21 MART Eskişehir’de karlı bir gün. Gece lapa lapa yağdı. En soğuk günlerden biri…

Mart kapıdan baktırır, doğal gazı yaktırır…

Sonra cepler yanar…

Klavyenin başındayım. Cumartesi için yazıyı yazıyorum…

Haftada 6 gün…

Artık beni de bunaltmaya başladı…

Hükümet acil bir karara alarak promosyonları arttırmışmış… Müjde buymuş…

Emeklilere promosyon müjdesi…

Yani emekliye zam yok promosyon var. O da zorla değil. Bankaların keyfine kalmış. Bir parmak bal çalmak istiyorlar. Ancak emeklilere Temmuz ayından beri bu numarayı çekiyorlar. Emekli bu numaraları yemiyor artık.

Seyyanen çözemediklerini bankaların sırtına yüklemek istiyorlar.

Şimdi emeklilere sıra geldiğinde ölmelerini bekliyorlar. Sandığa giderken emekli çok öfkeli.

Vaatlerinde bütün belediye başkanları emekliye takviye yapacak…

Nasıl yapacak? Neyle yapacak bu belli değil…

Her şey kazanmak için kurgulanmış.

Erdoğan’a kimse güven duymuyor.

AKP bunu görmezden geliyor.

Yalan dolanla milleti kandırsalar da, yaptıkları vicdanlara sığmıyor…

Emekliyi kök maaşla kandırıyorlar…

+++++

Modern dünyamıza artık propaganda teknikleri çok değişti. Kim ne zaman ne söylemiş, anında “Google” amca yanıtlıyor.

Bizlere büyük kolaylık.

2019’da ne vaatler verilmiş. Lansmanlarında hangi projeler 5 yıl içinde yapılacakmış. Sonra hangi projelerin ne kadarı yapılmış mı yapılmamış mı?

Akıbetleri ne olmuş. Neden olmuş?

Hepsini dökülüyor…

Yalanlar ortaya bir çıkıyor ama adayların mal varlıkları nedense çıkmıyor.

Açıklayın şu mal varlıklarınızı şeffaflık adına! Korkmayın, merak etmeyin. Kimse size nereden buldunuz diye sormuyor nasıl olsa…

Yeter ki, Mısır’daki en büyük dedemden miras kaldı demeyin.

++++++

TV’deki söyleşileri izliyorum. Vallahi tadı tuzu kalmamış. Aslında adayları her yönüyle tanımak, tanıtmak bilgilendirmek terine ne yapılıyor…

Adayları cilalatama programları düzenleniyor. Bir tür halkla ilişkiler… Adına “gazetecilik” diyoruz. Gazeteciliğin temel anlayışını ve anlamlı farklarını ilmiyoruz…

Parlatalım beyler ayna gibi olsun. Bu repliği hatırlarsınız belki. Görüyoruz.

Bu programların büyük bir bölümü paralı. İktidarda olan parti varsa yağmur gibi reklam alıyorlar. Veya sponsor programlar yapılıyor…

TRT halktan kesilen paralarla konfor içinde yaşarlarken, yerel özel TV’ler ise,  ay sonunu kazasız belasız nasıl getireceklerini, uydu kiralarını nasıl ödeyeceğiz diye kara kara düşünüyorlar.

+++++

Türkiye’de 81 vilayet var. Konuşulan hep İstanbul ve İlçeleri…

Diğer büyükşehir belediyeleri? Ara sıra ismini geçiriyorlar.

Billboardlar bakıyoruz. Adayların posterlerine yakından bakıyoruz. Hemen hepsi fotoşoplu. Sanki pop yıldızı veya artistik pozlar.
Eskiden bunlar yoktu. Tabii siyaset vardı. Yüz yüze. Meydan mitingleri. Sıcak iletişim. Şimdi iletişim dili çok soğuk...

Neden? Açık tartışma programları yok sorusunun gizemi burada. Adaylar istiyorlar ki, bize verdiğimiz çerçeve içinde sorular sorulsun.

Sipariş. Gerçeği yansıtmayan sorular ve cevaplar. Angaradan abim geldi.

Hoj geldi, beyav…

+++++

KAZIM KURT başarı hikâyesini anlatıyor.

Nasıl anlatıyor?

Yaptığı eserlerle.

Her gün muhteşem bir sosyal tesis açıyor.

Eser belediyeciliği.

Gerçekten başardığı Odunpazarı’nı niteliksel olarak değişime uğratmış.

Tabii çok büyük bir ilçe. Kaynakları kıt. Buna rağmen başarı hikâyesi yazmış.

+++++

Matematiksel analiz yapıyorum… Hani en başarılı belediye kim diye?

Bütün verilerde Odunpazarı en başarılı çıkıyor.

Ölçümlemeler nasıl değerlendirildi?

Son beş yıldaki yıllar itibarıyla bütçeler. Gerçekleşme oranı.%80’lerde.

Gerçekleşen fiziki yatırımlar. Bu yatırımların reel değerleri. Sosyal fayda analizleri. İnsan kaynaklarının etkin kullanıp kullanılmadığı. Diğer sermaye yatırım mallarının işlevleri ve verimliliği… Seçim dönemlerinde verilen sözlerin gerçekleşme oranları.

Bütçe hedefleri, borçlanması, borçlanma maliyetleri ve bütçeye oranları. Nakit akım tablosu ve hedefler.

Yeni nesil belediyecilik VİZYONU…

Boşuna halkçı başkan dememişler.