Hüseyin Güven

Ne tuhaf bir çağ… Herkes yazıyor, çiziyor, yakınıyor, anlatıyor da kimse okumuyor, görmüyor, dinlemiyor… İnsan, boğuluyor… Ali Teoman bir başka kitabında, 'Herkesin anlatacak bir öyküsü vardır, dinleyecek birini bulabilmektir önemli olan.' Diyor…
Kim bilir! Belki de bugün birileri öykümüzü dinleyecektir… Diyerek başlayalım bugünkü yazımıza…
***
Köşemizi takip edenler bilir… Sağlık, Eğitim, Öğretim, Üretim önceliklerimizdendir…
Az sonra detaylarını vereceğimiz güzellik, Eğitim ile Üretimin iç içe geçtiği, örnek alınası bir proje…
Geçtiğimiz hafta Alanya Yat Limanı'nda 'Şehirler ve Kokular etwinning projesi için 81 il ve Kıbrıs'ın katıldığı bir Festival düzenlendi Alanya'da…
Kent'imizi ise Şehit Mehmet Taş İlkokulu Fatma Uysal (Öğretmen 4C) ve Ayşegül Akdemir (Okul Müdiresi) önderliğinde 5 öğrenci ve öğrenci velileri temsil etti…
Güçlü bir temsil olmuş… Olmuş diyorum çünkü festival öncesini, anını ve sonrasını bizzat Fatma Öğretmenden dinledim…
Ömer Kurtoğlu, Azra Yılmaz, Burak Özkan, Ertuğ Karip, Ceylin Gül ve öğrenci velileri temsil etti…
ŞEHİRLER VE KOKULAR ETWİNNİNG PROJESİ…
Projenin adı 'Şehirler ve Kokular Etwinning projesi'
İşin güzel yanlarından bir tanesi de bu projeye hiç deniz görmemiş, otelde kalmamış, tatil yapmamış ve hiç uçağa binmemiş dezavantajlı köy çocuklarının seçilmesi…
Neredeyse tüm illerde bu böyle olmuş, küçük görülebilir lakin önemli /anlamlı bir detay…
FATMA UYSAL ÖĞRETMEN ANLATIYOR…
- Bu projede 'her şehrin bir kokusu vardır' diyerek yola çıkıldı...
- Bizlerde Kent'imizde bu kokuları araştırıp bir araya topladık ve Alanya'da muhteşem bir festivalle tüm Türkiye' ye Eskişehir'imizi tanıttık...
Alanya buram buram Türkiye kokmuş…
Devam ediyor Fatma Öğretmen;
- Türkiye'nin dört bir tarafından 400 öğretmen ve öğrenci 5 aylık bir çalışmanın ardından bir araya geldik…
- Bu proje eşsiz bir proje, çünkü projenin masrafları Türkiye'de ki gönüllüler tarafından karşılanmış…

Fatma Öğretmen bir hususa özellikle dikkat çekiyor…
- 'Özellikle öğrenci velilerimiz harika iş çıkardılar… Nasıl bir emek verdiler inanamazsınız... Aylarca en küçük detaya kadar çalıştılar… Kendilerine tekrar tekrar teşekkür ediyoruz' diyor…
Anlayacağınız /öncesinde gerçekten büyük bir emek var…
Öğrencisinden velisine, öğretmeninden okul müdiresine kadar büyük bir emek…
İşte tamda bu durum önemsediğim 'Eğitim ve Üretimin kardeşliğine' güzel bir örnek teşkil ediyor…
***
Öyle güzel şeyler olmuş ki yaz yaz bitmez…
- Diğer bir kazanım ise öğrencilerin Türkiye'nin en büyük yatında Cumhuriyet Balosu'na katılıp coşkulu bir şekilde Cumhuriyet Bayramı'nı kutlamaları olmuş…
- 81 ilden getirilen toprakla Türkiye ağacı dikilmiş…
- Bir sonraki gün ise mihmandarlar eşliğinde Alanya'nın güzellikleri gezilmiş…
Fatma Öğretmen 'En başta proje hazırlık aşamasında bizlere destek veren öğrencilerimize, velilerimize ve okul müdiremize /yöneticilerimize teşekkür ediyoruz.' Diyor ve ilave ediyor…
'Ayrıca Alanya Kaymakamına, Alanya İlçe Milli Eğitim Müdürüne, Alanya Belediye Başkanına, proje sorumlumuz Fatma Ayan öğretmenimize, proje yardımcımız Yasemin Arı Gürel öğretmenimize çocuklarımıza ve bize gösterdikleri misafirperverlikten dolayı çok teşekkürlerini ifade ediyor…
Tebrikler Fatma Öğretmen,
Tebrikler destek veren müdire hanım ve yöneticiler,
Tebrikler, öğrenciler, veliler,
Tebrikler, Şehit Mehmet Taş İlkokulu…
Ves'selam
///////////////////////////////////////////////////////////
CADILAR BAYRAMI VE TÜRKİYE…
Yaygın görüşe göre Cadılar Bayramı 31 Ekim'de Avrupa'da ve Amerika'da Hristiyan aleminde kutlanan bir bayram…
Dünyanın birçok ülkesinde Cadılar Bayramı kutlanmıyor... Hatta bazı Hristiyanlar da Cadılar Bayramı'nı şeytanın doğum günü olarak görüyor ve kutlanmasına şiddetle karşı çıkıyorlar…
Ülkemizde de dar bir çevre ile de sınırlı olsa (maalesef) kutlanmasına başlandı 'Cadılar Bayramı'
Cadılar Bayramı nedir, neden kutlanır, nasıl doğmuştur diye araştırmıştım yıllar önce…
İşin garip tarafı nasıl kutlanır? /detaylı bilgi mevcut… Siz hiç milli ve dini bayramlarımız nasıl kutlanır diye detaylı çalışma gördünüz mü? Cadılar Bayramının var!
***
Tarihçi Murat Bardakçı'nın kısa bir söyleşisine denk geldim /paylaşayım
'Bu inanış eski Mezopotamya kültürüne mahsustur... İnsanlar binlerce sene boyunca yedi adet yıldızdan meydana gelen Ülker takımyıldızı gündüzleri ortaya çıkınca bayram etti… Ama geceleri görününce de korkuya kapılıp hediyeler sunmuşlardı' İskender ile Ptolome'nin sonraki asırlarda Doğu'ya yaptıkları seferlerde Mezopotamya ile Şark'ın inanışlarını yazıya geçirtmelerinin ardından bütün bu adetler Batı dünyasına gitti, zamanla Roma'ya intikal etti, oradan diğer medeniyetlere de yansıdı, birbirlerinden farklı etnik gruplar tarafından da benimsendi ve bu gruplardan biri olan Keltler, Ülker'in gündüz kaybolup gece ortaya çıkması inancına 'Samhain' dediler, Samhain zamanla 'Halloween', yani 'Cadılar Bayramı' halini aldı…' diyor..
*Kelt geleneğine göre 1 Kasım hasat mevsiminin bittiği gün…
*Hasadı bol olanlar için mutlu, hasadı az olanlar için mutsuz bir günmüş…
*Hatta verimsizliği huzursuz ruhlara mal ederlermiş… Ölümden sonra huzur bulamayanlar, cinayete kurban gidenler, dünya işlerini yarım bırakıp ölenler 31 Ekim'de dünyaya dönüp onları lanetlediklerine inanmışlardır…
*Evlerinin önüne yiyecek ve içecek bırakıp onlar ile dost olduklarını göstermeye bile çalışanlar olmuş… Kutlayanlar zamanla gelenekselleştirmiş…
*Bazı kaynaklarda, bu geleneğin M.Ö. 4000 yılına kadar dayandığı bile düşünülüyor... Bu gece ölülerin dünyaya döndüğüne ya da yaşayanlarla ölüler arasındaki duvarın kalktığına inanılıyor…
*9. yüzyılda göçmenler ile Amerika'ya da ulaşan Cadılar Bayramı, abartılı, şaşaalı, içi boş şişirme Amerikan kültürü sayesinde büyüyerek bugünkü halini almış…
Toparlamak gerekirse;
*Kentlerin yazın bittiği, kışın başladığı günde geçiş zamanının işareti olan festival…
*Pagan geleneği olarak İngiltere'de kutlanmaya başlanmış…
*Hıristiyan geleneğine göre148. yy. Bu gün azizler günü, arifesini de cadılar bayramı olarak ilan ediliyor…
ÜLKEMİZDE 'CADILAR BAYRAMI'
Kaynaklarda ne yazıyor hep birlikte okuduk…
Gelelim bizi /Ülkemizi ilgilendiren tarafına… Tarihi kaynaklarda yazılanlara göre 'Cadılar Bayramı' diye adlandırılan bu günün Türkiye'de kutlanmaması, kutlansa da dar bir çevre tarafından kutlanması gerekiyor değil mi?
Akıl, fikir, izan, mantık bunu böyle kabul eder öyle değil mi?

Peki, gerçekler öyle mi?
Son yıllarda biraz daha fazla duyar olduk değil mi bu günün adını?
Eskiden sadece ünlüler(!) kutlardı eğlence mekanlarında… Ünsüzlerin haberi bile olmazdı…
Şimdilerde özellikle özel okullarda bugüne ayrıca önem verildiğine şahit oluyoruz…
Neymiş efendim İngilizce ders kitaplarında Varmış…
Bak hele! Gerekçe bu yani öyle mi kutlayan okullar? Buna çanak tutan öğretmenler?
***
Kutlayan ünsüzlere ne demeli!
Keltler kimdir bilmeyen, Pagan geleneğinden bir haber, azizler gününü okumamış, cadıyı kabak /kabağı oyuncak zanneden içi boş kafalara ne demeli peki?
İnanarak kutlayanlara diyeceğim bir şey yok Onlar Allah cc a havale… Derdim bunu bile-isteye yaygınlaştıran aklı evvellere…
HER ŞEY BİTTİ CADILAR BAYRAMI EKSİK KALDI!
Milli, dini bayramlar bitti, hepsini adam akıllı kutladık! Bir tek Cadılar Bayramı kalmıştı kutlamadığımız!
Allah cc aşkına ne örfümüzde ne adetimizde ne de kültürümüzde var böyle bir şey...
Yakında Paskalya'da kutlanır, #ekmeksiz bayramı da... Böyle giderse çocuklara vaftiz bile yaptırırlar /gıkımız çıkmaz...
Kutla değince b..unu çıkarıyoruz...
Yerin dibine batsın sizin cadılarınız..
YAZIK!
Göktürk Kitabeleri'nin (M.S. 735) sonunda Bilge Kağan şöyle hitap eder: '#Türk-Oğuz beğleri, milletim, işitin! Üstte mavi gök çökmedikçe, alta yağız yer delinmedikçe, senin ilini ve töreni kim bozabilir...
Ey Türk! Titre ve kendine dön!
Ves'selam