Anadolu, dünya tarihinde farklı dinlere ve milletlere ev sahipliği yaparak genel itibariyle yerleşim amaçlı olsa da, kıtalar arasında köprü vazifesi de görmüştür. Misafirperver ev sahipleri, hem dini yükümlülük hem de insanlık vazifesi ahdederek, yüreğini her zaman mazluma, çaresize ve yurtsuza açmıştır. Evini, toprağını ve aşını hiç sakınmadan paylaşmıştır.

Günümüz Türkiye'sinin biçimlenmesine ve yapı taşlarının oluşmasına, 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren yaşanan ve büyük çapta Anadolu'nun etnik değişimine neden olan göç dalgaları önemli rol oynamıştır.
CUMHURİYET ÖNCESİ

Tarih boyunca Anadolu, başta iklim ve jeopolitik konumu olmak üzere, limanlar, otlaklar ve stratejik savunma güzergahlarına sahip olmuştur. Bu özellikleri itibariyle ekonomik, sosyal, kültürel kimliğinden dolayı çekim merkezi haline gelmiştir. Gelen kitlesel göç dalgaları, Osmanlı Devleti'nin ve sonrasında da Türkiye Cumhuriyeti'nin toplumsal, etnik ve kültürel yapısını büyük ölçüde etkilemiştir.
İBN-İ HALDUN dediği gibi coğrafya kaderimiz olmuştur..


ÇARLIK RUSYANIN SÜRGÜN POLİTİKALARI..


1850'li yıllarda Kırım Tatarlarıyla başlayan göç dalgalarını, sonrasında Gürcü ve Çerkezler başta olmak üzere Dağıstanlılar, Çeçenler, Lazlar gibi Kafkaslar' da yaşayan halklarla birlikte göç hareketleri devam etmiştir.
Kırım Tatarlarının Osmanlı topraklarına küçük gruplar halinde göçleri bulunmaktaydı. Ancak, dalga boyutundaki ilk büyük göç, 1783 yılında Çarlık Rusya'sının Kırım'ı ele geçirmesiyle gerçekleşmiştir. Bundan sonraki Tatar göçlerinde 1890 yılına kadar Osmanlı – Rus savaşları belirleyici olmuştur.

Çerkez göçü, en az Kırım Tatarlarının göçü kadar dramatik sonuçları olan ve Anadolu'nun demografik yapısını etkileyen kitlesel göç olarak karşımıza çıkmaktadır. Aralıklı olarak Birinci Dünya Savaşına kadar 2,5 milyon civarında Çerkez göç etmek zorunda kalmıştır.
CUMHURİYET SONRASI

Anadolu'ya göçler, Osmanlının son dönemindeki göçler kadar yoğun olmasa da, Cumhuriyet döneminde de devam etmiştir. Anadolu'ya göç eden bu insanların diğer bir ortak özelliği ise, son derece trajik kayıplar, acılar yaşadıktan sonra Anadolu'ya gelmiş olmalarıdır.
Anadolu toprakları tarihin her döneminde önemli uygarlıkların yaşandığı bir coğrafya bir köprü, bir uçak gemisi olarak kabul edilmektedir. Böylesine kavşak noktasında olması nedeniyle bir göçmenlerin sığınağı durumundadır..


SÜRGÜNE GÖNDERİLEN HALKALARIN GÖZYAŞLARINI ANADOLU SİLMİŞTİR.
21 Mayıs 1864 tarihinde o zamanki Osmanlı topraklarına büyük kitleler halinde göçler oluyor. Çerkezler de çarlık Rusya'nın mezaliminden kurtulmak için, kendilerine ANADOLU' yu yeni bir vatanı olarak kabul ettiler.
Kurtuluşsavaşında önemli yararlılıklar göstermişlerdir. Türkiye'yi vatan bilmişler birlik beraberliğe katkılar vermişlerdir.
Çerkez kökenli üst düzey görevlerde insan bulunmaktadır. Mustafa Kemalin yakın silah arkadaşlarının gömülü olduğu 61 kişi olan Ankara devlet şeref mezarlığında 9 Çerkez' in mezarının bulunması bunun en açık delilidir. Diğer bir örnekse, Amasya mülakatı olarak tarihe geçen Ankara ve İstanbul hükümetlerinin ilk uzlaşmasının yapıldığı toplantı Çerkez General Cahit Toydemir in evinde yapılmıştır.
İstanbul hükümeti in ilk temsilen bahriye nazırı Çerkez Salih Karzeg paşa, heyet-i temsiliye adına Mustafa Kemal paşa, Çerkez Rauf Orbay, Çerkez Bekir Sami paşa katılır. Ayrıca masaya valisi ve emniyet müdürü de çerkezdir Bütün bunlar mücadeleye verdikleri desteği göstermesi bakımından anlamlıdır. Sivas kongresine katılan heyet-i temsiliye den yedi kişiden dördünün Rauf Orbay, Bekir Sami Kunduk, Hakkı Behçi, Ömer Mümtaz Tambi Çerkez kökenli olduklarından dikkate alındığında milli mücadelenin başlangıcından itibaren Çerkezlerin,Mustafa Kemal'e destek verdiği görülmektedir.
Hasan Tahsin. Bir garip Çerkez efe olarak anılır.Ya da gerçek adıyla Selanikli Osman Nevres. Yunan işgali sırasında kurtuluşa giden yolu aydınlatacak ateşin ilk kıvılcımını çakan adam. Ben kendimi vatana adadım, günü geldiğinde kendimi düşünmeden feda edeceğim. Bu yüzden seni dul bırakmak istemiyorum diyecek kadar sevdalı ve bir o kadarda fedakar bir delikanlı.
Bütün bunların dışında tıpkı balkanlardaki Arnavutlar, Türkler, gibi Çerkez halkları da millî mücadeleye gönülden destek vermiş ve bu uğurda binlerce şehit vermişlerdir.
Bazı ünlüler şunlardır. Rauf Orbay, Ali Fuat Cebesoy, Yusuf izzet paşa, cemil avhit Toydemir, eşref Sencer kuşbaşı, hakkı münse, ali Sait Akbay Togan deli AHLİTpaşa, Bekir Sami kunduk, HAKKIBehçi, Ömer Mümtaz Tambi...
KAFKAS KÜLTÜRÜNÜ YANSIMALARINIZDA GÖRÜYORUZ..
Şehrin gelişmesinde birçok iş adamının yanında, Belediye başkanı Aydın Arat, (rahmetli oldu.) Fazıl Tekin,(Eski. O.Ü rektörü. İsmet Süder,(eski CHP il Bşk.) Selçuk Erşan (eski ANAP İl. Bşk.) Nejat Kılıç (eski Türk iş bölge temsilcisi) Erol Sönmez, Hacı Murat Berk, Murat Sönmez (eski Mv.) Cengiz Hardura, İsmail Candemir, Atila Aytek(eski emniyet Md. Rahmetli oldu.)Korgeneral Lütfi akdemir(rahmetli) ,İsmet Angı ( eski AP milletvekili), Murat Sanlar, ( ESKİ' de daire başkanı) Hasan TUÇ 2019 Belediye seçimlerinde AKP'nin Tepebaşı ilçe belediye başkan adayı olarak seçimlere girmişti..50 bin civarında Kafkasyalı hemşeri gurubu olduğu bilinmektedir.
Kuzey Kafkasya halkları ve sürgünler.
Çarlık Rusya'sında sürülenlerin en başında Çerkez halkları gelmekte...
' 19.Yüzyıl sonlarında Kafkasya'da başlayıp Osmanlı Topraklarında son bulan büyük trajediydi... Acı gerçeklerin derin izleri hala hafızlarda yaşanmaktadır. Her ailenin bir dramı var. K. Kafkasya'da yaşayan kadim halkları söz konusu olan tarihte, büyük bir trajedi yaşadığıdır.
Kendine özgü kültürleri olan, hürriyetlerinin, var olma yaşama haklarınınprangalara vurulmayan halkların başında Çerkesler gelmekte.

21 MAYIS 1864.
Bu tarih aslında ikili bir anlam taşıyor. Ruslar bu tarihi bayram günü ilan ederken Çerkesler bunu soykırım günü olarak değerlendiriyor.



İşte, bu soykırım anma gününde Çerkezdostlarımızı yalnız bırakmadık. Sazova Bilim Kültür Sanat Parkında Çerkez Soykırım ve Sürgünü Anıtı önünde saat 20 30.da toplandık. K. K.K ve Dayanışma Derneği Başkanı Cihan Ertok. Konuşmasında Kafkas –Abhaz-Çerkez sürgünlerinden bahsetti.
Çerkezlerin yaşadığı illerde bu soykırım günü anıldı. FederasyonunRusya'dan soykırımı tanımasını ve tazminat talepleri var.
KÜLTÜRLERİNİ-DİLLERİNİ VE GELENEKLERİNİ SÜRDÜRÜYORLAR.
Çerkezlerin dili önemli. Kültürel geleneklerini, dernekler eliyle devam ettirmek istiyorlar. Yeni nesil dilini, kültürlerini pek bilmiyor. Çünkü dil ana kucağında öğrenilir. Kurslarla falan dil öğrenilmez. Geleneklerde ana-baba kucağında öğrenilir. Geleneklerini sürdürebilmek için 'Haluj' gecesi gibi etkinlikler yapıyorlar. Fakat pandemi nedeniyle ara vermişlerdi.Artık yavaş yavaş etkinlikler de bir araya geliyorlar. Ölümde, düğünde birlikte oluyorlar, mobilize hareket ediyorlar.
Elbette sosyal dayanışmanın güzel örnekleri bunlar.
ANAVATAN TÜRKİYE.
Belki anavatanlarından çok uzaklarda görünse bile, Türkiye onların vatanları. Yurdumuzun her yerinde, vatanın bölünmez bütünlüğünü, bayrağımızı, dirliğimizi, birliğimizi savunuyorlar.
Tıpkı Çanakkale'deki, istiklal harbindeki gibi, Arnavut'u, Boşnak'ı, Tatarı, Türkmen'i, Kürd' ü gibi bu vatan için şehit düşmüşler, yan yana yatıyorlar. Bizlere bu yurdu hediye etmişler.
İstiklal marşını hep bir ağızdan söylüyoruz. Bu vatan bizim.
Ruhları şad olsun.
Onların şehadetleri yeter.
Ne Mutlu Türküm diyene.