Bir partilerin istediği adaylar vardır, bir partililerin istediği adaylar vardır, bir kişilerin istediği adaylar vardır, bir de toplumun istediği adaylar vardır.

Bugün Yılmaz Hoca ve Ahmet Ataç ise, sözünü ettiğimiz tarafların değil toplumun adayı haline gelmişlerdir.

Seçime girdikleri partinin hiç de önemi yoktur.

Çünkü onların karşılığı sokaktadır, onların karşılığı halktadır.

CHP yıllarca kendi adayını, adaylarını değil, toplumun istediği adayları göstererek Eskişehir’i kazanmıştır…

AK Parti, yıllarca hep bunun eksikliğini yaşadı.

Eskişehirlinin beklediği isimler yerine diğer kesimlerin beklediği adaylarla yola çıktı.

Bu yüzden seçimlere 1-0’ı geçtik hep 3-0 geride başladı.

Bırakın maçı kazanmasını farkı kapatma fırsatı bile bulamadılar.

Bugün bile koskoca iktidar partisi aynı kazanın içinde kaynayıp duruyor.

Herkes birbirine kimin adayının, kimlerin adaylarının, partideki hangi güçlerin adaylarının açıklanacağını soruyor.

Kimisine göre bu yarıştan galip çıkacak olan vakıflar olacak, kimisine göre genel merkezde yakınını bulanlar, kimisine göre vekiller belirleyecek adaylarını, kimisi de adayları teşkilatların belirleyeceğini söylüyor.

Ama AK Parti’nin adaylarını konuşanlar tek bir şeyi söylemiyorlar…

“AK Parti, toplumun belirlediği ve istediği isimleri aday yapar” demiyor, diyemiyor kimse.

Çünkü AK Parti, bugüne kadar bir kez olsun öyle bir şey yapmadı.

Kimin gücü kime yeterse mantığı ile seçimlere girdi.

Bu yüzden de hep kaybetti.

Ve yine aynı şeyi yaparlarsa şimdiden söyleyelim yine kaybedeceklerdir…

Dahası; “AK Parti, Eskişehir’i kazanmak istemiyor” düşüncesi artık kafalarda tamamen oturacaktır.

*************

OKTAY VURAL TÜM KAPILARI KAPATTI

Bu yazıya başlarken sormak istediğim bir soru var;

“Eğer Oktay Vural, seçim öncesi İYİ Parti’ye geçseydi ve bugünkü görevini yapsaydı İYİ Parti’nin vekil listesi böyle mi olurdu?”

Öncelikle bu soruya sizlerin yanıt vermesini isterim.

Zira önemli bir devlet adamının aynı ciddiyetle de partide görev yapacağını da işin içine katarak düşünmenizi istiyorum.

Aynı soruyu kendinize şu şekilde de sorabilirsiniz;

Oktay Vural İYİ Parti’nin o gün Siyasi İşler Başkanı olsaydı, İYİ Parti bugünkü krizleri yaşar mıydı?

Şimdi gelelim konumuza…

Önceki akşam Oktay Vural ES TV’de konuğumuz oldu.

Meslektaşım Kerem Akyıl ile sorularımızı canlı yayında yanıtladı.

Özellikle ittifaklar konusunda çok net ve bundan sonraki sürece dair belirleyici söylemlerde bulundu.

İYİ Parti’nin her koşulda hem zeminde bundan sonra asla ittifak yapmayacağını söyledi.

O sırada şu soruyu yönelttik kendisine;

“Sayın Meral Akşener, İmamoğlu ve Yavaş’ı Cumhurbaşkanı adayı olarak göstermişti. CHP’de de bir yönetim değişikliği oldu. Bunları bir araya getirdiğinizde en azından İstanbul ve Ankara için CHP ile bir ittifak yapılır mı?”

Sayın Oktay Vural, yine kapıyı sert biçimde kapattı.

Özetle dedi ki;

“Meral Hanım, İmamoğlu ve Yavaş’ı İYİ Parti istediği için değil, toplumun beklentisi olduğu için öne çıkardı. Hem İmamoğlu hem de Yavaş bizim değil halkın istediği isimlerdi. Bu yüzden konuyu oraya bağlayıp bir ittifak içerisine kimse bizi sokmasın. İttifaklar konusunda kapımız artık kapalıdır.

İYİ Parti ittifaklarla, sayısal çoğunluklarla değil, kendi siyasi duruşu, politikaları ile milletten oy alıp temsiliyet kazanmak istiyor”

Gördüğünüz üzere, partinin en üst kurmayı, ittifaklar konusunda son derece kararlı ve net konuşuyor.

Böylece ittifaklı seçim işi, Millet İttifakı için artık tamamen dağılmış ve asla da geri toplanamaz bir hale bürünmüş oluyor.

***************

ŞAMPİYON GİBİ OYNAMAK!

Eskişehirspor camiası, Kaynaşlı deplasman maçını ES TV’den izledi.

Dünyanın dört bir köşesinden taraftar dikkatle maçı izleme imkânı buldu.

Buldu ama sahada görünenler biraz can sıkıcıydı.

Ligin en iyileri alındı denilmesine rağmen hala bir ekip olunamamış izlenimini verdi Es-Es…

Son derece dağınık oynayan, herhangi bir taktik anlayıştan uzak, karambolden bulunacak pozisyonlarla gol bulmayı umut eden bir takım gördük karşımızda…

Rakibin son derece acemi olması ancak biraz işi kolaylaştırdı.

Bu sayede 1 Puan deplasmandan alındı gelindi.

Ancak zorluk derecesi çok daha yüksek maçlar olacak.

O maçlarda da bu performans ortaya konulursa işler başlamadan bitebilir Es-Es için…

Nihayetinde ortada girilmiş onca pozisyona rağmen bir şanssızlık, futbolun cilvesi, kadersizlik gibi nedenlerden dolayı kaybedilmiş puanlar yok.

Ortada “Şampiyon takım gibi oynamayan bir takım var”

Umarız en kısa sürede toparlanır.

Çünkü şampiyonluk yolunda, kayıp puanların ardından “Olur öyle şeyler” diyecek lüksünüz yoktur…