Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO) 2050 yılına kadar dünya nüfusunun dokuz milyara ulaşacağı öngörüsünü aktaran Diyetisyen  Uzman Diyetisyen Pakize Gizem Akgül, bu süreçte sürdürülebilir beslenme alışkanlıklarının daha da önem kazanacağını belirtti. "Sürdürülebilir beslenme, gıda güvenliğini sağlarken çevreye en az zararı vermeyi ve gıda israfını minimize etmeyi amaçlar" diyen Akgül, bu tür beslenme alışkanlıklarının, gelecek nesillerin sağlığını ve gezegenimizi korumak için kritik olduğunu ifade etti.

Günümüzde işlenmiş gıda, fast food ve yüksek kalorili Batı tipi beslenme alışkanlıklarının, sadece insan sağlığını değil, çevre sağlığını da olumsuz etkilediğini dile getiren Akgül, bu olumsuz etkilerin azaltılması için beslenme tercihlerimizin gözden geçirilmesi gerektiğini vurguladı.

Daha Az Hayvansal Gıda, Daha Fazla Bitkisel Beslenme
Akgül, "Karbon ayak izi", yani besin üretimi ve tarım faaliyetlerinin iklim değişikliğini etkilemesini, sera gazı emisyonlarının artmasına yol açmasını ele aldı. Özellikle hayvansal kaynaklı besinlerin aşırı tüketiminin yüksek karbon ayak izine neden olduğuna dikkat çekti. Diyetisyen Akgül, bu konuda daha az hayvansal gıda ve daha fazla bitkisel protein kaynağı tercih edilmesi gerektiğini belirtti.

Ayrıca, yapılan bir araştırmanın vegan diyetinin karbon ayak izinin et tüketenlere göre yüzde 60 daha düşük olduğunu gösterdiğini ifade eden Akgül, buna karşın vegan diyetinin bazı besin öğeleri konusunda eksiklikler yaratabileceği konusunda da uyardı.

Glutatyon nedir? Glutatyon üretimini artıran besinler... Glutatyon nedir? Glutatyon üretimini artıran besinler...

Hem Ulaşılabilir Hem de Sağlık
Akgül, geleneksel ve sürdürülebilir bir beslenme modeli olan Akdeniz diyeti hakkında da önemli bilgiler paylaştı. 2019 yılında yapılan bir araştırmanın, Akdeniz diyetini en sürdürülebilir diyet modeli olarak tanımladığını belirten Akgül, bu diyetin et tüketimini sınırlarken, işlenmiş gıdaların minimum düzeyde tüketilmesini önerdiğini söyledi. Akgül, Akdeniz diyetinin, zeytinyağı, meyve, sebze ve tahıl gibi besinlerle dengeli ve sağlıklı bir yaşam tarzı sunduğunu vurguladı.

"Akdeniz diyeti, hem ulaşılabilir hem de uygulanması kolay bir beslenme modelidir" diyen Diyetisyen Akgül, özellikle zeytinyağı, süt ve süt ürünleri ile ılımlı miktarda kırmızı et tüketimini önererek, sağlıklı ve çevreye duyarlı bir beslenme tarzının temelini attığını belirtti.

Sonuç olarak, Akdeniz diyeti sadece sağlığı değil, çevreyi de koruma amacı güden sürdürülebilir bir beslenme modelidir. Diyetisyen Akgül'ün vurguladığı gibi, gelecekte sürdürülebilir beslenme alışkanlıkları, sağlıklı bir yaşam ve gezegenimiz için kritik bir rol oynayacak.

Kaynak: HABER MERKEZİ