Dünya genelinde en çok ölümle sonuçlanan sağlık sorunlarının başında kalp hastalıkları yer alıyor. Bu konuda açıklamalarda bulunan Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Kaplangöray, kalp hastalıklarıyla ilgili risk faktörleri taşıyan bireylerin dikkat etmesi gereken önlemleri vurguladı.
"SPOR YAŞAMIN BİR PARÇASI HALİNE GELMELİDİR"
Doç. Dr. Mustafa Kaplangöray, özellikle 40 yaşından sonra düzenli sağlık kontrollerinin ihmal edilmemesi gerektiğini de hatırlatarak, “29 Eylül Dünya Kalp Günü ile kalp hastalığının farkındalığının arttırılması, kalp hastalığına yönelik tedbirlerin alınmasına yönelik duyarlılık oluşturulması amaçlanmaktadır. Kalbi ve damar sistemini etkileyen hastalıkların tümüne kardiyovasküler hastalıklar diyoruz. Tütün kullanımı, aşırı düzeyde alkol tüketimi, obezite, hareketsizlik, şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği ve genetik olarak ailede kalp rahatsızlığı bulunuyor olması kalp hastalıkları için risk faktörlerindendir. Yine belli bir yaştan sonra kalp hastalıkları riski özellikle damar hastalığı riski artmaktadır. Cinsiyet olarak ise erkeklerin kadınlara göre kalp hastalığına yakalanma oranı daha fazladır. Önlem almak ise bu risk faktörlerini önceden bilmek ve bunlara yönelik tedbirleri almaktan geçer. En basit önlem hareket etmektir. Sporun yaşam tarzının bir parçası haline getirilmesi gerekir. Haftada en az 5 gün ve 30-40 dakika orta şiddetli efor önerilmektedir. Diğer bir önemli nokta beslenme. Günümüzün beslenmesi şeker, tuz ağırlıklı, doymuş yağ asiti oranı yüksek, trans yağdan ibaret. Bu beslenme tarzı kalp hastalıkları, diyabet ve kolesterol için risk faktörüdür. Kalp sağlığı için meyve sebze ağırlıklı, işlenmemiş tahıl taneleri (kavrulmamış, tuzlu olmayan) besinlerin tüketilmesini öneriyoruz. Özet olarak Akdeniz tipi beslenme genellikle kalp hastalıkları için önemlidir ve kalp hastalıkları riskini düşürür” dedi.
40 YAŞ SONRASI AMAN DİKKAT!
Kaplangöray açıklamalarına şöyle devam etti: “Kalp sağlığında diğer bir önemli nokta obezite ve kolesterol. Bunlar hem hareketsizlikle bağlantılı hem de beslenme ile yakın ilişkili bir durum. Çocukluk çağından itibaren beslenme bozukluğuyla beraber gelişen obezite ve hareketsizlik, ilerleyen yaşlarda kalp hastalıklarının daha erken görülmesine sebep olmaktadır. 40 yaşından sonra da yaş, sigara, kolesterol düzeyi, cinsiyet, tansiyon düzeyi bazlı bir skorlama sisteminden geçmek lazım. Bizim kullandığımız skorlama sistemleri var. Dediğim bu risk faktörleri baz alınarak 10 yıl içerisinde kardiyovasküler hastalık kaynaklı ölüm riski belirlenir. Belli bir riskin üzerinde ise tedbirler alınır. Gerekirse ilaç tedavisi, tansiyonun kontrol altına alınması, kolesterolün kontrol almasına yönelik tedbirler alınır.”