarak gören anlayışın yönetim tarzı haline gelmesidir. Elbette bu değişim ancak yeni bir liderlik anlayışı ve yeni bir vizyonda ortaklaştırılacak, merkez ve örgütün bütününü kavrayan zengin ve güçlü kadrolarla vücut bulacaktır. Denilmiş.

Değinilen konu başlıkları çok önemli. Genel merkeze çok ciddi eleştirileri var. Peki, bu açıklamada yanlış var mı? Yok. Türkiye’ nin her yerinde durum böyle. Sadece kısa ve öz EMAR’ ın raporunu yazmışlar.

Kısacası, “kral çıplak” demişler anlayana!.

Günün sözü.

Kaptanın ustalığı dalgalı denizlerde belli olur…