Günümüzde ekonominin ve sanayiye bakışın paradigmaları tekrar yazılmaktadır. Dünyanın önde gelen iktisatçı ve mühendisleri sanayide yeni üretim modelleri inşa ederken toplumsal kurum olarak ekonomiye ve sanayiye bakış değişmektedir.

John Maynard Keynes 'İktisatçıların ve siyaset bilimcilerin fikirleri doğru da çıksa yanlış da çıksa sanıldığından çok daha güçlüdür. Aslına bakılırsa dünya neredeyse sadece bu insanların fikirleriyle yönetilmektedir' diye yazmıştır. Bugün ekonomi eğitimi alanlar günümüzden 150 yıl önce ortaya atılan paradigmalar ışığında ekonomik gelişmeleri yorumlamaya çalışmaktadırlar. Bu, Keynes'in ne derece haklı olduğunun göstergesidir. İktisatçıların ortaya koyduğu fikirler, toplumda çok ciddi bir tahakküm yaratmaktadır. Oysa dünya değişmektedir. Örneğin 60 yıl önce insanların refah düzeyinde olağanüstü gelişmeler yaşanmıştır. 1950'de doğmuş bir bebeğin ortalama 48 yıl yaşaması bekleniyordu. Sadece 60 yıl içinde bu ortalama yaşam süresi dünyamızda 71 yıla çıkmıştır ki Eskişehir'de bu beklenti 77 yıldır.
1990'lara göre çok cüzi miktarda bir gelirle (günlük 1,90 dolar altı) yaşayan insan sayısı günümüzde yarıdan da fazla azalmıştır. 2 milyarı aşkın insan ilk kez güvenli içme suyuna ve tuvaletlere kavuşmuştur. Sadece bu değişim bile dünya nüfusunun %40 artmasına neden olmuştur. Keynes'in dediği gibi 'Sorun yeni fikirlerde değil, içinde yetiştiğimiz, zihinlerimizin her köşesini kuşatan fikirlerdedir.' Zihniyet dönüşümü için zihinleri kuşatan eski fikirlerin dışına çıkmak gerekmektedir.

İzlanda Başbakanı Katrin Jakobsdott'in 'Çocuklarımız, 'Gezegeni niye kurtarmadınız?' diye sorduğunda, kapitalizmi ayakta tutmaya çalışıyorduk' demek istemiyorum.' İfadelerini kullanması zihinleri kaplayan eski fikirlerin dışına çıkılması için radikal bir çözümleme gibi görünse de adına Mutluluk Ekonomisi verilen ekonomik modellemeler üzerine çalışmalar yürütülmektedir.
İskoçya Ulusal Partisi lideri Nicola Sturgeon, İzlanda Başbakanı Katrin Jakobsdott ve Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern'den oluşan üç kadın;