Bu sözlerin sahibi sayın Cumhurbaşkanımız ve AK parti genel başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan’ a  ait..

Son 21 yılda emeklilerin hayat kalitesini yükseltecek adımlar attık. Emekli Sorunları çözmek için tüm imkânlarımızı seferber ediyoruz. Biz meydanlarda söz verip sonra unutanlardan değiliz. Bizden öncekilerin yaptıkları yanlışları tekrarlamamakta kararlıyız. Bu ülke meydanlarda vaat yarıştıranlardan çok çekti. Böyle bir hataya yeniden düşme lüksümüz yoktur.” 

Bu lafları duyunca şaşırdım kaldım. Çünkü söylemleri doğru değildi.. Çünkü İstanbul Planlama Ajansı’nın geçen ay yayımlanan “Enflasyon ve Kronikleşen Yoksulluğun Gölgesinde Geçim Mücadelesi: Emekliler” başlıklı 45 sayfalık raporu inceledim. Sizlerde açık kaynaklardan okuyabilirsiniz…

Akademik nitelikli bir araştırma..

 “Son 21 yılda emeklilerimizin hayat kalitesini yükseltecek adımlar attık” iddiasının doğru olmadığını gördüm. 

Neden mi?

“Türkiye’de satın alım gücünün giderek düştüğü emekli aylıklarına yönelik olarak 2010 yılında asgari emekli aylığının değeri 11.4 gram altın veya 453.4 ABD doları yaparken günümüzde bu değerler 4.4 gram altın ve 319 ABD doları olmuştur. 2010 yılında asgari ücretin üstünde olan emekli maaşı günümüzde asgari ücretin yarısına denk bir hale gelerek emeklileri çalışmaya zorlamıştır.”

Raporda daha neler var..44 ülke arasında sondan 2.ciyiz..Yaşam kalitesi olarak Hindistan’ı geçmişiz..

Emekliler 2. Bir işte çalışmalarını nedeni ise maaşların yetersizliğidir. Uğradıkları haksızlıklardır.

Emekliler aynı zamanda gıda ve giyim harcamalarında daha ucuz ürünlere yönelmeye başlamışlar. Bu doğal… Esas olan, temel gıda ve ihtiyaçlarını karşılayabilmek… Yetmiyor. Eğer evlatları hayırlı ise, onların destekleri ile yaşamlarını sürdürüyorlar.

Bir yaşlılıktan dolayı hastalık halleri var ki hiç sormayın!.

Peki, çözüm ne? Kısa vadede çözüm yok. Çünkü Devletin hesabı, kitabı karışmış, işletim sistemi çökmüştür. Oy uğruna, iktidarda kalmak uğruna, sözde demokrasi uğruna SGK aktüeriyle dengeleri bilerek ve isteyerek kaos oluşturulmuştur…

Bir çok işverenlerin, iş insanların SGK prim  borçları silinmiş veya affedilmiştir..

Devlete güvenerek tavandan tüksek prim ödeyenler ile,360 gün en düşük prim ödeyenler arasında hiçbir fark kalmamıştır.

Yıllar itibarıyla emeklilerin satın alım gücü enflasyon nedeniyle aşınmıştır.

Yapılacak olan aslında bellidir.

Karmakarışık olan SGK da devrim yapmak ve genel bir tek tip emeklilik tablosunu belirlemektir..

Gün sayısı.

Aynı prim oranı.

Eğitim durumu.

Çalışma yılı ve yaşı gibi temel kriterler konulmalı, bütün imtiyazlar ortadan kaldırılmalıdır. İmtiyazlı emeklilik dediğimiz işte askeriyede, poliste, basın dünyasında ilave yıllar. Çalışmış gibi kabuller. İşte kadrosuzluk nedeniyle verilen avantajlr

Eğer bir pozitif ayırımcılık olacaksa o da sakatlanmış, malul olmuş ve kadınlar için olmalı..

Böyle olunca da kıyametler kopacaktır…İmtiyazlı emekli maaşı alan Cumhuriyetin saltanat memurları olduğu gibi, bu düzenin saltanatını sürdüren oligarkları da baş kaldıracaktır..

CİDDİ BİR REFORMA İHTİYAÇ VAR…

Basit ve anlaşılır olmalıdır.. SGK’ dan ayrılarak bağımsız, denetlenebilir ve şeffaf bir emeklilik kurumu olmalıdır.

Emekli sandığı dâhil, diğer bütün bağ kur ve işçi emekli sandıkları lav edilerek kaynakları bu kuruma devir edilmelidir.

Herkes yatırdığı prim oranı, çalışma yılı, eğitim durumuna göre yeniden kademelendirilerek emeklilik tabloları tanzim edilmelidir..

Yoksa durum sürdürebilir değildir. Her an iflas bayrağını çekebilir. Bu kadar EYT emeklisinin yükünü kaldıramayabilir. Durum bunu gösteriyor..

Bir yerden başlanmalı.

Yoksa bu küfeyi kimse taşıyamaz! Onun için yağmur gibi zamlar geliyor…Onun için enflasyon düşmüyor..

Çünkü maliye bakanın tek bir görevi var. Sarayın harcamalarını finanse etmek.

Zira itibardan tasarruf olmaz.