İnsan; eşref-i mahlûkat… İnsanı özel kılmıştır Âlemlerin Yaratıcısı... İkram edip şereflendirdiğini, onu en güzel bir şekilde ve mükemmellikte yarattığını ayet-i kerimelerinde haber vermiştir:

“Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık” (Tîn 95/4).

“Andolsun, biz insanoğlunu şerefli kıldık...” (İsrâ 17/70).

Yeryüzünde gerek bedenî gerekse manevî bakımdan en güzel biçimde yaratılmış insanın, korumakla yükümlü olduğu beş ilkeye muhalif olarak canına, dinine, malına, aklına ve nesline zarar veren sigara, alkol, uyuşturucu gibi madde bağımlılıklarından, davranışsal bağımlılıklar olan kumar, internet, televizyon ve teknoloji gibi daha birçok türü olan bağımlılık; hem toplumdaki her yaştan farklı kesimleri etkilemesi, hem de toplumlar arası sınır tanımaz yaygınlığı nedeniyle adeta bir virüs gibi insan ve toplum sağlığını bitiren önemli bir halk sağlığı sorunudur.    

Bağımlılık; bireyin fiziksel, sosyal, ruhsal, zihinsel sağlığını olumsuz etkilediği halde, kullandığı madde ya da yaptığı bir eylem üzerinde kontrolünü kaybetmesi ve onu hayatının merkezine yerleştirerek onsuz bir hayat süremez hale gelmesi olarak tanımlanabilir. Bağımlılığı, ödül yetmezliği sendromu olarak da tanımlanmak mümkündür. Beynin ödül ihtiyacı davranışları etkilerken, beklentilerin ve davranışların da beynin ödül ihtiyacı üzerinde etkili olduğu görülmektedir. Yani beyindeki ödül-ceza mekanizması bozulmakta ve ödül olmadan yaşayamaz hale gelinmektedir. Bağımlılığın, toplumda genellikle bir irade problemi olarak görülmesiyle beraber bilimsel çalışmalar, kişilerin bırakma sebeplerinin sadece güçlü veya zayıf irade sahibi olmaları ve yeterli gayreti gösterip göstermemeleri ile ilgili olmadığını, bunun bir hastalık olduğunu göstermiştir.

Bağımlılıkların sebeplerine baktığımızda ise, bunu sadece bir unsura bağlamak zor görünmektedir. Hatta bağımlılık konusunda vurgulanması gereken en önemli noktalardan biri, bağımlılığın bir neden değil sonuç olduğudur. Örneğin, bireyin vücut sıcaklığının yükselmesinin birtakım hastalıkların habercisi olduğu gibi; bağımlılık da bireyin bireysel, manevî, ailevî ve sosyal hayatındaki birtakım problemlerden mesajlar taşır. Karşılanmamış ihtiyaçlar bireyde boşluk hissi oluşturabilir. Boşluğa düşen birey kendini meşgul veya mutlu edecek doğal yolların arayışına girebilir, bulamadığı takdirde de bu yolları doğal olmayan kısa yollarla, yani alkol veya madde kullanımı ya da başka davranışlarla doldurma çabası içerisine girebilir. Bu açıdan manevî ihtiyaçların giderilmemesi ile boşluk/anlamsızlık duygusu arasında ilişki olduğu söylenebilir.

İnsan kendini tek başına hissettiğinde, her şeyi gören, bilen ve işiten Yaratıcıyla sevgi ve güvene dayanan ilişki kurduğu takdirde, “O’nunla beraber güçlüyüm” duygusuyla hareket edecektir. Yüce Yaratıcıya dua ederek, etrafında kendine destek olacak kimseyi bulamadığı durumlarda dahi içindeki boşluk ve yalnızlık duygusuyla başa çıkma gücünü bulacak, fiziksel ve ruhsal sağlık sorunlarına neden olan yeni sığınacak limanlar aramayacaktır.

Dinî ve geleneksel değerlerden uzaklaşma, aile ve akraba ilişkilerinin zayıflaması, kültürel yalnızlaşma; kişinin hayatında karşılaştığı sorunlar karşısında direncinin kırılmasına, çığ gibi büyüyen sosyal sorunların artmasına neden olmaktadır. Bu artış, bizlere düşen sorumluluğu da elbette artırmaktadır. Bu noktada en büyük görev, toplumun temel çekirdeği olan ailelere düşmektedir. Evlatlarımıza iyi örnek olmamız, maneviyatlarını güçlendirmemiz, yaşadıkları sıkıntı ve problemlerinin çözümünde onların yanlarında olarak boşlukta savrulmalarına engel olmamız, çözülemeyen problemler karşısında ise konu ile ilgili uzmanlardan yardım almalarına destek olmamız önem arz etmektedir. Çünkü ailenin ve toplumun ilgisizliği; çocuk ve gençlerimizde yalnızlık ve çaresizlik hissini artırarak başka sığınaklar aramalarına sebep olmakta, duygusal dalgalanmalarına bir de özenti ve merak eklendiği takdirde gençlerimizin ve evlatlarımızın kötü alışkanlıkların pençesine düşmelerine ve daha sonra da bağımlı hale gelmelerine yol açmaktadır. Bu sebeple fertleri, aileleri ve toplumları temelinden sarsan bağımlıklara karşı daha duyarlı davranılmalı ve bu hususta herkes kendini görevli addetmelidir.  

  

Betül SAĞLAM

Murakıp