Zafer Çatel yazdı.

Bir zamanlar, Tayyip Erdoğan merkez bankasının tıka basa dövizle dolu olduğunu, her şeyin iyiye gittiğini söylüyordu.
CHP' ye teslim edilmesi halinde hazineyi har vurup harman savuracaklarını, kasaların boşalacağını iddia ediyordular.
CHP ise, üretim ekonomisinden vazgeçtiler. Üretim unutuldu. Köylü unutuldu. Hayvancılık çoktan unutuldu.
Her şeyi ithal eden bir Hükümet var… İçeride yapabileceklerimizi dışarıdan ithal ediyoruz.
Et ithal ediyoruz!
Saman ithal ediyoruz!
İthalat aldı başını gidiyor. Bu sürdürülemez diyorlardı.
AKP bu eleştirilere kulaklarını tıkıyordu. Çok şükür dolarımız var diyorlardı.
İTHALAT BAĞIMLILIĞI...
Her geçen gün ithalat bağımlılığımız artıyordu...
İnşallah, maşallah ekonomisine dönülmüştü...
Cari açık, ucuz ithalat ile patlatılmıştı.
Tüketime dayalı kalkınma modeli iflas etmişti.
Şimdi, Başkan Erdoğan üretelim, üretelim diyor...
Neyle, nasıl, neyi üreteceğini söylemiyor!
Bunca dolar bağımlılığından sonra nasıl üreteceksin, bu maliyetlerle nasıl üretim yapacaksın?

Satılmadık neyimiz kaldı.
Telekom satışından zaten bankalar kazığa oturdular.
Satılmadık limanlarımız kalmadı.
O halde bu ne demek?
Ekonomik tablo iç açıcı değil...
Son bir ayda doları olan parasını TL olarak 5' e katladı...
Kimler zengin oldu?
Dönemin zenginleri?

Dolarla işlem yapan demir aldı başını gidiyor...
Ticaret savaşların tam göbeğinde kaldık...
Allah sonumuzu hayır etsin.
İnşallah maşallah ekonomisinin sonuna geldik...
Dolar 3.65'e düşer inşallah!

TÜRKİYENİNİ YAPISAL SORUNLARI VAR.
Olan olmuş, bundan sonra yeni bir sayfa açılması lazım. Şunu yapacağılar demekten bıktık. Şunu yaptık dönemine geçmeli.
Satır başları ile;
-Yönetim sorunları.
-Bütçe açıkları sorunları
- Cari açık sorunları
-Tasarruf sorunları
-Savurganlık sorunları
-Eğitim –üretim insan kaynakları sorunları.
-Liyakat sorunları
-Üretim sorunları
-Finansal sorunlar
Bu sorunlar akıl ile çözülür...
Hamasetle, öfkeyle çözülebilecek ya da kahramanlık ve milliyetçilik söylemleriyle çözülebilecek sorunlar değil. Zaten erken seçimin de gerekçesi temelde ekonomik nedenler değil miydi? Dolayısıyla seçim sonrasındaki iktidarın karşılaşacağı ya da muhalefetin önüne çıkacak sorunlardı bunlar. Mesele yaşanmakta olan bu ekonomik çıkmazın nereden kaynaklandığının görülmesidir.
Peki, görülüyor mu? Hayır…
16 yıllık AKP hükümetini ve iktidarı destekleyen uluslararası finansal sermaye Türkiye'den yavaş yavaş çekilerek çıkıyor.
Şimdi yeniden bir durum değerlendirilmesi gerekiyor. Ortak akıl devreye girsin deniliyor. Peki, ortak akıl kimlerden oluşacak? Kim tespit edecek?
Şimdiye kadar o kadar çok ortak akıl içinde akıl daneleri gördük ki. Eğer onlar ise vay halimize?
DESTİCİNİN DİKKAT ÇEKEN DEMECİ…
Diyor ki; dolar üzerinden yapılan spekülasyonlara alkış tutanlarla yüzleşmenin zamanının geldi: 'Şimdi diyoruz ki, Türkiye'nin ABD karşısında dolar üzerinden maruz kaldığı bu ataklara sevinenler, şakşakçılık yapanlar, Türkiye'nin ekonomi üzerinden maruz kaldığı manipülasyonlara destek çıkanlar, ülkemizin büyümesini, güçlenmesini ve bağımsızlığını hazmedemeyenler Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşlığından çıkarılmalıdır.'
Bu öneriyi destekliyorum... Ama nasıl olacak bu? Zira dolar çıkınca o kadar çok şak şakçı var ki. Ne yazık ki birçoğu muhafazakar, sözde millici, mütedeyyin kesimden. Biz de hiç dolar olmadı ki?
Bir dolarlar bile onlardan çıkmadı mı?
Hepsini vatandaşlıktan çıkartalım. Mustafa Kemal'in yolundan giden 'Millici Devrimciler' ABD defol dediklerinde, mütedeyyin, muhafazakar kesimler tam bağımsızlığı savunanlara neler söylemiştiler neler? 'Ortanın solu Moskova'nın yolu' diyen şimdiki modern tesettürlü muhafazakarlarda artık, Moskova'nın yolundan gidiyor...
Hatırlatalım! dedik.
AMERİKAN TIRAŞI MI, ALABROS TIRAŞI MI?
Adını Amerikan tıraşı olarak bildiğimiz tıraşı aslında Osmanlı tıraşıdır bunu bilin. Bakın Osmanlının arşiv resimlerine.
Bazı berberler, tepki olarak 'Amerikan tıraşı yapmıyoruz' diye kampanya başlatmışlar.
Peki, ne tıraşı yapıyorlar? Alman mı? İtalyan kesimi? Yoksa Fransız mı?
İş bu noktaya geldik...
Öyle tıraş edildik ki, tam Alabros 'tur... İsterseniz adına Amerikan tıraşı deyin.
Aslında o tıraş modeli bizim Osmanlı tipi tıraştır. Aslı da o dur. Hem yerli hem milli...
Özellikle pehlivanlar tarafından 'usturaya' da vurulur. Kafadan tutulmasın, kaysın diye.
Stratejik ortak bizi Alabros tıraş yaptılar.
Önemli değil. Onlar bizi tıraş ettiler ama bizim saçımız, kılımız şimdi daha gür çıkacak. Berberler merak etmesin...
Bazı berberler çağ atlamışlar. Teknolojiyi yakından takip ediyorlar. İndirdikleri yeni tıraş programları var. Yeni saç modelleri bilgisayarda. Uluslararası berberler federasyonu üyesi olanlar bu programı kullanıyorlar... Tıraş çeşitleri… Berber koltuğuna oturmadan önce asistan sana tıraş şekillerini gösteriyor...
Sen birisini seçiyorsun...
Nasıl olsa politikacıların hamsi tıraşlarına alıştırılmadık mı?
Sonra kafanı camdan bir Cam fanusun içine koyuyorlar. IPOHENEDEN enter tuşuna basıyor. Cihaz komut aldıktan sonra, içinde 'oynar başlıklı bıçaklar' var!
Saçını seçtiğin modele göre tıraşını birkaç dakika içinde yapıyor.
Yapılan saç tıraşının modelini belirten Printten de bir çıktı veriliyor.
Kesilen saç miktarını, modelini, saçın cinsini, analizini falan yazıyor... Yapay zekalı saç tıraş cihazı...
Yapay zekalı bir robot aslında.
Berberlerin adı da saç tasarım merkezi olmuş.
İstediğin modele göre kesim yapıyor. Teknolojide geldiğimiz son nokta. Sen yerli ve milli saç tıraşı yaptırsan bile ne yazık ki yazılımı Amerikan...
Tıpkı blucin, spor ayakkabılardaki marka hastalığı olduğu gibi.