Dün, FETÖ’ye karşı elde ettiğimiz destansı zaferin sekizinci yıl dönümüydü. Yıllar geçse de vatanımız ve milletimiz üzerinde oynanmak istenen kirli oyunlar hiç bitmedi ve bitmeyecek.
Batı dünyasının Türk ve Müslüman düşmanlığı, fırsat buldukça ortaya çıkıyor. Acı olan ne biliyor musunuz? Kaleyi içten fethetmeye çalışmaları. Yani, içimizden ayartıp semirttikleri, satın aldıkları yerli “FETÖ” gibi hainler üzerinden bunu yapmaları.
Bu hainler, o gece istiklalimizi ve istikbalimizi hedef almış, suret-i haktan görünerek vatanımızın bölünmez bütünlüğüne, milletimizin canına kastetmişlerdir.
Yeri gelmişken şunu da söyleyelim: FETÖ denilen hainin gerçek yüzünü yaklaşık 30 yıl önce gerek konuşmalarında, gerekse yazılarında anlatan Merhum Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızı minnetle ve rahmetle bir kez daha analım ve hakkını teslim edelim.
Merhum hocamız, yıllar önce Fetullah Gülen’in misyonerlik faaliyetlerine çanak tutmasından tutun da papanın ayağına gidip Müslümanları şikayet eden hezeyanlarla dolu mektubuna, dinler arası diyalog faaliyetlerine kadar yıkıcı ve sarsıcı davranışlarının yanlış olduğunu üşenmeden, korkmadan, çekinmeden son nefesine kadar anlattı.
Eğer o zamanda, o uyarılar ve ikazlar dikkate alınsaydı belki de bu bedeli ödemeyecektik.
Şimdi FETÖ’ye sövüp sayanlara bakmayın. Toplumun büyük çoğunluğunun FETÖ’nün safında olduğu, “iyi adam, ne var canım diyalog diyor, hoşgörü diyor, hizmet ediyor!” dedikleri zamanlarda tek başına bize FETÖ’nün gerçek yüzünü anlattı. O yüzden FETÖ ve diğer örgütler konusunda 30 yıl öncesinden bu satırların yazarı aşılıdır.
Bu kadim Anadolu toprakları asırlardır ne badireler, ne tehlikeler, ne askeri darbeler gördü geçirdi. En büyük gücümüz zor zamanlarda cumhuriyet değerlerine bağlı bu uğurda bir bilek bir yürek olmamız.
Sekiz yıl önce bir kez daha gördük ki yüce Türk milleti, şartlar ne kadar zor olursa olsun atasından aldığı emaneti koruyarak hiçbir zaman boyunduruğa girmeyecek, zalimin karşısında asla eğilmeyecektir.
Hatırlayalım… Türk bayrağı ve vatan aşkıyla yollara düşen kahramanlar, kıt imkânlarla satın alınan ve ekmek teknesi olan araçlarını tankların altına sürerek yolları kapatmaya çalışmışlardır.
Uçakların uçmasını engellemek için tarlasında hayvanının yiyeceği samanı tutuşturan köylüler, 15 Temmuz kalkışmasının başarısız olmasını sağlamışlardır. Darbeye hayır diyerek iman ve vatan aşkıyla kendilerini meydanlara atan, dakikada binlerce mermi sıkan silahların önünde durarak ihaneti başarısızlığa uğratan vatandaşlarımız, Türk milletinin iradesini ve kararlılığını tüm dünyaya göstermiştir.
15 Temmuz 2016 gecesi, Türk milletinin hafızasında kara bir leke olarak kalacak, fakat aynı zamanda milli birlik ve beraberliğin gücünü gösteren bir destan olarak da hatırlanacaktır.
FETÖ’ye karşı uzun yıllar verilen destekler,yapılan hatalar bir yana; FETÖ'nün hain darbe girişimi, ülkemizin demokratik düzenini ve bağımsızlığını hedef almış, ancak Türk milletinin engin feraseti ve vatan sevgisi sayesinde bu alçakça plan suya düşmüştür.
Darbe girişimi gecesi, FETÖ'cü teröristlerin hedefleri nettir: Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik kurumlarını yok etmek, halkın iradesine ket vurmak ve kendi karanlık rejimlerini kurmaktı. Ancak, bu hain planın karşısında duran Türk milleti, vatanına olan bağlılığını ve demokrasiye olan inancını tüm dünyaya gösterdi. Cumhurbaşkanımızın çağrısı ile sokaklara dökülen milyonlarca vatandaşımız, tankların ve silahların önüne yatarak, canlarını hiçe sayarak demokrasiyi korudu.
O gece, her bir vatandaşımızın kalbi aynı duygularla attı: vatan sevgisi, bağımsızlık aşkı ve demokrasiye olan inanç. Ülkemizin dört bir yanında meydanlara akın eden halkımız, birlik ve beraberlik içinde darbecilere karşı durdu. Askeri birliklerimizi ele geçirmeye çalışan hainlere karşı kahramanca mücadele eden güvenlik güçlerimiz ve vatandaşlarımız, tarihe altın harflerle kazınacak bir direniş sergiledi.
Türk milleti, sadece kendi iradesine sahip çıkmakla kalmadı, aynı zamanda dünya kamuoyuna da önemli bir mesaj verdi: Demokrasiye ve özgürlüğe olan inancımız sarsılmaz. Bu kararlılık ve azim, milletimizin karakterini ve tarih boyunca süregelen bağımsızlık mücadelesini yansıtır.
15 Temmuz gecesi yaşananlar, Türk milletinin vatanseverliğini ve ferasetini bir kez daha gözler önüne serdi.
Darbe girişiminin ardından gelen süreçte halkımızın birlik ve beraberlik ruhu daha da güçlenmiş, demokrasiye olan bağlılık daha da pekişmiştir. Bu süreçte hayatını kaybeden şehitlerimizi rahmetle anıyor, gazilerimize şükranlarımızı sunuyoruz.
Bu hain girişimden ders çıkararak, daha güçlü bir demokrasi ve daha sağlam bir devlet yapısı için çalışmaya devam etmeliyiz. Dün FETÖ yarın başka bir örgütün kalkışmasına muhatap olmamalıyız. O yüzden baştaki idareciler uyanık olmalı.
Türk milleti olarak, her zaman ve her koşulda vatanımıza, demokrasimize ve özgürlüğümüze sahip çıkacağımızı bir kez daha tüm dünyaya ilan ediyoruz.
15 Temmuz, Türk milletinin zaferidir ve bu zafer, milletimizin iradesinin ve ferasetinin gücünü simgeler.