Muhafazakarlık üzerinden siyaset yapmak dönemi sona eriyor...1990-2010'lara kadar, belki prim yapıyordu..
Başörtü zulmü var deniliyordu.
Kızlarımız okuyamıyor deniliyordu.
Belli bir kesimden oy alınıyordu.
Terkibinde, sözde muhafazakarlık, sözde din, iman vurgusu vardı.
İktidara giden yolda her şey yapmak mubahtı.
Öylede oldu...
****
Ülkenin toplumsal dinamikleri AK Partiyi iktidara taşıdı...
Yani, çevre-kırsal kesim oylarını vererek kendilerinin temsilcisi olduklarını zannettikleri AK Partiyi merkeze taşımışlardı...
Onlar, iktidarın nimetlerinden faydalanmışlardı. 'İş bilenin kılıç kuşananındı'.
Ekonomik model ise hep aynıydı...
Kapitalist sistem...
Yani,'emek sömürüsüne bağlı model'...
Diğer adıyla, faiz, dolar, Euro, haksızlık, sömürü, haksızlıklar ile bezenmiş, muhafazakarlık, mütedeyyin sosuyla kaplanmış kapitalist, piyasacı bir modelin sahipleri iktidar olmuşlardı.
Oy veren samimi inananlar ise, kandırıldıklarını yavaşta olsa nasıl bir duruma geldiğimizi görmeye başladılar...
Millete yalan söylediler.
****
Fakir yine fakir kaldı. Millî gelir dağılımında adaletsizlikler devam ediyor. Özgürlük diyeni hapishaneye atıyorlar. Haksızlıklara karşı duranları, adalet arayanları mahpusa koyuyorlar...
Bunları, dini-imanı bütün muhafazakarlar da görmeye başladı...
Aradan tam 16 sene geçti...
AK Parti'nin kurucu vizyonu falan kalmadı... 2002' deki misyonu çoktan bitmişti. Sürdürülebilir bir merkez parti bütün ahlaki değerleri tüketmişti...
Tüketebileceği, kullanabileceği argümanları kalmayınca sertleşti. Ceberut devlet haline gelmeye başladı.
Ülke, demokrasi ve sosyal hukuk devleti ilkesi rayından çıktı.
Ülke, çok kötü tablo ile karşı karşıya kaldı...
Hani! Ülke çok iyi yönetiliyordu?
Ülkenin ne kadar iyi yönetildiğinin kanıtı ülkedeki belirsizlikler ve 'OHAL'!
Yedi kez uzatıldı...
AKP'nin artı pazarlayabileceği hikayesi kalmadı...
Şimdi ki hikaye milli ve yerli olmak gibi bir şemsiyenin altında politika üretmeye çalışıyorlar, oda üzerlerinde iğreti duruyor. Hele, 'BOB' eş başkanlığını deklare ettikten sonra? Bir türlü oturmuyor.
*****
7 Haziran seçimlerini unutmayın. Enflasyon bugünküne göre çok daha düşük. Tüfe % 7.5-8 civarında. Konutlarda Faiz oranları aylık% 0.96-% 1.1 arası, Dolar,2.7694TL..
Kısacası, bugünkünden biraz daha iyi görünümlü. Kredi derecelendirme kuruluşları da kredi notumuzu yatırım yapılabilinir kategorisinde değerlendiriyor. Şimdi ekonomik durum hiçte parlak değil. Zaten erken seçim açıklamasının içeriğinde bu açıkça belirtiliyor. Cari açık 2015 yılında yüzde 26 düşerek 32,19 milyar dolar olurken, Türkiye, 2017 yılını 47.1 milyar dolar cari açık ile kapatırken 2018 ilk üç ayında fırlamış görünüyor.
Cari açık Ocak ayında rekor kırdı... İşte korkutan rakamlar...
Türkiye İstatistik Kurumu ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı işbirliğiyle oluşturulan geçici dış ticaret verilerine göre; ihracat 2018 yılı Ocak ayında, 2017 yılının aynı ayına göre yüzde 10,7 artarak 12 milyar 457 milyon dolar, ithalat yüzde 38 artarak 21 milyar 524 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Ocak ayında dış ticaret açığı yüzde 108,8 artarak 9 milyar 67 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2017 Ocak ayında yüzde 72,1 iken, 2018 Ocak ayında yüzde 57,9'a düştü.
Makroekonomik dengeler alt üst olmuş. Fırtına öncesi sessizlik. Ekonomi de öyle, Hey'le, meyle bu işleri ben bilirim demeyle maalesef ülke idare edilemiyor.
Hamasi nutuklarla para etmiyor. Ancak kendi seçmen kitlesini konsolide ediyor, gaz alıyor.
Haraç mezat ülkenin ekonomik faaliyetleri, fabrikaları satılamaz. Gelirler denetimsiz harcanamaz..
Bu anlayış hiçbir zaman ne yerli ne de milli olabilir.
Çünkü o gelirlerde emeklinin, dulun, yetimin, fakirin hakları var!

İşte bu nedenle, 24 Haziran seçimleri Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimlerinden biridir.

Onun için, hikayesi olan bu seçimleri alır.
Hikaye belli. Kilit seçmen, 'Gençler ve kadınlar'.
Onların dilinden anlayan. Onlara onların diliyle hitap eden, değişimi öneren siyasetçiler 'oy' alır.
Özal, Erdoğan böyle iktidar olmuştu...
Siyasetin özü değişimdir...
Neden?
Çünkü,Teknoloji ve iletişim devrimi, sosyal medyanın etkin kullanılması,, dünyada olup bitenin artık cep telefonuyla izler hale gelinmesini sağlayarak,dünyadan olup biteni canı izlenir hale getirdi...Artık, kararsızlar diye bir seçmen kitlesi yok. Artık dünya avucumuzun içinde.

*****
Demokratik haklar ve özgürlüklerin teminat altına alınması.
Basın ifade özgürlüğü.
Yatırım özgürlüğü.
Hukuk güvencesi.
AB hedefi.
Dünya ile bütünleşme.
Kalkınma.
İstihdam.
Tarım ve hayvancılığa tam destek.
Çevreye saygı...
Güvenlik.
Eğitim de fırsat eşitliği.
Gelir dağılımındaki adaletsizliklerin giderilmesi.
Fazla söz gerek yok...

Şimdi sırada manifestolar var. Tayyip Erdoğan kredisi tüketmiş durumda..
Dervişin önerdiği güçlü ekonomik model onu sürekli iktidar yaptı. Ustalık döneminde Ey! ler başladı..
Kimbilir! CHP bu kez Ekmelettin hatasını yapmaz da herkesi kucaklayabilecek, ekonomiden anlayan her kesimden oy alabilecek birini aday gösterir.
Onu da Salı günü göreceğiz...

SAFAHAT

Sofuluk satıyorsun, elinde boy boy tesbih
Çevrende dalkavuklar; tapınır gibi, la-teşbih!
Sarık cübbe ve şalvar; hepsi istismar, riya
Şekil yönünden sanki; Ömer'in devri, güya!
Herkes namaz oruçta; hepsi sözünü dinler
Zikir, Kur'an sesinden, yerler ve gökler inler!
Ha! bu din, iman, takva; inan ki hepsi yalan.
Sen, onları kendine taptırırsın vesselam!
Derdin davan sadece, hep nefsi saltanatın
Şimdilik putu sensin, tapılan menfaatin!
Hey! Kukla kafalı adam, dinle sözümü tut.
Bunların dilinde hak; ama kalbi dolu put!

MEHMET AKİF ERSOY.