Deniz Çağlar Fırat

Bilindiği gibi 2014 yılında Nobel Ekonomi Ödülü'nü Fransız iktisatçı Jean Tirole almıştı. Ödül, Tirole'e 'Piyasa gücü ve regülasyon' konularındaki katkıları nedeniyle verilmişti.
Tirole'e bu ödülü getiren de aslında 2008 finansal piyasalar krizi oldu. Çünkü 2008'de, ABD'nin krize yakalanmasının temel nedeni, etkin regülasyon eksikliği idi. Bugün geldiğimiz noktada aslında bu konu sürekli gündemde.

Regülasyon bilindiği gibi, piyasa başarısızlıkları durumunda gerçekleştirilen devlet düzenlemeleri anlamına geliyor.

O zaman ödülün Tirole'e verilmesi şu anlama geliyor; 'Kararın verilmesinde her ne kadar 2008 krizi ve finansal piyasalar regülasyonu etkili olsa da aslında ödül, doğrudan regülasyon ekonomisine verildi.'

Tirole'un çalışması henüz Türkçeye çevrilmediği için kapsamlı şekilde inceleme fırsatımız maalesef olmadı ama çalışması hakkındaki bilgilere ve yapılan yorumlara internet aracılığıyla ulaştık. Bu çalışmalardan biri de Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Görevlisi Emrah Aydınonat'a ait.

KEYNES GERİ Mİ DÖNÜYOR?
Aydınonat diyor ki, 'Tirole'ün katkılarını kısa bir yazıda özetlemek neredeyse imkansız' bu yüzden kendisi Tirole'ün iktisada yaptığı katkıyı 7 ana maddede özetlemeye çalışmış. Biz de kendisinin yaptığı bu çalışmadan yararlanarak Tirole'ün neden Nobel'e layık görüldüğünü ve dünyanın iktisat politikalarının nereye yöneleceğini anlamaya çalışalım.

(1) Piyasalar her zaman etkin bir şekilde işlemez
Tirole diyor ki, 'Piyasalar, çoğu zaman iktisattaki tam rekabet idealinden oldukça uzaktır' Buna da elektrik piyasası, taksi piyasası, telekomünikasyon piyasası, enerji piyasası gibi piyasalarını örnek gösteriyor. Bu tip piyasalarda tam rekabet koşulları genellikle oluşmaz. Bu yüzden bu tip bazı piyasalara tek bir firma hakimdir. Bu bakışı biraz yerelleştirirsek OEDAŞ, Esgaz gibi kurumları örnek verebiliriz.


2) Aksak rekabet koşullarını anlamak önemlidir
İşte Tirole burada şöyle bir öneride bulunuyor; 'Tam rekabetin aksine, aksak rekabette firmaların piyasa gücü vardır. Mesela, fiyatları belirleyebilirler. Bu sayede, ürün ve hizmetlerini tam rekabete kıyasla çok daha yüksek fiyatlardan satabilirler. Dolayısıyla, bu piyasaların devlet tarafından düzenlenmesi, mesela devletin fiyatlara müdahale etmesi, sosyal faydayı arttırabilir.'

Bunun için de pratikte şöyle örnekler veriyor; 'Devlet, taksimetre tarifesini, kredi kartı minimum ödeme oranını veya internet bağlantı ücretlerini belirlemek gibi müdahalelerle tüketici refahını arttırabilir veya piyasaların daha iyi işlemesini sağlayabilir.'

Türkiye'de yapıldı…

(3) Devlet düzenlemeleri gereklidir ancak zordur
Bu tespitlere rağmen Jean Tirole, devlet düzenlemelerini tasarlamanın oldukça zor olduğunu da çalışmasında göstermiş. Bunu yaparken de bilgiyi temel almış. Yani, daha doğru ifadeyle bilgi eksikliğini…

Nitekim devletin bilgi eksikliğinin ne gibi sonuçlar doğurduğu, düzenlemelerin yerini yeni düzenlemelerin aldığı da bilinen bir gerçek. Gerek aksak işleyen piyasalar düzenlenirken gerekse kamu ihaleleriyle özel firmalara iş verilirken, devlet bu enformasyon/bilgi eksikliği sorunu ile karşı karşıya kalıyor. Jean Tirole'ün çalışması işte bu sorunun önemini ve etkili bir devlet düzenlemesinin zorluğunu daha iyi kavramamızı da göstermiş durumda.

(4) Devlet düzenlemeleri piyasaya özgü olmalıdır
İşte bu yüzden Tirole, devlet düzenlemelerinin piyasaya özgü olması gerektiğini ortaya koymuş. Çünkü her sektörün, her piyasa farklıdır. Belirli bir piyasada düzenleme yapabilmek için bu piyasanın işleyişi ile ilgili detaylı bilgiye ihtiyaç vardır. Genel geçer ilkelerle piyasalara müdahale etmek her zaman mümkün olamamakta.

(5) Kötü devlet düzenlemeleri maliyetlidir
Tirole diyor ki, 'Piyasa koşulları ve piyasadaki aktörlerin müşevvikleri dikkate alınmadan yapılan düzenlemeler toplum için maliyetlidir. Devlet müdahaleleri iyi tasarlanmadığı takdirde, kamunun değil, belirli firmaların işine yarayan sonuçlar ortaya çıkarabilir ve sosyal faydayı azaltabilir'

(6) Kötü devlet düzenlemeleri yolsuzluğa neden olabilir
Jean Tirole'ün yaptığı bir çalışma, çok daha iyi bir konuyu daha iyi anlamımıza neden olmuştur. Şöyle ki, firmalar, piyasanın işleyişini ve maliyetlerini devletten daha iyi bilir. Düzenleyici kuruluş da süreç içinde firmanın ve piyasanın yapısıyla ilgili detaylı bilgiye sahip olur. Her ikisi de piyasayı yüksek devlet otoritesinden daha iyi bildikleri için, düzenleyici kuruluş ve firma işbirliği yaparak yüksek devlet otoritesinden bilgi saklayabilir ve böylece enformasyon rantını paylaşabilir.

(7) Devletin amacı sosyal faydayı arttırmak olmalıdır
Jean Tirole, çalışmalarının çoğunda firmaların kar peşinde koştuğunu ancak yüksek devlet otoritesinin sosyal faydayı arttırmayı amaçladığını varsayar. Tirole, devletinin bu amaca ulaşmasının zor olsa da mümkün olduğunu göstermiştir.

Bu nasıl olacak peki?
Yüksek devlet otoritesi, doğru mekanizmaları tasarlayarak, kamu ihalelerinin maliyetini düşürüp ürünlerin kalitesini arttırabilir, düzenleyici kuruluşların firmalarla işbirliği yapıp sosyal faydayı azaltmasını engelleyebilir, aksak rekabetin zararlarını azaltabilir ve özelleştirmelerin belirli çıkar gruplarına değil topluma hizmet etmesini sağlayabilir. Tüm bunların olması için, yüksek devlet otoritesinin sosyal faydayı arttırmayı amaçlıyor ve Jean Tirole gibi iktisatçıların söylediklerine kulak veriyor olması gerekir.

Yüksek devlet otoritesi, kendi çıkarları peşinden koşarsa veya belirli çıkar gruplarına hizmet ederse, bunların hiçbiri olmaz.