İYİ Parti kurulduğundan bu yana hep bir ittifak içerisinde gezindi durdu. Vekil transferiydi, şuydu, buydu… Millet İttifakı denildi, 6’lı masa denildi…

İYİ Parti kurulduğundan bu yana hep bir ittifak içerisinde gezindi durdu.

Vekil transferiydi, şuydu, buydu…

Millet İttifakı denildi, 6’lı masa denildi…

Masaya oturuldu, masadan kalkıldı falan filan.

Oysa İYİ Parti’nin kurulduğu ilk günleri hatırlıyoruz.

Mübalağasız söylüyorum;

“Ana muhalefeti İYİ Parti olur” denilen günlerdi.

Müthiş bir heyecan getirmiş, ulusalcı, milliyetçi kesimden her kesimden seçmen için alternatif olmuştu.

Lakin…

Sonradan başta belirttiğim politik bir çıkmazın içine girdi parti ya da sokuldu.

Birlikte hareket ettiği partilere benzeyen bir İYİ Parti ortaya çıkınca işler farklı bir hal aldı!

O günlerden bugünlere derenin altından pek çok su aktı ve İYİ Parti artık bu işin böyle gitmeyeceğini nihayet anladı.

Son genel seçimde MHP’nin bile altında kalmaları apaçık bir mesajdı.

Öyle görünüyor ki o mesajı almış ve yoluna kendi ilkeleri ile yürüme kararını net biçimde ortaya koymuş bir İYİ Parti ile karşı karşıyayız artık…

Eskişehir’de dün meydanlardaydı İYİ Partililer…

Gündemlerinde gözaltına alınan Türk Milliyetçileri vardı.

Hatta Odunpazarı İlçe Başkanı Gürol Yer, cezaevinde saçları kazıtılan milliyetçilere destek için saçını kazıtarak gündeme geldi…

Tepki toplantısında da aynı konu üzerine eleştiri getirdiler.

Neler mi dediler?

Türk Milliyetçiliği baskı altına alınamaz dediler.

Milliyetçi söyleminin suç olmadığını haykırdılar.

Türk Milliyetçiliğinin mahkûm edilemeyeceğini anlattılar

İYİ Parti’nin Türk milliyetçiliğini korumaya ve kollamaya devam edeceğinin de altını çizdiler…

Kısacası…

İYİ Parti sahiden kuruluş amacına geri dönmüş…

Parti Lideri Akşener’in söylemi gibi özü başına bir parti olmaya başlamış…

*************

CENK ATAÇ’IN SÖZLERİNE KULAK VERİLMELİ!

Cenk Ataç’la birlikte Diş Hekimleri Odası daha hareketli bir hale büründü.

Geçmiş yönetimlerin değerli çalışmalarıyla önemli bir seviyeye gelen odaya daha da bir dinamizm geldi…

Üyeleriyle daha çok bir araya gelen, daha çok gündemde yer bulan bir oda çıktı ortaya…

Başkan Cenk Ataç’la önceki gün ES TV’deki programda bir araya geldik.

Sorularımızı içtenlikle yanıtladı.

Sektörün sorunlarını masaya yatırdı.

Ve çözümleri için çare arama yollarına gideceklerini kaydetti.

Bunun için Ankara’da adeta seferber olduklarını;

Tüm oda başkanları bir araya gelip dertlerini meclise taşıyacaklarını dillendirdi…

8 maddelik bir talep metniyle gidecekler meclise…

ES TV’deki yayında tümünden bahsetti Sayın Ataç.

Hepsi kolayca çözülebilecek konuları içeriyor.

Yeter ki çözülmek istensin…

Ancak!

Bir konu var ki kâğıt üzerinde ya da bürokratik işlemlerle çözülecek türden değil!

O da sayıları her geçen gün artan diş hekimi ordusu!

Bir ülkenin bunca hekim yetiştirmesi kuşkusuz çok kıymetli.

Lakin gereğinden fazla hekim oluşturulması ise işsiz ordusu yaratıyor.

Düşünün…

Çocuğunuz onca yıl dirsek çürütüp sınavı kazanmış, üzerinde bir o kadar da eğitim alıp hekim olmuş.

Gelin görün ki mezun olduğunda iş kaygısı taşıyor.

Dahası ticarethaneye çevrilmiş merkezlerde asgari ücretle çalışmaya zorlanıyor.

Bu yüzden sıkıntıların en önemlilerinden olan işsiz mezun ordusu konusunda Cenk Ataç’ın sözlerine kulak verilmeli…

Ülkemiz bir yandan nitelikli eleman yetiştirirken diğer taraftan bu çocuklarını işsiz güçsüz bırakmamalı…

*************

SAKARYABAŞI PROJESİ HAYATA GEÇER Mİ?

Eskişehir’in bulunduğu bölge su fakiri diye adlandıracağımız bir konum…

Temiz su kaynaklarının çokça olmadığı bir alan.

Bu yüzden eldeki kaynakları doğru ve tasarruflu kullanmak gerekiyor.

ESKİ Genel Müdürü Oğuz Özen, bu konuda kurum olarak attıkları adımların sonuç verdiğini ifade ediyor.

Ancak daha fazla su kaynağına ihtiyaç olduğunu da savunuyor.

ES TV’ye konuşan Özen’in gündeminde Sakaryabaşı Suyu var…

Biliyorsunuz bu konu geçmişte gündeme gelmiş epeyce de tartışmalara neden olmuştu.

Suyun nasıl getirileceğinden tutun, Sakaryabaşı’nın bulunduğu Çifteler’deki su kaynaklarının yeterli olup olmayacağına kadar çeşitli söylemler geliştirildi.

Neden sonra bu proje unutuldu gitti.

Genel Müdür Özen, yeniden projeyi hatırlattı.

Hatırlatırken kullandığı cümle şu;

“İklim krizi, çok büyük etki yarattı.

Bundan 10 yıl önce yüzde 80’lerde olan doluluk oranı Porsuk Barajında yüzde 40’lara düştü.

Yeni gelen su ile giden su arasında büyük farklılık var.

O yüzden üzerinde çok titizlikle durduğumuz bir proje.”

Bu proje hayata geçer mi geçmez şimdilik muallak.

Ancak ortada bir gerçek var!

Su fakiri bir coğrafyada gelecek günler için alarm zilleri çok kuvvetli çalıyor.

Hele hele tek su kaynağımız Porsuk Barajı her geçen yıl daha da kururken…