Semih Akdemir yazdı.

Geçtiğimiz hafta yazmış olduğum yazıyı 'Pazar günü alın taraftarın gücünü arkanıza ve bize az da olsa can suyu verin' cümlesi ile bitirmiştim. Evet, takım bize can suyunu verdi.

Çoğu futbol otoritesinin ve taraftarların ihtimal vermediği İstanbulspor galibiyeti ile sevindik geçtiğimiz akşam.

Siyah-Kırmızılı futbolcular bir kez daha göstermiş oldu bizlere, çıkmamış candan umudun kesilmeyeceğini…

Fuat Çapa'nın koymuş olduğu hedefe kaldı 5-6 puan, devre sonuna ise 7 maç.
Zor mu, çok zor. Ama imkansız mı, bence değil!

Mutluluk dozu bu kadar yeter. Biraz da realistik açıdan bakalım duruma.

Her ne kadar galip gelerek müthiş bir mutluluk yaşamış olsak da, kulübün içinde bulunduğu durumu hepimiz biliyoruz.

26 Ekim'de Gelişim Ligleri'nde İstanbulspor Altyapı Takımları ile mücadele etmek için deplasmana gidecek olan Es Es U-19 ve U-17 takımları, para bulunamadığı için 6 saatlik rötar yaptı.

İcra Kurulu'nun parayı temin etmesi ile de öğlen 12'de yola çıkması planlanan takımlar akşam 6'da gidebildi anca.

Gün geliyor temel ihtiyaç malzemeleri olan ekmek, süt, peynir, un, şeker, tuz, makarna, pirinç, bakliyat gibi gıda ürünleri bile temin edilmekte zorlanıyor ve ocak, yapılan yardımlarla tütüyor anca. Transferin açılması için gereken imzaları ve bunun için gereken parayı söylemeye dilim bile varmıyor.

İşte böyle bir zamanda bizlere galibiyet sevinci yaşattığınız için teşekkürler Kırmızı Şimşekler.

Şimdi sırada çok çok daha zorlu bir maç var; Osmanlıspor.

Bu zorlu maç öncesi alınan bu galibiyet güzel oldu. Özgüveni de yerine getirdi. Futbolcular moralli bir şekilde hazırlanacak. İç saha, Pazar günü, hem de akşam maçı.
İnanıyorum ki İstanbul maçından daha fazla taraftar gelecektir maça.
Neden olmasın bir galibiyet daha…