Bu mevsimde her zamankinden daha çok gamlı, daha çok hüzünlüyüz. Covid 19'un baskısı bir yandan, sonbaharın ağırlığı bir yandan abandıkça abanıyor üstümüze.
Virüs belası, darmadağın etti duygumuzu da düşüncemizi de. Hasta mıyız, vak'a mıyız, potansiyel bulaştırıcı mıyız tam kavrayamıyoruz.
Daha çok alıngan, daha çok incinmiş, daha çok kaygılı, daha çok gücenmiş gibiyiz bu mevsimde sanki.
Hazan ve hüzün bir arada. Gönülde garip bir burukluk var. Arzuladıklarımız elimizden kaçıvermiş sanki.Sanki istemediğimiz bir şey birden başımıza gelivermiş.Tasa, üzüntü, gam, keder kaplayıvermiş sanki yanımızı yöremizi.
Dökülen yapraklar da sızlatıyor içimizi. Hısım akrabadan eş dosttan ebedi aleme irtihal edenlerimiz her gün daha da çoğalıyor.
Hastalıklar, hastalar bu illet virüsün de etkisiyle arttıkça artıyor.
En ufak şüphe, büyük bir hastalık belirtisi sanki.N'oldu, nasıl oldu anlayamadık. Yalnızlık da zor oldu insanlarla bir arada olmak da zor oldu şimdi.
Düşünmek mi, konuşmak mı, unutmak mı, susmak mı daha doğru karar veremiyoruz bir türlü.
Bencillikhangisi, sorumluluk nerededeğerlendiremez olduk. Yaptıklarımız hep kendimizi temize çıkarma mı onu da tam bilemiyoruzşimdi.
Kolay hangisi; zorlar, zorluklar daha ötede mi tam anlayamıyoruzşimdi.
Sevda mı, sevgi mi, aşk mı, muhabbet mi; istek m, tutku mu, arzu mu, heves mi takdir edemiyoruz. Hayal meyal geliyor çok şey.
Bilmiyoruz; bilemiyoruz çaba mı, başarı mı, sonuç mu, başlangıç mı yaşadıklarımız.
Dostluk mu, şefkatmi; sevgili mi, yaran mı, canan mı seçemiyoruz.
Bazı şeyleri ne kavrıyoruz ne anlıyoruz ne de akıl erdirmek için çabamız var.
Okuyoruz, yazıyoruz, çiziyoruz da aklımızda kalıyor mu, hayalimizde düşümüzde yaşıyor mu fark edemiyoruz.
Bildik mi, unuttuk mu, hatırlıyor muyuz, hatırlatıyor muyuz farkında değiliz.
Çözmeye çalıştıkça, çözdükçe kördüğüm olmuş içimiz.
İnce eler sık dokursun; hesap kitap edersin ama eşit mi, denk mi, tam mı, eksik mi karar veremezsin ya bazen işte öyle bir şey.
Bata çıka gidip geliyoruz işte. Verip veriştirsin, sorup soruşturursun, alıp satarsın; biriktirirsin belki ama elde avuçta ne kalır bilemezsin ya bazen ya işte öyle bir şey.
Hani bazen görüp duyarsın. Bazen de işitip göremezsin.Hani ağlarsın bazen, ağlatırlar bazen de.Bazen gülersin,güldürürsün bazende hani.Hani hem ağıt figan hem gülüş oynaş geçer ya günler. Hem ilk hem sondur yaşananlarhani. Kafalar karışıktır, zihinler bulanıktır ya bazen işte öyle bir şey
Işık mı yıldız mı yaldız mı; parlamış mı sönmüş mü akıl erdiremezsin. Sihir mi büyü mü tılsım mı; tutmuş mı çözülmüş mü kavrayamazsın. Ağzına tam gelir de diyemezsin ya bazen işte öyle bir şey.
Ayrın gayrınolmaz sevdadan yana. Aşk mı sevda mı sevgi mi başından savamazsın. Samimiyet mi sadakat mı seçemezsin ya bazen işte öyle bir şey.
Sevmişsin sevilmemişsin; askıda kalıvermiş sanki her şey şaşamazsın. Olmuş ya da olmamış; değişmiş ya da değişmemiş belli edemezsin. İlk mi son mu baş mı başlangıç mı sezemezsin ya bazen işte öyle bir şey.
Kırık döküktür her şey. Acı mı, sevinç mi, mutluluk mu saadet mi; çekişme mi çatışma mı uzlaşma mı tam öyle olduğuna inanamazsınya bazen işte öyle bir şey.
Çiğdem Talu(1939-1983)'nun sözlerini yazdığı, Melih Kibar (1951-2005) bestesi Erol Evgin(1947)'in söylediği yetmişli yılların unutulmaz şarkısı gibi işte:
Hani bir yağmur yağar da bazen
Hani gök gürler ya arkasından
Hani şimşekler çakar peşinden
İşte öyle bir şey
Evet; evet, yine de hayra yormak en güzeli.
İş olacağına varıyor. Panik yok tedbir var demek en iyisi. Hayırlısı olur inşallah.